XIX💙

1.2K 184 128
                                    

Sınır: 100 vote













"Hyung, güzel oldu mu?"

"Evet Jungkook. Seninki sanat eseri gibi olmuş"

Taehyung'un hayran bakışları mini pasta üzerindeki çizimdeydi. Arkadaşları eve gelecekti uzun süre sonra. Küçük kutlama gibi bir şey yapıyordular. Hepsi bu kez sıcak bir ortamın olacağını biliyordu. Jungkook bunun sebebinin Jimin'in uyarıları olduğunu biliyordu. Ancak umurunda değildi. Önemli olan güzel vakit geçirmeleriydi.

Bu yüzden büyük heyecanla hazırlıklara evli çiftin izin verdiği kadarıyla yardım ediyordu. Süsleme gibi şeyleri o yaparken Jimin yemekleri bütünüyle hazırlıyordu. Taehyung ise ortalığı toparlayıp masayı kurmada görevlendirilmişti. Şimdi boşta olduğu için Jungkook ile beraber süsleme yapıyordu.

"Hayatım tadına bakar mısın? Tuzlu mu olmuş? Ben anlamadım"

İkisi de aynı anda mavi saçlıya döndüğünde Taehyung ona uzatılan kaşığı ağzına almıştı. Güzel olduğuna dair mırıltılar çıkarırken hamile olan sulanan ağzıyla inip kalkan adem elmasını izlemişti. Dudağını yalama gereği duyarken kirpiklerini kırpıştırmıştı. Kesinlikle o yutkunuş kanının fokur fokur olmasına sebep olmuştu.

Bakışları bu kez kocasına sevgiyle bakan Jimin'e döndü. En güzel gülüşüyle Taehyung'un yemeğine yaptığı övgüleri cilveyle kabul ediyordu. Çok değil, yaklaşık iki ay önce onu becerirken oldukça maskülen görüntüsüyle alakası yoktu.

"Sen de mi tatmak istiyorsun?"

İrkildi. Dalmış ikisini izlemişti. Bu düşünceyle utandı ve cevap veremeyecek gibi hissetti. Utangaç tavırla başını salladığında Taehyung'un hararetli konuşmasıyla ona bakmıştı.

"Jungkook, kaç kez dedik canın bir şey istediğinde utanmadan iste? Kızımız küser sonra. Hem sonra bir yerlerin şişer"

Hamile olan siyah saçlarını yolabilirdi. Karşısındaki beden utanma sebebinin tamamen farklı sebepten olduğunu düşünmüştü.

"Tanrı'm! Hyung saçma sapan şeylere inanma!"

Jungkook kıpkırmızı kesilmiş yakınırken Jimin kahkaha atarak tencerenin başına geçmişti. Kıkırtıları dinmezken küçük kaseye çorbadan az miktarda koyarak hamile bedenin önüne bırakmıştı. Şefkatle saçlarını okşayıp "Sabahtan bu yana çalıştın, güzel iş çıkardın. Şimdi çorbayı iç. Az verdim, akşam da yiyeceksin ve mideni bozmanı istemiyorum güzelim" dediğinde heyecandan dudaklarını ısırmıştı Jungkook.

Bu iki adamın en ufak dokunuşunda kaskatı kesiliyordu. Zor nefes alıyor, kalbi yerinden çıkacakmış gibi oluyordu. Aynı zamanda onlardan övgü aldığında göğsü gururla kabarıyordu. Çünkü bu yaşına kadar övgünün ne olduğunu bilmeyen birisiydi.

"Sen de çok iyi iş çıkardın bebeğim"

Taehyung ayağa kalkıp onun alnına öpücük kondurduğunda söylediği bir cümle Jimin'i kızartmaya yetmişti. Cilveyle teşekkür mırıldandığında utanarak ocağın başına kaçmıştı adeta.

Afiyetle çorbasını içen Jungkook çabucak bitirip yeniden süslemek için harekete geçtiğinde beyaz gümüşü saçlının ilgili sesiyle ona dikkat kesilmişti.

"Jungkook, lütfen dinlen. Sabahtan bu yana oturuyorsun. Az kalk dolan. Belin, bacakların uyuşmuştur"

8 aylık olmuş karnına bakışları indiğinde yüzünde engel olamadığı bir tebessüm oluşmuştu. Koskocam karnıyla kendini pandaya benzetiyordu. Daha doğrusu Jimin ve Taehyung.

Blue or Red? VminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin