3. Bölüm

23.7K 550 229
                                    

Yorum istiyorum ona göre ha, benim yazmam için sizin de bana destek olmanız gerekiyor.

Sanırım sevdiniz bu kurguyu?

O zaman eller oya.

Abla: Gelme eve, ben Erdem'le dışarı çıkacağım, annem de seninle tek kalmamak için gitti.

Abla: Nerede olduğunu da bilmiyorum, beni rahatsız etme.

Abla: Ne de olsa başbaşa olacağız. :)

Ne zannediyordu, onu kıskanacağımı falan mı? Hah.

Telefonun yere yüzünü masaya çevirip dişlerimi sıktım.

"Ablan mı?"

"Evet," dedim, gerginlikle. "Erdem'le dışarı çıkacaklarmış, annem de benimle tek kalmamak için evden gitmiş. Gelme eve diyor."

Kaşlarını çattı derince. "Zannediyordum sen evde tek başına kalabilirsin." Büyük bir kırgınlıkla ona baktığımda, kırgınlığım sebebinin ailem olması pek de anlaşılmayacak bir şey değildi.

"Asma güzel yüzünü," dedi, yüzümde bir yere odaklanarak. "Annenin geçmişini öğreneceğiz ortak ama sen böyle başlarsan biz devam edemeyiz."

Önüne gelen filtre kahveyi dudaklarına nazikçe götürdüğünde, içtikten işaret parmağını bana yönelterek kaldırdı. "Ayrıca Erdem demek senin için saygısızlık olur, senden büyük."

"Sana da isminle hitap ediyorum farkettiysen."

Belki de fazla çirkef davranıyordum ama özellikle yaptığım bir şey değilken, benimle inatlaşmaya devam edecekse, özellikle yaptığım bir şey haline dönüşebilirdi.

"Benle o bir değil."

"Ne demek değil?" Büyük bir hayretle sorduğum soru insanların dikkatini çekmişti. "Seninle burada sırf bana yaptıkları muamele üzerine, ablamın sevgilisinin abisinden bilgi alıp, plan yapacağım diye buluştuğum için mi ondan farklısın?"

Yan masadaki adam bana dikkatle baktığında ben ona daha da dikkatli baktım, gözlerini ya çekecek ya çekecekti.

"Benim yanımdaki kız başkasına bakamaz. Önüne dön."

Kahveyi serçe masaya koyduğunda, fincanın altındaki küçük tabakta küçük bir kahve göleti oluştu.

Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. "Şaka mı. Sadece bana baktığı için ben de kesmesi için baktım."

"İlk soruna cevap vereyim," garson gelip önündeki çatlak yarısı dolu kahveyi yanına gelen çocuğa verip, elindeki bezle masayı sildi. "Benimle buluştuğun için değil, benim yanımda olduğun için bana bu şekilde hitap edebilirsin. Ona edemezsin çünkü senin yanında değil, yanında olan yakınında olamaz ve sen, yakınında olmayan birine bu şekilde hitap edemezsin."

Gereksiz edebiyatına yüzümü ondan başka bir yere çevirdiğimde masaya eğilip, çenemi tutarak kendine döndürdü. "Ve şaka yapmayı sevmem. Tıpkı trip atan kızları sevmediğim gibi."

Kendimi serbest bırakarak, ve onun gibi havalı olmayı ümit ederek sandalyeme yaslandım. "Aynen ondan. Gideceğim ben hadi, sıkıldım."

Zaten masa boştu, bana 'otur' anlamında bir el hareketi yapıp, kasaya gitti, adam Efrah'ın geldiğini görünce büyük panikle baktı. Efrah'sa adamın omzunu sıvazlayıp parayı uzattı. Yanıma gelmeden önce bana dik dik bakan o adamın masasına eğilip, adamın kulağına bir şeyler fısıldadı, adam o an gözlerini açıp kapattı onay anlamında. Kafamı iki yana sakladığımda benim önden gitmem için bekledi, kapıya ulaştığımızda elimi eline hapsetti.

Şaşkınlıkla ona döndüm.

"Ne yapıyorsun? Ne münasebet."

"İşi hızlandırıyorum, bunun ve daha ilersinin olacağını ikimizde biliyoruz."

O anın verdiği şaşkınlıkla arabaya bindiğimde arabanın motorunun sesinden başka bir odağım olmamıştı.

Aklıma gelen şeyle ona döndüm. "Ben eve gidemem. Anahtarım yok benim."

Aynaları kontrol ettikten ve sağa sinyal verip, gaza bastığında geriye savruldum. "Bu yüzden bendesin bugün, minik surat."

"Benim suratım yaşına göre gayet uyumlu bir kere. Minik falan da değil."

O güzel gülüşüyle güldüğünde, ben yüzünü çevreleyen sırasındaki kısa sakallarına baktım, avcumda batması bana muhtemel haz verecekti.

Sitede yaşıyordu, aynı evden bir sürü vardı. Bana evi gösterdiğinde ben yürüyorken beni belimden tutup, ters döndürdü. Götünü görüyordum, şaka değil.

"Yine ne yapıyorsun diyeceğim ama yine boşa gidecek değil mi?"

Elini kalçama götürdüğünde ben çığlık attım, o ise güldü. "Manyak!"

Kapını açtıktan sonra göz kırptı. "Yorulma diye."

Evi sadece beyazdan oluşuyordu, fazlaca temiz görünüyordu bu görüntü. Masasının üzerinde olan bir sürü kağıdı gördüğümde bunun çalışma kağıtlarından olduğunu anladım. Okul numarası ve son sınıf olduğunu belli eden bir yazı gördüğümdeyse şaşkınlıkla ceketini çıkartan Efrah'a döndüm.

Kaşları düz bir çizgi haline geldi, öğrenmeme mi istiyordu yoksa? Dudaklarımı büzdüm mahcupca.

"Sen öğretmen olamazsın."

"Neden?" Dedi, gülerek. Bir yandan da kağıtları topluyordu.

"Hiç o tip yok sende."

"Üzerinde çalışmıyorum zaten, matematik öğretmenliği okudum ama kendi işimi yapıyorum," bir an ki ciddiyetine kapılmıştım beni sonunda yine alaya almıştı. "Sana yardım edebilirim tabi ufaklık kazanman için,"dedi göz kırparak.

Gözüm elinde tuttuğu bir sürü kağıda kayınca anılarım gözümün önünden geçti. Ben hep o çok çalışan, dersi önden dinleyen o kızdım ta ki babamın ölümüne kadardı her şey.

"Bıraktım," dedim öncelikle sadece. Koltuğa oturduğunda ben de oturdum. "Okumak istemedim, beni yorduğunu fark ettim. Zaten o sıralar babamın ölümünden başka bir şey düşünemiyordum."

"Hiç mi girmedin sınava?"

İki yıl geçmişti ben sınava gireli, aldığım sonuçsa umrumda bile olmamıştı. "Hukuk kazanmıştım." Hiçbir duygu barındırmayan sesim, ona garip geliyordu. "Geldi geçti işte. Benim okumamı isteyen tek oydu zaten, hep de derdi avukat olmanı istiyorum diye. Sonucumu göremeden öldü, bana kazandığımı görmesi bile yeterdi oysa."

Gözlerim dolduğunda masanın üzerinde duran peçetelikten bir peçete alıp, gözlerimi sildi. Her kelimenin üzerine başını sallıyor, gözlerini benden ayırmıyordu. "Annemse bana hep seni satacağım, ne okuması, derdi. İnan bana gerçek mi, yalan mı olduğunu bile anlayamıyordum."

Tekrar başını salladığına dayanamayıp, ona sarıldım. Elindeki peçeteyi gelişigüzel masaya koyup, kollarını bana sardı.

Özellikle boynu mu parfüm kokuyordu bilmiyordum ama bu parfüm onun kadar mükemmeldi. Burnumu yanlışlıkla oraya değdirmemle irkilip, önce uzaklaşsa da sonra sıkıca sardı beni.

"Her şeyden seni koruyacağım minik suratlı kızım. Annenden bile."


Oy vermeyi unutmayalım.

ÇIĞLIK VE SAĞANAK| Daddy İssues +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin