İlk Tanışma
"Duyduğuma göre toplantı güzel geçmiş seni tebrik ederim oğlum."
Babamın iyi olduğunu öğrenir öğrenmez yanına gitmiştik. Eun dedesi için resim çizmiş ziyaret ettiğimizde vermişti. Taehyung babamla bizi yalnız bırakmak adına Eun'uda almış çıkmıştı.
Birkaç gün önce olanları asistanı anlatmış olmalıydı. Biraz konuşuyor arada durup kısa övgüler yağdırıyordu. Onu sağlıklı görmek beni mutlu etmişti.
Jungkook konusunu açmak istesemde doğru zamanın olmadığını biliyordum fakat içimdeki tarif edemediğim öfke susmak bilmiyordu.
Toplantının özetini yaparken yemeği gelmişti ilk başta yemeyi reddetsede yemesi gerektiğini söylemiş bitirmesine yardım etmiştim.
Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama hava kararmaya başlamıştı. Gözüm pencereye takılı kalmış halde hala gelmeyen kızım için endişelenmeye başlamıştım. Hatta içimdeki kötü hissi kovamıyordum.
"Eun'a bakıp geleceğim."
Odadan çıkarken Taehyung'u aradım hat meşguldü. Panik yapmak yerine sakin olmaya çalışıyordum fakat pek faydalı olmuyordu.
Aşağı nasıl indiğimi bilmezken görevlilerle konuşan arkadaşımı görmüştüm. Yaklaştıkça yanında olmayan kızımı fark etmiştim.
"Taehyung bana sakın kızımı kaybettiğini söyleme."
"Jimin söylemesem bile anlaşılmayacak türden bir şey değil. Kızmadan önce bunun ilk defa olduğunu söyleyebilirim en azından."
Taehyung'un korkusunu kilometrelerce uzaktan fark edilir türdendi. Kızgındım daha doğrusu içimdeki kaybetme korkusuyla yarışır durumda değildi. Tabiki de kızacaktım ama önceliğim kızımdı. Eun bu yaşına kadar asla sözden çıkmamıştı. Beni korkutmak istemez saklambaç oynarken bile kolay yere saklanırdı.
"Seni parçalamadan önce kızımı bulmamız gerekiyor!"
Taehyung ve ben hastanenin etrafına bakıyorduk. Jin hyungda gelmiş oda yardım ediyordu. Eun'u bir türlü bulamıyorduk. Geçen her dakika benim için nefes darlığı gibiydi.
Kendimi banka bırakıp ağlamaya başlamıştım. Taehyung'un yanına gelmiş eğilmişti. "Özür dilerim yemin ederim başka bir şeyle ilgilenmiyordum. Ama onu kaybettim." Ağlayarak konuşuyordu.
______________
Taehyung ellerini tuttuğu minikle hastanenin bahçesinde yürüyordu. Ellerini tutmayı bıraktı gördüğü parka gitmek istediğini söyledi. Taehyung tekrar miniğin elini tuttu parka gittiler.
Eun kaydıraktan kayıyor amcasına el sallıyordu. Yine aynı şekilde kaymış el sallamıştı ama Tae amcası olduğu yerde değildi.
Kayma işini bırakıp Taehyung'un olduğu yere gelmişti. Çok belli etmeden seslendi. Biraz korkmuştu ama korktuğunu belli ederse o zaman başına bir şey gelirdi.
Bekledi Taehyung'un ona el salladığı bankta. Oysa aynı yerde olduğu bilse asla uzaklaşmazdı amcası. En az Eun kadar korkmuş parkı turlamış hatta hastaneyi geziyordu.
Eun Taehyung'u gördü zannetti çünkü kabanı aynı renkti. Peşine takılıp koştu. Seslenmesine rağmen durmamıştı. Şans yanındaydı çünkü o kişi durmuş bekliyordu. Fırsat bilip elini tuttu.
Jungkook elini tutan minik elin sahibine baktı.
"Sen amcam değiysin."
"Evet değilim ama sana onu bulman da yardım edebilirim. İster misin?"