40

129 15 0
                                    

Yemek geldikten sonra yemeği hızlıca yiyip mutfağı toparladıktan sonra uno oynamıştık. Ardından sıkıldığımız için unoyu toparlayıp televizyonu açmıştık. Eğlenceli bir program ararken telefonuma gelen bildirimle telefonuma bakmıştım. Babamdan mesaj geldiğini görünce garipsemiştim. Kalp atışlarım hızlanırken yaptığım yanlış şeyleri düşündüm. Ellerim titreye titreye mesajı açınca mesajda abuk subuk birşeyler yazdığını görmüştüm. Bildiğin random atmıştı. Anlamadığımı için sadece bir soru işareti gönderip telefonu bırakmıştım. Hoseok bir programda durduğunda sıkılarak programı izlemeye başlamıştım. Başımı Hoseok'un omzuna koyunca kıkırdamış ve başımı öpmüştü. Gülümseyip programı izlerken program bitmişti. Hoseok kanalları değiştirirken sıkıntıyla oflamıştım.

"ne yapsak ya?"

"bilmem"

"uyuyalım mı?"

Sorduğum soruyla Hoseok bana bakmış ve gülümsemişti. Ardından "olur" dediğinde koltuktan kalkıp Hoseok'un odasına doğru gitmiştik. Odasını ilk defa gördüğüm için etrafa bakındım. Hoseok dolaptan bir iki parça kıyafet verince verdiklerini giyip üstümden çıkanları bulunabilecek bir yere koyduktan sonra Hoseok'u yanına uzanmıştım. Başımı Hoseok'un göğsüne koyup uyumaya çalışırken Hoseok saçımı okşuyordu. Saçımı okşadığı için kolayca uykuya dalarken Hoseok'un "iyi uykular" dediğini duymuştum.

[5 gün sonra]

"Yoongi"

"efendim?"

"çabuk buraya gel"

Jinho'nun uyarıcı sesiyle gerilip Hoseok'a "gitmem lazım hemen geri dönücem" yazdıktan sonra cevap vermesini beklemeden Whatsapp’tan onu engelleyip bütün mesajları silmiştim. Ardından salona geçince Jinho "telefonunu da getir" demişti. Getirirken son aramaları da silip salona tekrardan geçince Jinho telefonu elimden çekip telefonu kontrol ederken ne olduğunu anlayamamıştım. Normalde böyle bir kontrol yapsa pek umrumda olmazdı fakat bu sefer Hoseok vardı ve anlıycak korkusuyla kalbim çok fazla çarpıyordu.

"ne oldu niye bu kadar heyecanlandın?"

"niye heyecanlanacakmışım?"

Jinho alaycı tavrıma göz devirip telefonumu biraz da karıştırınca bir anda telefonu yere atmıştı. Yaptığı şeye kaşlarımı çatıp ona bakmıştım. Ne yaptığını sanıyordu? Dışarıda çok şiddetli bir yağmur başlarken Jinho yerinden kalkıp cebindeki telefonu çıkartarak bana bir video gösterdi. Bunun bara gittiğimiz zamandan olan bir video olduğunu görünce kaşlarım çatılmıştı. Videoda ben Hoseok'un kucağına oturmuştum. Jinho "bu ne?" diye sorunca istemsizce yutkunup ona baktım.

"başımıza bir de orospu mu oldun?"

"baba... O benim arkadaşım yanlış anla-"

Cümlemi tamamlamadan yanağımda bir acı hissetmemle başım sağ tarafa doğru düşmüştü. Jinho saçımdan çekip başımı telefona tekrardan yönlendirince bu sefer okulun önünde öpüştüğümüz video vardı. Bu sefer bu video başka bir açıdan çekilmişti.

"sen arkadaşınla öpüşüyor musun?"

Söyleyecek bir şey bulamayınca gözlerimi kapatıp sonu ne olursa olsun bu anın bitmesini dilemiştim. Bir şey söylemediğimi görünce alayla gülüp beni yere atmıştı.

"bu sefer elimde kaldın çocuk. Seni benden tanrı dahi kurtaramaz"

Bundan sonra söylenerek beni ölesiye dövmüştü. (anlatmak istemedim) yorulunca beni ayağa kaldırıp kapıyı açmış ve beni sertçe kapının önüne atmıştı. Bir kaç dakika sonra büyük bir çantayı önüme attıktan sonra birkaç kıyafet önüme atıp "bak bunlar kıyafetlerin" demişti. Ardından tekrar gidip geldiğinde önüme cüzdanımı, okul kitaplarımı, okul eşyalarımı ve birkaç sigara pakedimle çakmağımı attıktan sonra çakmağıma kadar sövdükten sonra "bundan sonra senin bir annen ve baban yok" diyip kapıyı kapatmıştı. Kendimi toparlamaya çalışırken kapı tekrardan açılınca Jinho telefonu da atıp kullandığım telefona da sövmüş ardından kapıyı kapatmıştı. Çantaya eşyalarımı koyunca cüzdanımda ne kadar para olduğuna bakmıştım. Yaklaşık 10 bin won olduğunu görünce bütün sigara paketlerimi alıp merdivenleri çıktım. Kapının yanındaki aynada kendimi görünce halime acımıştım. Yüzümün her yerinde yara izleri vardı. Apartmandan çıkıp merdivene oturduğumda bir sigara yakmış ve etrafı izlemeye başlamıştım.

Nereye gideceğimi düşünürken aklıma Hoseok geldi. Fakat evinin yolunu pek hatırlamıyordum. Dükkana gitsem geleceğini bilmiyorum. Ki zaten şuan bana ulaşamıyor. Nereye gidersem gideyim gideyim buraya gelme ihtimali vardı. Ama burda durursam soğuktan donardım. Tek seçeneğim Hoseok'un evine gitmekti sanırım.

Normalde bu dövüş şeylerini sevmiyorum. Ama hikayenin ilerleyişi için ekledim. Umarım beğenirsiniz!!

Tatto On Hip | YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin