X💙

1.4K 162 152
                                    

Merhaba güzellerim. Nasılsınız? Umarım ki iyisiniz

Sizce kaçıncı bölümde final yapmam gerek? Ben en az 30 düşünüyordum. Fakat sanırım bu gidişle en fazla yirmi de final olacak. Nasıl olsa yorum yapmıyorsunuz;') sırf sınır dolsun diye yorum yapmayın👉👈 bu yüzden sınırı en aza indirdim. 

Sınır: 50 yorum
























Jimin'den~

'Son haberlerle buradayız! Ünlü Jeon's Family şirketinin sahibi Bay Jeon ve karısı Bayan Jeon boşanma haberleriyle gündem oldular. Bugün öğle saatlerinde adliye önünde olan Jeon'lar bir kaç soruya yanıt verdiler. İlişkilerini her iki tarafın rızasıyla bitirdiklerini söylediler, ayrıca tek evlatları olan Jeon Jungkook hakkındaki soruya verdikleri yanıt şaşkınlığa sebep oldu. Bayan Jeon oğulları Jungkook'u evlatlıktan reddettiklerini dile getirdiğinde Bay Jeon da artık mirastan pay hakkına sahip olmadığını söyleyerek ona destek çıktı... Diğer habere geçelim'

Odada sessizlik olmasını sağlayan cümlelerdi bunlar. Jungkook öylece donmuş televizyona bakarken yanı başında duran Taehyung ve ben onu dürtüyorduk.

"Jungkook iyi misin?"

Taehyung titreyen elleriyle onu silkip yüksek sesle sormuştu bu kez. Gözlerindeki endişe buradan belli olurken benim de ondan farkım yoktu. Şayet Jungkook'un teni solmuş, dudakları rengini kaybetmişti.

"İ-iyiyim"

Ellerin avuçlarım arasına aldığım vakit bakışları bana dönmüştü. Gözleri bomboştu. "Taehyung su getir" demiştim hemen. Dokunsan ağlayacak gibiydi.

"H-hyung... beni hiç mi s-sevmemişler? Şu kadarcık bile mi?"

İki parmağını sımsıkı birbirine yapıştırmışken arasında boşluk yoktu...

Bir soru kalbimi anca bu kadar yaralayabilirdi. İnsan evladını sevmeyecektiyse niye dünyaya getiriyordu ki?

"Jungkook onları unutman, sevgi ummaman gerektiğini biliyorsun"

Sorusuna cevap vermemiştim. Cevabı belli değil miydi? Doğruyu söyleyip bir kez daha mı canını yakacaktım?

Anladı bunu. Tebessüm ettiğinde aslında çok güçlü olduğunu anladım. Başını eğip birleşik ellerimize baktığında kıkırdamıştı. Sanırım dikkatini dağıtmaya çalışıyordu.

"Jimin~sshii ellerin minicik!"

Parmaklarımı çekiştirip oynamaya devam ederken istemsizce ben de ona eşlik etmiştim. Kıkırdamak bulaşıcı en güzel şeydi.

Fakat bu kısa mutluluğumuzu bölen şey mutfaktan gelen kırılma sesiydi. İkimizde hızla ayağa kalkıp koşmuştuk. Mutfağa girdiğimizde tuzla buz olmuş bardak ve şok olmuş şekilde ona bakan Taehyung karşılamıştı bizi.

"B-ben, ben su getiriyordum. Aniden ellerim titredi, sonra da uyuştu. T-tutamadım"

Nefesim düğüm olup gırtlağıma takılmıştı. Anksiyete ve depresyon onu mahvediyordu. Her geçen gün çöken bedenini görmek kalbimi sızlatıyordu.

İstese bile yiyemiyordu. Çok az yiyor, bu da hızlıca kilo vermesine sebep oluyordu. Ona dokunduğumda kemiklerini hissetmek ciğerlerimi dağlıyordu.

Ne kadar bize belli etmese de yavaştan mahvoluyordu. Bize, kendine verdiği söz yüzünden savaşıyordu. İkimizin de gözü onun üzerindeyken tek bırakmamaya çalışıyorduk.

Yalnız kaldığında defalarca onu pencereden dışarıya uzun uzun gözlerini kırpmadan seyrederken buluyorduk. Bizi korkutuyordu bu durum.

Bunu Albama yapan kişiyi bulup ağzını yüzünü yumruklamak istiyordum. Fakat bir haftadır bara gittiğim her seferde kovulmuştum. İki ay önce gizlince kamera odasına girip üstüne elemanı da bayılttığım içindi sanırım.

Blue or Red? VminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin