24. Bölüm

4K 134 5
                                    

Herkese merhaba...

Bölüm yazmayı, sizlerle etkileşimde olmayı o kadar çok özlemişim ki onu fark ettim.

Bölümün uzunluğunu nasıl bulursunuz bilmem ama motivasyonum düşmezse yazmaya devam edeceğimi temenni ederim.

Anlayamadığınız noktalar olursa ya da hatırlamıyorsanız bir önceki bölüme göz atabilirsiniz!

🌑

Regl ağrım düne rağmen daha iyiydi, aksi halde Efrah eve Emre'yi çağıracağını söylemişti, ki yeni bir kıskançlık krizine gerek yoktu. En son bayıldığımda Emre en yakın arkadaşı olmasına rağmen bir hayli olay çıkartmıştı yoktan yere. Efrah'ın uykum arasında bana bir iki kez iyi olup olmadığımı sorduğunu çok net hatırlamıyordum, ve karnımdaki eller bunun bir rüya olmadığını söylüyor, hayalimdeki adamın sahiciliğini gözler önüne seriyordu.

Saçlarımdaki ellerin sahibine döndüğümde bana en güzel gülümsemelerinden birini hediye etti.

"İyisin mi bebeğim?"

"İyiyim aşkım," dedim 'iyisin mi' sorusuna karşılık gülerek.

"Bir daha desene," beni bacaklarımdan kendine çekip.

"Aşkımı mı, aşkım?"

Beni kucağına alıp yanağıma bir öpücük kondurdu. Öpücüğü aklımı alıp götürürken, beni odadaki pufun üzerine bebek gibi yerleştirip bir çift çorap çıkardı bana.

Ayaklarıma ikisini de geçirdikten sonra,"ayaklarını sıcak tutman gerekiyormuş." dedi odadaki sessizliği bozarak.

"Öyle miymiş?" dedim ben de güzel yüzünü incelerken bir hevesle.  Aklımdan öylesine bir soru salladım.

Didem'le Erdem'in için evimize gelen bu adam tamamen hayatım olmuştu. Hayat ondan ibaretti.

"Dershanen yarın başlıyor, biliyorsun değil mi bebeğim?" Gözlerimi kapatıp sesini uzunca bir süre dinlemek, geniş kollarının arasında uykuya dalmak istedim. Ancak Efrah'ın hatırlatması düşüncelerimi toz duman etti.

Elimi ağzıma kapadım, küçük bir şaşkınlık nidası fırlayıverdi. Efrah'ın benden çok beni bilmesi ona olan sevgimi her geçen gün daha da arttırıyordu.

"Unuttum, nasıl unuturum?"

Kendimi mahcup hissetmiştim, Efrah sırf babama olan hukuk okuma sözümü duyar duymaz beni dershaneye yazdırmıştı, ama ben bu detayı unutmuştum.

"Efrah, istiyorum."

Efrah'ın gözleri gözlerimdeydi ama bu cümlemle odağı kaybolmuştu. "Efendim?" muzip bir tavra büründü.

"Yani gitmeyi her şeyden çok istiyorum, üniversiteye gitmeyi, babamı gururlandırmayı çok istiyorum," dedim tek solukta.

"Baban sen hiçbir şey yapmasan bile seninle gurur duyuyor," dedi elini saçlarımda gezdirerek, ve sesini alçaltarak.

"Efrah biliyor musun eksik olan her yerimi tamamlamaya başladın. Annem hiçbir zaman regl ağrım olduğunda ilgilenmedi," dedim üzüntüyle."Ve babam gibi bakıyorsun bana..." dedim sonlara doğru içime kaçan sesimle.
Babam gibi gözlerimin en içine bakıyordu, beni anlıyordu, gözlerimden kalbimi görüyordu.

"Babam gibi gözlerime bakıyorsun, gözlerimde arıyorsun beni."

Ah, gözlerimde kalbi gören adam.

Derin bir soluk aldı. Alt dudağını yaladı. "Her şeyi yaparım senin için. O gün mutfakta gözlerinde korkuyla birlikte eksik duygularına da hapsolmuş, ama belli edemeyen minik bir kıza kapıldım."

Ellerimi omzuna sardığımda oysa ellerini belime hapsetti. Uzunca sarıldık birbirimize.

Aklıma bir detay geldi.

Telefon.

Telefona gelen mesaj.

Aldığım nefes soluk borumda takılı kaldı.
Efrah, kadın tacirciliği yapan bir adam mıydı?
Ama ben onu seviyordum, Efrah bir şeyi yapabilir miydi?

Ellerimi anında çektim.

"Güzelim?" dedi büyük bir sakinlikle. "Seni mi incittim, çok mu sıkı sarıldım?"

"Efrah," dedim gözlerim dolu dolu, çıplak kollarımı bedenime sardım. "Ben çok korkuyorum," deyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Başını yüzüme eğdi. "Benden mi?"

Ard arda yutkundum. "Bunu söylerken utanacağım, ihtimallerden dolayı belki de seni kaybedeceğim." sustum. Diyemedim.

Sen genelev mi işletiyorsun diyemedim.

O mesaj neden telefonuna geldi diyemedim.

Gözlerinde korkuyu gördüm, sakinleşip söylememi bekliyordu.

"Efrah sen kadın pazarlamacılığı-"

"Sakın." Tok sesi aciz sesimi anında böldü, işaret parmağı dudaklarıma gitti, elleriyle gözyaşlarımdan dolayı yüzüme yapışan saçlarımı çekti.

"Asya... güzel kızım, bebeğim...sen bana nasıl böyle bir soruyu sorarsın?"

Sesi fısıltıya dönüştü. "Neden beni bu kitabın kötüsü yaptın minik kızım?"

İki soruyla kendini ifade etmişti. Bense halâ aklımdakileri toparlayamıyordum.

Efrah benim adamımdı.

Gözlerimden kalbimi gören benim adamım.

Beni karanlıktan, o evden çıkaran adam.

"Efrah babanın sana yazdığı mesajı gördüm."

"Aşkım," dedi. Kalbimin teklediğinden bi haber. "Babamla benim aramın yıllardır kötü olmasını sebebi bu, Erdem en iyi oğlu çünkü işleri ortak, onu seviyor çünkü onun istediği işi yapıyor."

Evet Efrah'ın babası buraya geldiğinde tavrı çok kötüydü, hatta adamdan başlı başına kötülük akıyordu ancak böyle bir şey aklıma gelmemişti.

Gözlerim korkuyla açıldı. Ablam aklıma geldi.

"Ablam neden böyle biriyle olmak ister Efrah, ablam neden kardeşinle olmak ister?aklım almıyor."

Gözleri gözlerimde takılı kaldı. "Ya ablan sandığın kadar iyi değilse?"

İyi olmak zordu.

Kötülüklerin arasında iyi olmaksa saha da zordu.

Hayat da tam bu ayrımda başlıyordu.

Umarım içinize sinmiştir bölüm, aklınıza takılan her şeyi sorabilirsiniz...❤️

Kendinize çok iyi bakın...oy vermeyi unutmayın. :')

ÇIĞLIK VE SAĞANAK| Daddy İssues +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin