Uzun bölümler pek rağbet görmüyor, istiyorsunuz ama sonuçlar istediğinizi pek göstermiyor. Sonuna kadar okuyup oylayalım lütfen...
"Kapıyı bir an açmayacaksın zannettim."
"Aynen," dedi onaylar biçimde Efrah. "Sana tüm kapılar kapalı zaten."
"Direkt olaya gir diyorsun yani?"
Ses Erdemin'di.
"E haliyle."
Gümüş kaplamalı dolaptan içki aldığını çıkan sesten anlamıştım.
"Bu geceki tavrın neydi senin?"
"Bana hesap soracak konumda değilsin." Efrah'ın sert sesi Erdem'in sesini böldü. "Sana karşı olan tavrım, manitanı etkilemesin diye çok uğraştım ama yaşlı cadaloz beni hayli zorladı."
"O ergen tavırlı kız yüzünden her şeyi batırdın. Kadının öz kızı, ne diye karışıyorsun?"
Masaya çarpan bardağın kırılma sesi tekrar Erdem'in sesini böldüğünde, "bırak," demişti. Muhtemelen elini kesmişti.
Gidip tıpkı bana yaptığı gibi yarasını sarmak istiyordum.
"Senin insanı duyguların yok olmuş olabilir ama benim halâ var. Kızın gözlerindeki ifadeyi görmedin mi amına koyayım." Saniyeler sonra tekrar söze girdi. "Ayrıca sen hesap vereceğim biri değilsin."
"Ah senin şu kibrin abicim," sinir bozucu bir şekilde güldü. Gidip yüzüne yapıştırasım gelmişti. "Kimseyi beğenmemen, herkesten nefret etmen, bitmeyen kibrin..."
Efrah cevap vermedi. Erdem tekrar söze girdi.
"Ne zaman?"
"Sen bırakınca."
"Eyvallah."
Hiçbir şey anlamasam da beklemeye devam ettim ancak zaten kapı bir süre sonra kapandı.
Hemen odadan çıkıp Efrah'ın yanına gittiğimde elinin kırmızıya büründüğünü görmüştüm. Tam da tahmin ettiğim gibiydi. Ağzımdan kaçan nidayla beraber hemen elini tutmak istedim ama elimi diğer avcunun içine aldı. Saçımı öptüğünde gözlerim kapanmıştı. "Baksaydım."
"Bakma bana öyle, elin kan olsun istemedim."
"Batikon var mı?"
"Yatağın yanındaki çekmecede olması lazımdı."
Hemen yukarıya çıkmaya başlayınca düşecek gibi oldum çok hızlı çıktığım için. O bana bu kadar yardım ederken, benim bir şey yapmıyor oluşum beni üzüyordu.
"Yavaş yavrum."
Gülmeye başlayınca dikkatimi dağıtmayıp batikon ve pamuk dolu paketle yanına indim. Bir sürü ilaç, adını bilmediğim medikal ürünler vardı.
"Bu kadar..."
Dememle oturduğu yerden beni yanına çekti. "Lazım olur diye," göz kırpmasa olmuyordu sanki. O kadar çok hoşuma gidiyordu ki bu hareketi.
"İnanmış gibi yapıyorum," kutudan çıkardığım batikondan birkaç damla elinin üzerine döktüğümde elinin altına yana bacağıma birkaç tane pamuk sermiştim, koca elini bacağıma koymuştum, tüm bacağımı kaplıyordu.
"Kardeşinle aran neden böyle?"
Kanlı olmayan elimi yanağıma koyup yüzümü kendine yaklaştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIK VE SAĞANAK| Daddy İssues +18
ChickLitDaddy issues kitabıdır. Kitabın bu başlık altında olması uyarı niteliğindedir! Sağanaktan kaçmanın tek yolu, bir yere ya da birine sığınmaktır.