Bir dilim reçelli ekmek. Yediği tek şey buydu. Taze demlenmiş papatya çayını küçük küçük yudumlarla vakit harcamaya çalışarak içerken yüzünde sahte olduğunu salonda yalnızca tek bir kişinin anladığı bir gülüşle Christopher'ın bile aile olamadığı ailesiyle sohbet ediyordu.
"Pembe olanları özellikle, çok sevdim."
"Lia ve ben bahçeyle ilgilenmeyi çok seviyoruz. Sen de bize eşlik edebilirsin."
"Beni aranıza almayı isterseniz.." gözlerinde bu kez sahtelikten çok uzak bir pırıltı hayat buldu. "...ben de size katılmaktan onur duyarım."
Yalnızdı Felix. Öyle yalnızdı ki aynı masada oturduğu insanlarla sohbet edebilmek onu her seferinde heyecanlandırıyor, bazı zaman ne cevap vereceğini bilemeyince bu nadir sohbetleri son bulacak diye yüreği ağzına geliyordu. Bu masa, masadakilerin hoş sohbeti onun için bir lütuftu. Avustralya'da, sarayın en küçük odasındaki hayatına ölene kadar öylece, yapayalnız devam edeceğinden çok korkmuştu hep.
"Harika!" Bayan Bang kocaman gülümsemesiyle şakırken ortanca kızı Lia'da onlara eşlik edecek genç omegaya aynı şekilde gülümsüyordu. Burada onu sevmemeleri için sebep yoktu. Felix güler yüzlüydü ve sorun çıkartmayacak kadar alçakgönüllü olduğu da çok zor olmayan bir çıkarımdı. Üstelik Christopher'la asla kuramadıkları aile bağını onun üzerinden bir şekilde kurabileceklerine inanıyorlardı.
Bu sıcak sohbetin ardından Bayan Bang başını Christopher'ın yönüne çevirdi. Çekingen bir ifadeyle "Tabi sen de izin verirsen Christopher."dedi. Felix'in kaşları çatılacak oldu ama hamlesini akıllıca yapmaya karar verdi. Alfanın masanın üzerindeki yumruk şeklinde toparlanmış elinin üzerine avuç içini bastırdı.
"Sorun olacağını sanmıyorum."
Güçlü bir duruşu vardı. Her şeye, herkese rağmen dimdik duruyordu. Belki hayatı deneyimlemek için çok vakti olmamıştı ama okuduğu düzinelerce kitap ona birçok hayat yaşattı. Hepsine de minnettardı.
Christopher gözlerini önce elinin üzerine kapanan küçük ele sonra da biricik eşinin sıkıysa reddet gülüşüne çevirdi. Alfa bu tavırdan, her şeye evet diyecek, kolayca yönetilecek biri yerine konulmaktan hoşlanmadı ama bir şekilde dudaklarından çıkan bunun tam tersi oldu. "Tabii."
Felix istediğini elde edince avucunun altındaki eli hafifçe sıktı sonra da elini keyifle geri çekti. Kaldığı yerden, çoktan soğumuş çayını içmeye devam etti. Teker teker herkes masadan kalktı. Christopher yine kalkmak için Felix'i bekledi.
"İzin verirseniz odama çekilmek istiyorum."
Dik tuttuğu başı dosdoğru karşı duvara bakarken Christopher'dan öyle izin aldı.
Aralarına aniden giren bu resmiyetin ne zaman kalktığını anlamadığı gibi aynı şekilde ne zaman geri girdiğini de algılayamıyordu. Bunu yapan kendisi Christopher'ın kendisi miydi? Belki sebep olmuştu ama istediğinin bu olduğunu sanmıyordu. Katiyen durumdan memnun olmadığı gittikçe bozulan yüz ifadesinden belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kayıplar ve yaralar | chanlix
FanfictionPrens Lee Felix, Kore'nin tahta yeni çıkmış Kralı Bang Christopher Chan ile siyasi bir evlilik yapar.