16 (M)

550 32 17
                                    

"Hoseok..."

Bana söylediği sözle kaskatı kesilmiştim. Bir an ne yapacağımı sorgularken yine dudaklarımın üstünde yumuşaklık hissettim. Sanki her an kırılacak bir eşyaya dokunurmuş gibi öperken dudaklarına gülümsedim. Dudaklarını benden ayırdığında dünyadaki en kıymetli gözlere bakarmış gibi baktı gözlerime. Yine ona karşı hissettiğim yoğun istekle kıvrandım. Bu hisse nereden kapılmıştım? Sanki başka bir şey vücudumu ele almış gibiydi. Onu hissetmek istiyordum fakat normal bir şekilde hissetmek istemiyordum. İçimde farklı hisler vardı.

"Hoseok... Bu doğru değil"

"doğru olmayan şey ne?"

"bilmiyorum"

Hoseok sıkıntıyla ofladı. Vücudum daha fazla bir biçimde onu isterken ağzımdan tekrar inilti çıktı. Ona muhtaçtım sanki.

"Hoseok"

"efendim?"

Farklı taraflarımda hissettiğim acıyla gözlerimden yaşlar aktı. Hoseok anlamaz bir ifadeyle bana bakarken "iyi misin?" diye sordu. Hayır anlamında kafamı salladım.

"canım acıyor"

Alt tarafımda şişme hissedince gözlerimi korku ve şaşkınlıkla açtım. Bu olacak iş değildi!

"siktir"

Hoseok'a baktığımda tam o tarafa baktığını fark ettim. Aniden karşımdan kaybolup perdeleri kapattı ve kapıyı kilitledi. Utançla onu izlerken tekrardan eski yerine gelerek derin bir nefes aldı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Fakat bu öpücük diğerlerinden fazlasıyla farklıydı. Narince değil sertçe öpüyordu bu sefer. Alt dudağımı dişlerinin arasına alınca ağzımdan çıkan derin inlemeye hakim olamadım. Hızla ve derince dudaklarımı öperken nefeslerimi kontrol edemediğimi fark ettim. Omuzlarından tutup onu dudaklarımdan ayırınca ciğerlerime nefes gitmesine izin verdim. Ellerini belime koyduğunda gözlerime sanki birşey için izin istermiş gibi baktı.

"istiyor musun?"

Hafifçe başımı salladım. Tekrardan dudaklarımla kendi dudaklarını buluşturunca bu sefer boynumdaki hafif gevşemiş kravatı tutup açmıştı. Ellerim gömleğimin düğmelerine gidip düğmeleri hızlıca açmaya başlayınca Hoseok beni ayağa kaldırmıştı. Gömleğimin bütün düğmelerini açınca vücudumdan sıyırıp atmış ve çelimsiz, dövmeli vücudumu gözler önüne sermiştim. Hoseok benden ayrılıp çelimsiz vücuduma bakmış ve sırıtmıştı.

Bütün vücudunu saran beyaz tshirtünün eteklerinden tutup çıkardığında gözlerim benim aksime kaslı vücudu incelenmişti. Hoseok'un sırıtışı daha çok büyüdüğünde beni arkamdaki dövme yapılan koltuğa yaslamış ve öpmeye devam etmişti. Elleri pantolonumun üstünden erkekliğimi okşamaya başlayınca ağzına inledim. Hoseok kemeri çıkartıp pantolonun düğmesini açınca utansam da geri çekilememiştim.

Elim arkamdaki koltuğun oturak yerinde beni sabit tutarken Hoseok fermuarı da çekerek pantolonu bedenimden sıyırmış ve beni sadece iç çamaşırımla bırakmıştı. Kendisi kendi pantolonunu çıkartırken dudaklarını dudaklarımdan asla ayırmadı. Bacaklarını sıkıca saran pantolonu bacaklarından atarken bana biraz daha yaklaşarak aramızdaki mesafeyi kapattı. Elimi karşımdaki kaslı bedenin iç çamaşırına götürmüş ve lastiğiyle oynamıştım.

Dudaklarımızı büyük bir şapırtıyla ayırdı. Gözlerindeki ifade korkunç olmasına rağmen kendine aşık ettiriyordu. Belimden tutarak beni birkaç adım yana getirmiş ve beni döndürmüştü. Beni ensemden tutup domalttığında ağzımdan küçük bir çığlık çıkmıştı. İç çamaşırımı çıkartıp içime girdiğinde gözlerim içimdeki dolulukla sonuna kadar açıldı. Bir süre içimde bekledikten sonra doğrulup koltuğa ellerimi düzgünce koymuştum. Bu hareketimle içimde yavaşça hareket etmeye başlamıştı. Ağzımdan çıkan küçük mırıltılarla daha da hızlanmıştı. Vücudum vuruşlarıyla öne doğru savrulurken ağzımdan hafif inleme sesleri çıkıyordu.

Hızla içimde hareket ederken zevk noktama vuruş yapınca derince inledim. Ellerim koltuğun üstündeki sağlık amaçlı olan tek kullanımlık şeyi sıkarken Hoseok kalçamadaki ellerini sıkılaştırmıştı. Bir elim kalçamda olan eline gittiğinde Hoseok kıkırdadı. Hızlı vuruşlarıyla birlikte çıkan kesik kesik inlemelerim kulağa hoş geliyordu. Sonlara gelmiştim. Bacaklarım ölesiye titrerken gözlerimi sımsıkı kapattım. Hoseok sanki mümkünmüş gibi daha da hızlanırken ağlamaya başlamıştım. Bütün vücudum titrerken arkamdan derin bir ses duydum.

"sonlarda mısın?"

Onlaylar şekilde kafamı salladım.

"gel bebeğim"

Son dediği kelimeyi duymamıştım. Bütün vücudumu titreterek koltuklara bosaldığımda Hoseok içimden çıkıp beni kendisine döndürmüş ve saçlarımdan tutarak yüzümü erkekliğine yaklaştırmıştı. Diz çöküp erkekliğini ağzıma aldığımda Hoseok derince inlemişti. Kafamı ileri geri hareket ettirirken alttan ona bakmıştım. Beni büyük bir dikkatle izlediğini gördüğümde gülümseyerek işime odaklandım.

Bir süre sonra ağzıma ve yüzüme geldiğinde derince inlemişti. Ağzımdaki beyaz sıvıyla öylece ona baktığımda Hoseok bana bakarak sırıtmış ve eğilmişti. Dağılan saçlarımı düzeltirken ağzını araladı.

"onların hepsini yut"

Dediğini yapıp hepsini yuttum. Yutkunduğumu görünce daha çok sırıttı.

"aç bakıyım ağzını"

Tekrardan dediğini yapıp ağzımı açtım. Bu sefer kahkaha attı. Başımı ve boynumu sevdi.

"uslu kedicik"

Kedicik fantezim var evet

Tatto On Hip | YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin