Kader..
O odanın içinden nasıl çıkmıştım. Ne ara hazırlanmıştım..
Şuan yanımda Yoongi hyung ve iki koruma vardı.
Jungkook..yoktu.
Hazırlanmış arabaya yürüyordum. Biraz önceki yaşadıklarım.. babamın sinir krizi geçirmesi..
Jungkook'un sevgilim demesi..Arabadaki yerimi aldım. Camdan dışarı bakmayı seçtim. Yollar akıp giderken ağladığımın farkına varamamıştım. Yoongi hyung peçete uzattığı zaman anlamıştım ağladığımı.
Kafamın içinde yaşadığım anlar ve bu yaşamın hızıyla gelişen olaylar dönüp duruyordu. Alışık olmadığım özgürlük beni yine tutsak yapmıştı. Özgürlük sandığım bu hapis hayatı ben seçmiş ve pişman olmuştum.
İçinde olduğum an bitmeli ve ben eski hayatıma devam etmeliydim.
Çünkü ben o hayatımda mutluydum.(!) Belki de benim mutluluk anlayışım oydu...Yoongi hyung destek olmak istiyordu. Bunu gözlerinden ve hareketlerinden anlamak zor değildi ama babamın korkusu bu desteğin önüne geçiyordu.
Elindeki telefonu bırakmış geldiğimiz yere bakıyordu. Arabadan indi ardından benim kapımı açtı.
Ceza olarak şehir dışındaki yazlığa getirilmiştim. Burası annemle hatıralarımın olmadığı yerdi. Gerçi annemle olan hatıralarım var mıydı? Babam onları saklamama değil izin hatırlamayayım diye o yerleri hep satmıştı veya yakmıştı.
Evdeki odama geçip kimsenin beni rahatsız etmemesini istemiştim. Uyumak istiyordum.
_____
Aradan 4 gün geçmişti. Telefonumu yoongi hyung bugün vermişti. Pek bir önemi yoktu benim için arayan soran yoktu çünkü.
Taehyung..
Aklıma gelen isim ile hemen aradım. Çok değil ikinci çalışta açtı.
"Chim, bir an hiç aramayacaksın sandım. Kore'deyim."
"Ne..Nasıl?"
"Uzun hikaye önce seni görmeliyim. Özledim."
"Bende seni özledim."
"Görüşmemiz lazım gelebilir misin?"
Ne demeliydim? Yoongi hyung yanımdaydı konuşmanın başından beri bana eşlik etmişti. Duyduğuna emindim. Cevap bekleyen arkadaşımı çok bekletmek istemiyordum. Yoongi hyunga kısık sesle "Taehyung'la görüşmem lazım. Lütfen izin verir misin?"
Başını salladı.
"Jimin, orda mısın?"
"Ah, evet. Konumu gönderiyorum." Demiştim.
Telefonu kapattıktan sonra yoongi hyunga sarıldım. "Teşekkür ederim." Sarılma sona erene kadar devam etmiştim.
"Jimin, kabul ettim. Ama lütfen uzun sürmesin. Ve beni pişman etme."
Taehyung'a konumu göndermiştim. 4 gün boyunca dört duvar arasında kalmak iyice boğulmama sebep olmuştu. Canımdan öte gördüğüm arkadaşımın Kore'de olması ve onunla görüşecek olmak beni bir nebze mutlu etmişti.
Çok dikkat çekmemek için basit siyah kıyafetler giymiştim. Yoongi hyung ise beni bahçeden arabaya bindirmişti. Kimse bilmiyordu dışarı çıktığımı. Odamın kapısını kilitlemiştik. Ve uyuyacağımı söylemiştim. Yoongi hyung diğerlerinden üst olduğu için soru soran olmamıştı. Kolaylıkla evden çıkmıştık.