Biz geldik!
Seri bir şekilde bölüm atmayı umuyorum, benden desteklerinizi eksik etmezseniz burdayım...
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.
Önceki bölümün son kısmı:
Çikolatamdan bir ısırık aldıktan sonra derin bir nefes alıp şifresi olmayan telefonu açtım. Bir bildirime takıldı gözüm. Sonraysa yazana. Yazan Özge'ydi.
Yeni kızlar getirmiş Erdem. Babana bir adım atma vakti gelmedi mi sence de? Gelip bakmak istersen eğer:
Adres*
🖤
Ellerim titreye titreye telefonu bıraktım komidine.
Bir şeyleri anlamıştım, ve bir yanılsama olmasını istiyordum tüm bunların.
Efrah duştan çıkınca yatağa oturdum ve dolan gözlerimi saklamaya çalıştım. Ağlamamayı ve sakin olmayı kendime telkin ediyordum. Efrah arkamda olduğu için şanslıydım.
"Yavrum?"
Arkama dönüp ona baktığımda havluyla saçlarını kuruluyordu. "Ne oldu? Yüzünün rengi kayboldu."
"Hiç," dedim dilimin ucundakileri bir kenara iterek. "Sıkıldım sanırım seni beklerken."
"Gel," dedi kollarını iki yana açarak. Sıkıca sarıldım. Efrah kadın ticareti yapmazdı. Öyle biri değildi.
Ondan ayrıldıktan sonra aşağıya inmek için odadan çıktım. Kapı tekrar açıldı. "Nereye bebeğim?"
"Aşağıya. Film falan izlerim belki."
İki elini belime attı ve ayak uçlarım onunkilere değdi. Kalbim anında hopladı. Ona güveniyordum ama aklımda acaba sorusu hep dolanıyordu. Efrah'ın babasına karşı başkaldırdığını biliyordum ama babasına itiraz ettiği konunun bu iğrenç ticaret dışında başka bir şey olmaması için tüm duaları okuyabilirdim.
Yapmamalıydı. Sahipsiz kızının inşaa etmeye başladığı evi yıkmamalıydı.
Burnunu hâlâ üzeri çıplakken saçlarıma daldırdı. "Seninle film çekmek varken sen film izlemeye gidiyorum diyorsun," dedi yarı gülümser biçimde.
"Zevkler ve renkler diyorum," dedim ellerini göğsüne koyup tırnaklarımı gezdirerek.
"Zevkin de rengin de bende," dedi bileklerimi okşarken.
İşte bundan şüphem yoktu.
"Sen git ben giyinip geliyorum hemen."
Onu onaylayıp mutfağa gittim. Efrah'ın dolabından eksik olmayan şekersiz çikolatalarından alıp büyük camın önüne geçtim.
"Pislik kadın," dedim sinirle çikolatayı paketinden ayırarak. "Senin onurun, gururun nerede kayboldu acaba." Hemcinsinin ticaretini doğrudan ya da dolaylı yapacak kadar kimseyi düşürmesindi yaradan.
"Bitireceğim kızım seni," dedim ağzımda çikolatayalı eritirken. "Benim olana kur yapmak neymiş göstereceğim sana."
Tekrarladım. "Bitireceğim."
Son derece kıskanç ve bana ait hissettiğimi son derece benimseyen biriydim.
"Beni mi bitiriyorsun yoksa, hangi pozisyonda peki bitirici hanım?"
Belime can simidiymişçesine sarılan kolları belimden ayırıp Efrah'a döndüm.
"Tek soru soracağım tek cevap istiyorum."
"Sor," dedi kaşlarını çatarak.
"Özge sana mesaj atmış," dediğim an benden bir adım geriye çekildi. "Telefonumu kurcaladın?"
"Sorun bu mu?" Dedim bağırarak.
"Bana bağırma," dedi sesini yükselterek.
"Erdem'in yeni kızlar getirdiğini söylemiş, bakmak ve babana şans vermen adına konumu yollamış."
Alnını ovdu, dişlerini sinirle dudaklarına geçirdi.
"Babamın onunla gitmesini istediğim yol bu. Kadınları satmak. Fuhuş."
Sözleri beynimde yankılandı.
Efrah'ın babasıyla anlaşmamasının nedeni onlar gibi iğrenç bir insan olmadığı içinmiş.
"Babanı sevmemenin nedeni bu muydu?"
"Evet."
"Özge neden seninle bu denli iletişim kurmak için can atıyor?" dedim sinirle. Yüzümün kıpkırmızı olduğuma emindim.
Bana adım adım geldi.
"Beni mi kıskanıyorsun sen?" Vücutlarımız birleşmiş haldeydi ve onun tüm kıvrımlarını hissediyordum. Dokunmamak için tırnaklarımı avcuma geçirdim.
"Sana neden bu kadar yakın, Efrah öz kardeşin olsa bile bu yakınlığı normal değil. Buraya geldiğinde sana olan bakışını ve bana olan nefretini gördüm, ki tanımıyor beni bile!"
Parmakları çenemde yer etti.
Yüzümü yüzüne yakınlaştırıp ağzımı büzüştürdükten sonra kendini bana iterek dudaklarımı öpmeye başladı.
Nefesimi bana tekrar teslim ettiğinde soluk soluğa konuştu.
"Hasta o. Babamın ilk evliliği onun anmesiyleydi ve annesi onu terk ettiğinde çok küçüktü. Babam onu evden bir şekilde ayırsa da Erdem'le birçok gece onu yatağında bulamadık."
Onu dinlemeye devam ettim. "Ve o hep o eve gitti. Aslında hep annesi ve babamla mutlu günlerini aradı. Biz onunla yaşıyorken evde huzursuzluktan başka bir şey yoktu. Erdem'le yine aramız bozuktu ama şimdiki kadar değildi."
Gözleri omzumun üzerinde bir yerde takılı kaldı. Gözleri kızarmaya başladı.
"Onu prenses gibi yaşatsak da en sonunda psikolojik destek almaya başladı. Günlerce hastahanelerde yattı. Ne olduysa ondan sonra oldu, bana karşı ilgisi değişti, ne yaptığını bilmiyor. Dışardan güçlü bir kadın gibi görünse de içinde hâlâ benden ilgi bekleyen bir kız çocuğu var. Doktoruyla konuştum, tepki vermememi söyledi."
Kollarımı kaldırdım ve onu sarmak için ayak ucumda yükseldim.
Doğru bir yol varsa o da sadece Efrah'tı.
"Sen çok güzel bir adamsın," dedim kulağına fısıldayarak. "Benim adamım."
Eveeet bu konuya da açıklık getirdik oh
Destek, destek, destek tam destek...yıldız diyorum... parlatın diyorum.
Sizi seviyoree 🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIĞLIK VE SAĞANAK| Daddy İssues +18
ChickLitDaddy issues kitabıdır. Kitabın bu başlık altında olması uyarı niteliğindedir! Sağanaktan kaçmanın tek yolu, bir yere ya da birine sığınmaktır.