Yatağının üzerinde boylu boyuna uzanıyordu. Havaya kaldırdığı kollarının ucunda aralık bir kitap tutuyordu ve gözleri doğruca ona odaklıydı. Fakat okuyor muydu? Pek sayılmaz. Sadece vakit harcıyordu. Normalde olsa zevk alarak zaman ayıracağı her şey, örneğin kitap okumak, şimdi sadece sıkıcı geliyordu. Çünkü zaman normal bir hızla ilerliyormuş gibi gelmiyordu ona. Sanki ucundan çekiştirip sündürmüşler gibi bir türlü vakit geçmiyordu. Ne gece oluyordu ne sabah. Elindeki kitabı kapatıp oflayarak yanına bıraktı.
Bakışları pencereye gitti. Gökyüzünün kızıllığı yüzüne vurdu. Dakikalar boyunca o kızıllığı seyretti. Gözlerini hiç çekmedi. Bu onu heyecanlandırıyordu. Güzel şeyler çağrıştırıyordu. Göz kapaklarını yumdu, dün geceye gitti. Christopher'ın kızıl gözlerinin kendi sarı gözlerine nasıl da tehlikeli, tutkulu baktığını hatırladı. Yattığı yerde tuhaf kıpırtılarla hareketlendi. Heyecanlandı, kalbinin ritmi bozuldu. Bu his onu ürkütüyordu. Kalbi bozukmuş gibi davranıyordu ve midesinde tuhaf bir his oluşuyordu. Tarif bile edemiyordu. Sadece iyi olmaktan çok uzak ama kötü de sayılmayacak hisler olduğunu biliyordu. Kesik bir nefes alırken iyice yan döndü, sol elinin parmakları dudaklarını buldu. Yavaşça okşamaya başladı. Dün ilk öpücüğünü herkesin ortasında almıştı. Aynı günün gecesinde ise alfası onu işaretlemişti. Her şey Felix'in hayali gibiydi. Biliyordu, bu sabah yaşananlar onda kesinlikle iz bırakacaktı ama dün yaşanan her şey ona çok özel hissettirdiğinden onu affetmek istiyordu. Bilmiyordu, doğru olan bu muydu hiçbir fikri yoktu. Sadece Christopher'la arasına mesafe girsin istemiyordu. Görünüşe bakılırsa zaten hep mesafeler olacaktı. Bir de geri döndüğünde aralarına enginleri sığdıran Felix olursa... bunu istemiyordu.
Alfa dün gece dizleri üzerine çöktüğünde kalbinin duracağını sanmıştı. Ona sunduğunun nasıl değerli bir şey olduğunu bilmiyordu. Sadakat. En korktuğu şey daha ilk günden aralarından kalkıp sorun olmaktan çıkmıştı. Mutluydu, ayak parmakları içe doğru kıvrılırken bacaklarını kendine çekti, gülümsedi. Bir süre sonra gülümseyişi tıpkı bir yara gibi dudaklarında kurudu, döküldü. Odanın camından ayırmadığı gözleriyle havanın kararmasını seyrederken kızıllığın yok oluşu ona bir şeyleri tekrar hatırlattı. Evet, ondan ümitliydi. Bir şeyleri yoluna sokacaklarına inanıyordu ama daha ikinci günden nasıl da yorulduğunu da kendi biliyordu. İçinde neredeyse bir kara delik boyutlarındaki sevgi açlığı her şeyi aceleye getiriyordu. Bu bir yarışma değildi. Ama sanki öyleymişcesine sonuna hızlı ulaşmak, ödülü kazanmak istiyordu bir parçası. Ne bir oyundalardı ne de sonunda bir ödül vardı. Acele etmesi işleri sadece mahvedebilirdi. Alfayı ondan soğutabilirdi, insanlara doyumsuz biriymiş gibi gözükebilirdi. Hesaplamadan adım atıyordu. Bu onun konumundaki biri için oldukça çılgın bir durumdu.
Küçüldükçe küçüldü, olduğu yerde uyuyakaldı. Kapıyı çalan hizmetlisini duymadı. Christopher'ın ailesiyle akşam yemeğinde yediği zoraki birkaç lokma haricinde karnı açtı ve üzerini bile örtemeden rüyalar alemine daldı. Huzursuzdu. Koskoca yatakta yerini bulamıyor, uykusunda kıpırdanıp duruyordu. Sadece tek bir gecede yanında yatan sıcak vücuda alışması kulağa çılgınca gelse de şimdiye kadar süregelen hayatının baştan sona değiştiği, değişmeye de devam edeceği tartışılamaz bir hakikatti. O döndü, döndükçe kabuslar belinden yukarıya dolandı. Boğuluyormuş gibiydi. Sabah soğuğunda kabustan uyandığında oda henüz aydınlanmamış sayılırdı, alnındaki ter damlalarını kolunun tersiyle silerken titrek bir nefes vererek doğruldu. Gözleri etrafı taradı. Kimse yoktu. Yalnızdı. Sanki üzerine kar yağıyormuş gibi bir hisle çenesinin titremeye başlaması çok zaman almadı. Zor bela iki ayağı üzerine doğruldu. Çıplak ayakları yerin soğuğuna temas edince ayak tabanını içe büzdü, elleri kollarını sararken kapıyı araladı. Kapıda Seungmin'i buldu. Orada, gözleri kapalı duvara yaslanmış bekliyordu. Onu öyle görünce üzüldü. Niçin burada beklemişti ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kayıplar ve yaralar | chanlix
FanfictionPrens Lee Felix, Kore'nin tahta yeni çıkmış Kralı Bang Christopher Chan ile siyasi bir evlilik yapar.