Siz var ya siiiiz. Yazmam belki dedim ama gerçekten sizin sayenizde ben de çok istedim bu bölümün olmasını.
Bu bölüm+18 ögeler içermektedir.
Slow Down.
Softcore.
Collide
Daddy issues.
*Yere sinirle attığım topuklu ayakkabıları alıp kapıyı açtım.
Görüşmemek.
Bir sevgiyi içimde yeşertmiş, türlü hislerle büyütmüştüm, yanımdaki adamsa buna kendini hep hissederek buna destek olmuştu.
Ama hisler aldatıcıydı.
Varlığını bu sefer de parmaklarımın üzerinden kendini belli eden adam aynı adamdı.
"Aptal." Kafasını kulağımın hemen arkasına arkasına koydu.
"Aptalsın."
Kapıyı ayağıyla kapattıktan sonra kapının hemen yanındaki duvara beni yaslamıştı.
"Her şeyi yanlış anlıyorsun." Bedenimi duvara yasladığında hareketleri aceleci, tavrı netti. Fütursuzca bakıyordu gözlerime, sanki beni ilk defa görmüş gibi, sanki hiç bilmiyormuş gibi. Bedenimi kaplayan bedenini istemedim, sanırım ilk defa onun altında ezilmek istedim, delice onu istiyordum. Bedenim bedeni tarafından ezilirken tek hissettiğim his, zevkti.
Ben onunlayken ben gibi olmak istemiyordum.
Boynuma düşen burnu nefesini oluk oluk içime girmesine sebebiyet veriyorken, dudaklarımdan iniltiler çıkardım. Efrah, patlamayı bekleyen bir bombaydı ve ben o bomboyı hazırladığımı, gözlerindeki koyuluk arttığında anlamıştım.
Dilimi dişlerimde gezdirdim ve bacağımı baldırına kaldırıp koydum. Yere düşen ayakkabımı ayağıma giydirdiğinde derince gülümsedim. Alnıma bir öpücük kondurdu. Ayakkabının topuğunu kendimi duvara itip, iyice yaslandıktan sonra ince topuğu bedeninde gezdirmeye başladım. Bu hissin verdiği mükemmel hazzı biliyordum. Kafasını iki yana sallayıp bana meydan okuduğunda ayakkabının tabanını kabarmış sertliğine koydum. Düşmemem için bacağımı desteklediğinde kendini bana daha çok itti.
Topuklunun tabanıyla onu ezmeye başladığımda boğuk bir ses için dudaklarını araladı. "Bebeğim, işini çok iyi biliyorsun, siktir."
Kendini bana daha çok itip bacağımı daha sert tutuyordu, kızardığına emindim.
"Bana görüşmeyelim dedin," dedim, sesimdeki inatçılıkla, onu bitirmek istiyordum.
Güldü. Gülüşünden öpmek istedim.
"Aynı evdeyken görüşmeyelim, demek istemiştim."
Sanki bedeninden yayılan sıcaklık her an daha da artıyor gibiydi. Lanet olsun, bu adam için ölebilirdim.
"Ben mi anlamak istediğim gibi anlıyorum yoksa sen mi çok kapalısın Efrah?" Efrah'ın adını söylediğimde, ikinci hecesini öyle bir söylemiştim ki ağzımdan kaçan iniltileri hepsi için yarışırdı.
Gözlerindeki şehvet pırıltılarıyla beni baş başa bıraktığında bacağımı yere indirdiğinde yaptığım işi yarım bırakmak zorunda kalmıştım.
"Ölürüm senin için."
Alt dudağımı hafifçe çekiştirip öptüğünde dudağımı emmeye başladı. Üst dudağıma geçtiğinde de aynı işlemi yaptığında dudaklarımı çektiği için sesler yankılanıyordu. "Sexy ve inatçı bebeğim benim." Dudağımın hemen altını öptü. "Sadece benim."
Alt tarafımı bedenine sürttüm ve uzayan tırnaklarımı omzunda gezdirdim. "Sadece seninim babacığım."
Hoşuna gidiyordu, biliyordum.
Beni kucağına yerleştirip odaya götürdüğünde sinsice gülümsedim. Mükemmel rahat yatağına beni bir elini belime bastırarak yatırdığında başını boynuma yerleştirip sayısız öpücük kondurdu. Elimi penisine götürdüğümde elimi çekmek istese de onu kavradım ve elimi çekmedim. Yapacağım adımı bekliyorken, sırıtışım gittikçe büyüdü.
"Nasıl da sertleşmiş senin için, hissediyorsun değil mi bebeğim?"
Çok çok büyü ve sertti.
Altımı çıkardığında bacaklarının üzerine oturdum. Popoma yediğim şaplak, sanırım tüm yanlış anlaşılmalar içindi.
"Babayı yanlış anlamayı kes."
Dudaklarımı dudaklarına hizzaladım. Nefesimi üflerken, altımdakini hissediyordum, çıplak olmamasına rağmen hissediyordum. Efrah'ın hareketini ya da sözünü beklemeden kendimi hafifçe sürttüm. Efrah'ın tüm damarları belirginleştiğinde boğazından fırlayan seslere veda edeceğim için üzülmüştüm.
Kendimi çekip yatakta yükseldim, tüm kıyafetlerden kurtulduğumda Efrah'ın ne yaptığımı anlamaya çalışan gözlerini gördükçe daha fazla gelen gülme isteğimi bastırıyordum.
Dilimi dudakları üzerinde gezdirdiğinde "Ne yapıyorsun?" dedi.
"Bir kez daha seni yanlış anladığımı gösteriyorum."
Parmağıyla banyoyu gösterdi. "O banyoya girersen, yapacaklarım için pişman olmayı beklersin."
Fazlasıyla sinirliydi.
Fazlasıyla yarım kalmış gibiydi.
Ve banyoya girip, kapıya yaslandığımda aynaya yansıyan kırmızıyla kaplanmış yüzüme baktım.
İç geçirdim derince.
Bu iç geçirme, Efrah'tan gelecek olan intikamlar ve daha fazlası içindi.
Şeytani bir şekilde gülüyorum arkadaşlar, keşke siz de görseniz, keşke o da görse, bilse çünkü başına gelecekleri ve kendi başına yapacaklarını bilmiyor (Efrah için söylüyorum) bilmiyorsunuz. Olsun, görürüz.
Benim bile tadı damağımda kaldı, merak etmeyin kapatırız arayı.
Ay çok mu kötü biri oldum ben şimdi
Bilmiyorum ama belki oyları arttırırsanız iyi biri olablirim...
Bolca kalp.
Oy sınırı: 55
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIK VE SAĞANAK| Daddy İssues +18
ChickLitDaddy issues kitabıdır. Kitabın bu başlık altında olması uyarı niteliğindedir! Sağanaktan kaçmanın tek yolu, bir yere ya da birine sığınmaktır.