16

60 7 4
                                    

Başlamadan bitmemeliydi...

"Baştan başlayalım Park Jimin"

Jungkook'un gözleri bir an olsun yüzümden ayrılmamıştı. Gözlerinin içine bakmaktan kendimi alamıyorken ona cevap vermediğim aklıma gelince tekrar başa sarıyordu tüm duygularım. Bu sorunun cevabı bu kadar zor değildi fakat içinde bir çok acıyı beraberinde getireceği gerçeğini es geçmemek gerekti.

"Baştan başlayalım Jeon Jungkook."

Onun söylediği gibi cevap vermem gülümsemesine sebep olmuştu. Sahi onu gülümserken bu kadar yakından görmek başka güzeldi ah birde tavşan dişlerini.

Biraz daha birbirimize bakıp oturmuştuk. Bu sessiz bakışmalarımız garip gelse de görülmeye değerdi. En azından şimdilik.

Jungkook titreyen telefonu ile izin isteyip odadan çıkmıştı. Daha henüz kapı kapanmadan yatmıştım bende. Yorulmuştum bir şey yapmamama rağmen. Biraz uyku bebeğim ve benin için iyi olacaktı. Vakit kaybetmeden gözlerimi kapattım.

____________

Park sung woong iş gezisini jimin'in hastanede olduğu haberini alınca erken bitirmiş dönüş uçağındaydı.

Aklına getirdiği tüm kötü ihtimaller uçakta onu nefessiz bırakmaya yetiyordu. Bu korku ona tanıdık geliyordu. Alışık olduğu bu korkunun gerçek olmaması için yalvarmıştı inene kadar.

Ne olursa olsun o kendinden bir parçaydı. Jimin için endişelenecekti. Iseul böyle isterdi. İstemişti de.

-1999-

Iseul hastanedeydi. Hastalığı son evreye gelmişti. Veda zamanı yaklaşıyordu bunu herkes biliyor fakat inanmak istemiyorlardı.

Bay Park eşinin yanına gelmiş ellerini sımsıkı tutuyordu. Jimin'i dadısı ile bırakmıştı. Annesini böyle görsün istememişti.

"Sung sevgilim bana bir söz ver."

Konuşmakta zorlanan eşinin ellerini öpmüş "Söz veriyorum."

Burukça gülümsemiş "Henüz duymadın." Araya öksürük girmiş ardından devam etmişti.

"Oğlumuz onu ne olursa olsun koru. Onu çok sev. Oğlumuza benden bahsetme. Benim tam kimliğimi bilmesin. İlerde kendini suçlayarak büyümesini istemiyorum."

Park sung woong eşinin söylediği sözlere karşı çıkmak isterken onu susturmuştu ıseul.

"Ve en önemlisi eğer ilerde olurda bir aşk yaşarsa onu özgür kıl. Bana çektiyse seni dinlemeyecektir zaten. Jimin'i çok sev ve koru."

Bay Park bu konuşmaların iseul için sona yakın demekti biliyordu. Elinden gelen tüm imkanı zorlamış ama eşini sadece 4 yıl ayakta tutabilmişti. En azından minik mucizelerinin ilk olan tüm anılarına eşlik edip görebilmişti.

"Seni seviyorum Park Sung Woong"

Gözlerini kapatmış fısıltı eşliğinde söylediği cümle Bay Park'ın kulağına ilişmişti ilk defa bu kadar acı ve ağır gelmişti. Iseul derin uykusuna başlamıştı.

Bay Park eşini kucağına alıp nefes almadığını anladığında  feryadı tüm hastaneyi sarmıştı. Tabi bu feryadı duyan Jimin'de vardı. Mariah ile hastaneye gelmişti annesini görmek için fakat göremeyeceğini nerden bilebilirdi.

Bay Park'ın uçağı inmişti. Koşarak geçmiş arabaya binmişti.

_______

Gözlerini açtığında karşısında gördüğü yüz Jungkook'un yüzüydü.
Rüya olmadığını gözünü birkaç kez kırpıştırdığı zaman anlamıştı.

Bad Romeo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin