26. Bölüm

4K 180 23
                                    

Uzun bir bölüm oldu...

Sınır koyacağım için oy vermeyi, yorum yapmayı ihmal etmeyin şimdiden.

🖤

Ender hoca imasının üzerine beni bir sınıfa yönlendirmişti. Sınıfın kapısını açtım ve ferah ve temiz kokan sınıfla daha da mutlu oldum. Duvarlar beyazdı, sadece 12 tane sıra vardı 4lü bir şekilde yerleştirilmişti.

Tahta projeksiyon ve öğretmen masası ve birkaç tabloyla sade ve ferah bir sınıftı.

En sol tarafa geçip ikinci sıraya oturmuş oldum, ayrıca oturduğum kısım yarım camlarla kaplıydı ve dışarıyı görmek mümkündü.

En arkalar doluydu ve yavaş yavaş gelmeye başlıyorlardı. Ben iki ay sonradan katılmış okuduğum için birçoğunun birbirini tanıdığı belli oluyordu. Bazıları beni görünce şaşırıyor, bazılarıysa hiç fark etmeden sırasına oturuyordu.

"Lan Anıl," diye bir ses geldi arka taraflardan. "Oğlum sen mal mısın evdeyken niye istek atıyorsun bilmiyor musun oynayamadığımı?" Dedi çocuk elindeki telefonla uğraşırken, ilk defa telefona bakıyormuş gibiydi.

Anıl denen çocuk sarışın ve mavi gözlüydü, ofladı. "Niye kardeşim yarana tuz mu bastım ne bu öfken," dedi bir ön sırasında oturan çocuk. "Benim mi suçum orospu Koray," diye iğrenç bir küfür savurdu ardından. "Sevgili ailen elinden telefonu alıyorsa ben ne yapayım?"

Koray denen, ve ufak çaplı tartışmayı başlatan çocuk sabır diledi kafasını kaldırıp. "Aç aç başlıyoruz," dedi Anıl'ın elindeki telefonu göstererek, sanırım oyunu diyordu.

İçeriye topuklularıyla dikkatleri çeken kız giriş yaptı. Saçları kısa ve kıvırcıktı, esmer güzeli denebilirdi. Boyu çok da uzun değildi, benden biraz uzundu. Bizden birkaç yaş büyük olduğu belliydi. Kolundaki çanta ben pahalıyım diye bağırıyordu.

Gözüne beni kestirdiğinde dudağının kenarı alayla kırıldı. Gözlerimi devirmemek için zor durdum. İnsanları bazen anlamak zordu. Lisede de böyle bir kız vardı, okula nakil olduğumda beni tanımadan kibirle yaklaşmıştı.

Hemen arkamdaki sıraya geçtiğinde boyu nerdeyse benimle aynı olan kahküllü ve gözlüklü bir kız daha girmişti. Çantası ve topuklu ayakkabısı pembeydi.

"Aa süslümüz de geldi," dedi Anıl gülerek.

Kız içeriye girdikten sonra yüzünü buruşturdu. Oyun oynayan ikilinin başında dikildi. "Senin gibi beyinsiz olsaydım ne olacaktı?"

"Sen ben olabilir misin canım," deyip oyununa döndü adının Anıl olduğunu öğrendiğim çocu

Sınıfa biri daha girdi. Kulaklarında birkaç küpe vardı, sağ elinin üzerinde dövme vardı birkaç tane de yüzük. Simsiyah giyinmişti, yırtık bir kot ve siyah tişört. Arka tarafa doğru ilerledi.

"Çok da merak-" diyemeden göz göze geldik kahküllü kıza. "Oha sınıfa yeni biri gelmiş," dedi sevinçle ve biraz da yüksek sesle. Çantasını sıraya koyduktan sonra elini bana uzattı. "Ben çisem, ya sen?"

"Asya," dedim biraz utanarak.

"Asya...ismin çok güzelmiş. Hoşgeldin sınıfımıza." Kulağıma eğildi hafifçe. "Bunlar biraz kabadır sana hoşgeldin demedilerse eğer gücenme."

"Hayır," dedim genişçe gülümseyerek. "Dert etmem."

Anıl kafasını bir anlık kaldırıp 'hoşgeldin' dese de Koray denen çocuk kafasını kaldırmadan demişti.

ÇIĞLIK VE SAĞANAK| Daddy İssues +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin