15

2.4K 274 239
                                    

Sabaha karşı iyice şiddetlenen yağmur dağların arasından tırmanıp tepeye doğru yükselen güneşle birlikte yavaşladı, kısa bir zaman içinde tamamen durdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sabaha karşı iyice şiddetlenen yağmur dağların arasından tırmanıp tepeye doğru yükselen güneşle birlikte yavaşladı, kısa bir zaman içinde tamamen durdu. Son günlerde alışılmış sıcaklar artık yoktu. Şiddetli bir yağmur sonrası soğuk hala kendini koruyordu. Kral da tam olarak bu sebepten açtı gözlerini. Çıplak kalmış omuzları üşümüş, kendisini titretiyordu. Çıplaklığının verdiği tuhaflıkla duruma aydığında gözleri hızlıca göğsündeki sarı saçlara kaydı. Gövdesinde bir pati kadar küçük kalan elin sıcaklığı ve sarışının dudakları arasından verdiği ılık, düzenli nefesin nemi vardı. Böyle onun içini ısıtan şeylere alışık değildi Christopher. Durumu çok garipsedi. Ama üzeri hala gece örttüğü gibi güzelce kapalı mı diye kontrol ettiği sarışın onu buna hızlı adapte edecek gibiydi. Doğrulttuğu başını geri yastığa yasladı. Bir eliyle kenarından tutup omegasının omzunda sabitlediği yorganı bıraktı. Parmaklarını yavaşça yorganın içine yolladı ve zayıf omzu tuttu. Oğlanı tuttuğu gibi de kolaylıkla yanına çekti. Aniden yatakta yeri değişen Felix başta sarsılmanın etkisiyle uyanır gibi oldu ama başını yerini kontrol etmek ister gibi yastığa sürtüp burnunu yanındaki alfanın boynuna iliştirdikten sonra mırıldanarak kaldığı yerden devam etti uykusuna.

Alfa, onca sarsıntıya rağmen uyanmayan Felix'in ne kadar yorgun olduğunu idrak edince artık tamamen boşta olan yorganla ikisinin de üzerini güzelce kapattı. Biraz önce goğsünde hissettiği sıcak soluklar artık boynuna değiyordu. Gözlerini kapattı. Uyuması imkansızdı. Zaten bu zamana kadar hiç geceden güneş doğana kadar dinlenebildiği olmamıştı. Sadece yataktan kalkmak istemedi. Onca yılın yorgunluğunu, omzundaki yükleri, aklındaki bin çeşit soruyu... sanki hepsini bir kenara koyabilmesine yardımcı olan bir büyü vardı omegada. Rahat hissediyordu. Pencereye vuran güneşin sıcaklığıyla ısındığını hissettiği yorgan altında kalmaya devam etti.

Bir kere yer edindiği konum değişince başka bir yere döne döne yerleşemezdi ya insan, omega da onu yaşıyordu. Sağa döndü, sıcaklıktan uzaklaşmış hissetti. Sola döndü olmadı. Nihayetinde bacağını kaldırıp bilinçsizce yatağın içindeki diğer kişiyi aramaya koyuldu. Bulunca hiç beklemeden bacağını üzerinden geçirip başını da o yöne doğru meyletti. Rahat uyusun diye yanına yatırdığı oğlan kendi kendine tekrar başını göğsüne koyup ayağını da bacakları üzerine atınca Christopher önce tek gözünü açıp vaziyeti yokladı. Sonra dayanamayıp tamamen araladı gözlerini.

Hiç hissetmediği duyguları yaşıyordu. Kalbindeki tuhaf hisse, midesindeki aniden şiddetlenen rahatsızlığa asla anlam veremiyordu. Hasta gibi hissediyordu. Hem sebebi hem de çaresi aynı olan bir hastalık gibi. Hoşuna giden yanları vardı kabul ama yabancıydı ve onu kendine yabancı hissettiriyordu. Derin bir nefes aldı, gözlerini doğruca tavana dikti. Önce kelebekleri düşündü. Sonra fark etti ki hiç bir kelebeği yakından incelememiş. Kaşları çatıldı. Detaylarıyla aklında kalmış bir şeyleri düşündü, anlık bir strese kapılınca hiçbir şey bulamadı. Başını aniden aşağı indirdi. Göğsündeki sarışına baktı, düzenli soluklarıyla vücuduna tuhaf sancılar sokan sarışına. Onu tam göremiyordu bu yüzden bedenini olabildiğince az hareket ettirmeye çalışarak başının altındaki yastığı ikiye katladı. Şimdi kolayca onu seyredebiliyordu.

kayıplar ve yaralar | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin