8

88 8 3
                                    

Garip... Mucize miydi?


Doktor Min, muayene sonucu yeterli beslenmediği için vücudunun böyle tepkiler verebileceğini söylemişti. Daha detaylı bakabilmesi için hastane ortamında olmalarını da eklemiş ayrılmıştı.

-Ertesi Gün-

Kahvaltısını getirmiş sessizce yatağının yanındaki minik masanın üzerine bırakmıştı. Sahi yiyecek miydi o bile belli değildi. Dün gece onu korkutmuştu. Onu böyle görmek annesinin öldüğünü günkü jimin'i hatırlatıyordu.

Jimin odadan çıkmak üzere olan kadına seslendi.

"Mama"

Mariah, kendisine seslenen minik bedene adeta ışık hızıyla ulaşmıştı. Elini tuttuğu oğlunun bir yandan saçını okşayıp konuşmasını bekliyordu.

"Söyle bebeğim. Ne istemiştin?"

"Taehyung..söyler misin gelmesini istiyorum."

Alnını öpmüş gülümseyen yüzüyle oğlunu onaylamıştı. Odadan çıkmadan önce su içmesine yardım etmişti.

Taehyung ile konuşmuş gelmesini söylemişti. Zaten gel demese bile hasta olduğunu duyar duymaz yatağından kalkmış pijamalarını değiştirmeye geçmişti. Mariah gel dediği anda çoktan hazırdı.

Taksi durur durmaz inmiş eve doğru koşmuştu. Jimin onun için çok değerliydi. Tek tel saçı için yapamayacağı şey yoktu. Çünkü onlar kardeşten ötelerdi.

Hayat, tam güzel tam her şey yolunda dediğimiz zaman en dipte olduğumuzu hatta bir milim ilerleyemediğimizi gösteriyordu. Anlamak zaman alıyordu. Bazen zaman yerine sevdiğimiz birini de alabiliyor ya da verebiliyordu ki bu çok nadir olandı.

____


Jimin uzandığı yataktan kalkmak için doğruldu. Yatmaktan sıkılmıştı. Taehyung neden gelmemişti. Mariah yoksa ona haber vermemiş miydi?

Jimin odada dolanırken kafasının içinde dönenler ile açılan kapıyı duymamıştı. Taehyung ayakta gördüğü bedene hemen sarılmıştı. Bu sarılma biraz sarsıcı olsa da sorun değildi.

Gelmişti.

"Geldin" Demişti. Kendisinden biraz daha uzun olan sardığı kollarını biraz gevşetmiş yüzüne bakması için alan sağlamıştı.

"Mama aradı" sarılmayı sonlandırmış ellerini tutuyordu. "ve hasta olduğunu söyledi. Bu sabah zaten kabuslar ile uyanmıştım."

Birbirine bağlı olan ellerine baktı jimin. Gözünden ne zaman aktığını bilmediği yaşı çenesine doğru yol çizmişti.

"Korkmalı mıyım?"

Omuz silkmişti. Çünkü bunun cevabını oda bilmiyordu. Bir şeyler oluyordu bunu hissediyordu ama en ufak bir fikri dahi yoktu.

Ağlaması geçene kadar oturdular taehyung üzerine gitmedi. Rahatlasın istemişti.

Jimin'i odada bırakıp çıktı. Mariah ile konuşmalıydı. Aklına kötü şeyler getirmemek için kendi ile savaş içindeydi. Çünkü Jimin zayıflamıştı. Gözlerinin çukurları koyulaşmış ve ten rengi solmuştu.

Nihayet bulmuştu. Kısa bir selamlaşmadan sonra konuşabileceği yere geçtiler.

"Mama, sorun ne? Ben onu böyle bırakmamıştım." Sorunun ardından söylediği cümlede ses tonu giderek alçalmış hatta hüzünle dökülmüştü.

"Bunu tam olarak bilmiyorum. Çünkü hastaneye gitmek istemiyor. Dün gece doktor Min geldi. Hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi."

Mariah Taehyung'a yalvarmaya hazır duruyordu. Biliyordu onu ikna edebilecek tek kişi kendisiydi. Ellerini tutmuş kadın dudaklarından çıkacak olan kelimeleri bekliyordu.

Bad Romeo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin