XIV🤍

1.4K 178 72
                                    

Merhaba👉🏻👈🏻

Yazım hataları için üzgünüm.

Sınır: gönlünden geçen yapsın:)



















Jimin'den~

İnsan bir çok duyguyu aynı anda yaşayabilir. Şu an o anlardan birini yaşıyordum. Şayet karşımda oturmuş, sıcak çorbayı üfleye üfleye yiyen Jungkook'un büyüttüğü gözlerindeki parıltılar en büyük etkendi.

Bu duygularımdan bazıları bana endişe, bazıları korku veriyordu.

Üflemeyi unutup sıcak içtiğinde dilini dışarı çıkarıp eliyle hızlı hızlı çırpmaya başladığında kıkırdamama engel olamamıştım.

"Jungkook, soğumasını bekle. Bak yandı dilin"

Taehyung endişeyle bardağına su doldurduğu sırada sanki sinirini ondan çıkarmak için mızmızlanmıştı Jungkook.

"Ama açım ben! Bekleyemem ki"

Alba’m gözlerini kısıp ona baktığında dudaklarını büzüp "Bana öyle bakma demedim mi hyung? Kızımız aç, ne yapayım?" dediğinde yutkunmama engel olamamıştım.

Neden?

Sebebi neydi?

Büzülmüş dudaklar, masum ses tonu mu?

Yoksa Taehyung ile bir çocuklarının doğacak olması gerçeği mi?

Mutlaka ikincisi bu. Başka bir sebebi olamaz. Bu doğru olmaz çünkü. Ya da kimi kandırıyorum ki? Ben o bebeği kabulleneli çok olmadı mı zaten? Sadece insan bazen kaçmak için kendine sebepler yaratır.

"Yoksa beni Jimin'e şikayet edersin değil mi?"

Taehyung oyununa eşlik ettiğinde zaferle gülümsemiş, coşkuyla "Evet! Jiminie benim kahramanım" dediğinde gerilen dudaklarıma engel olamamıştım. Kalbimin toz konmamış, keşfedilmemiş en ücra köşelerinde bir karıncalanma hissettim.

Tanrım... Aklımı benden alma...

"Peki ya ben?" diye garip bir ses tonuyla sordu beyaz saçlı. Sanki soruyu sormasa dünya yıkılacak, sorduğu içinse dünyası yıkılmıştı. Her türlü yıkılacak olan bir dünya kalmıştı ortada.

O dünya kimdi?

Ben miydim? Ben değildim.

Beni rahatsız etmesi gereken o soru sanki yerinde sorulmuştu. Merak ettim cevabı. Aynı onun gibi.

"Sen de... Sen de kahramanımsın. Belki kötü şeyler yaşadık. Ama nihayetinde benim ailemden kurtulmama vesile olan kişisin. Ayrıca kızımın babasısın"

Ne eksik konuştu, ne fazla. Birebir olanı söyledi. Kurduğu cümleler ne beni incitti, ne Taehyung'u. Çünkü kocamın dudaklarındaki saf tebessüm kalbimin kıvılcımlarını alevlendirmişti.

Taehyung benim için tek celsede atacağım birisi değildi. O benim dünyamdı. İyi günde, kötü günde mecazını onunla gerçek kılmak gururumu okşuyordu.

Dudaklarındaki o tebessüme aşık olmamış mıydım zaten? Saf tebessüm...

Alba’nın gözleri hiçbir vakit yukarılarda olmadı. Her zaman azıyla, elinde olanla yetinmeyi bildi. Onun dünyası sadece benden ibaretken artık bir kızı dünyaya gelecekti.

Ona kalsa asla bir çocuğu olmayacaktı. Orası ayrı bir gerçek. Travmalarla, korkularla, kaygı sorunlarıyla büyüyen birisi için normaldi. Normal insanlar anlayamaz belki ama doktor olarak bunu çok iyi anlıyordum.

Blue or Red? VminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin