Merhabalar! Yeni bir kurgu ile karşındayım. Kitapda cinsellik ve ya küfür gibi şeyler yok. Kitabın bölümleri kısa kısa olacak. Bu arada ilk defa bitirdiğim bir kitabı yayınlıyorum. Bu benim için büyük bir şey çünkü yazarken konudan çok çabuk sıkılırım ve yazmaya devam etmem 3 yıl sonrasına kadar uzar :)
Neyseee, umarım beğenerek okuduğun bir kurgu olur.
Bts- Black Swan
Lana del Rey - Summertime Sadness
Toygar Işıklı - Hayat Gibi
The Neighbourhood - Daddy Issues
Emirhan Eğrek - Beyaz Skandalım
Agust D yani Yoongi - The Last
BTS - We Are Bulletproof: The Eternal
Zayn - İT's YoU
Gripin - Durma Yağmur Durma
Billie Eilish - No Time To DieBu arada kurguyu okurken bu şarkıları dinlemeni öneririm. Oy ve satır arası yorumlarını eksik etmezsen sevinirim 💖
Başlama tarihini şöyle bıraktıktan sonra sana keyifli okumalar dilerim. Öptüm seni şap şup, mwwahh! :)
"Hastanemize hoş geldiniz. Ben sizinle ilgilenecek olan Fizyoterapist, Jeon Jungkook. Umarım sizlere yardımcı olduğumuz süre boyunca güzel vakit geçiririz." Jungkook, karşısında duran hastalara bakarak sevecen bir şekilde gülümsedi. Jim-na ve Samuel Jungkook'un sevecen gülüşüne aynı şekilde karşılık verdi.
Areum ise başını kaldırıp Jungkook'un yüzüne bile bakmamıştı. Bu Jungkook'un gözünden kaçmadı. "Eminim güzel vakit geçireceğiz, Jungkook-shi. Bu arada ben Kim Jim-na. Memnun oldum~" dedi Jim-na. "Bizimle ilgilendiğiniz için şimdiden teşekkür ederiz. Ben, Seong Samuel." Samuel, minnettarlığını açık gönüllülükle dile getirdiğinde Jungkook, gülümsemişti.
"Şimdi arkadaşlarım sizleri odalarınıza yerleştirecek. Yarından itibaren tedavilerinize başlayacağız." Samuel ve Jim-na onayla başlarını sallayarak gülümsemişlerdi. Jungkook, Areum'un arkasına geçerek tekerlekli sandalyenin tutacaklarını kavradı. "Soo-an sen Bayan Kim'e, Jimin sende Bay Seong'a odalarına kadar eşlik et lütfen."
Jimin ve Soo-an, emir almışcasına başlarını bir kez sallayarak hastaların yanına geçtiler. Jungkook, kısa bir an önünde duran kasvetli kıza bakarak gülümsedi, tekerlekli sandalyeyi ittirerek Areum'u odasına getirmişti. "Kısaca sana odanı tanıtayım. Burası banyo ve tuvalet, şu kenarıda bir gardrop var eşyalarını yerleştirmesi için bir hasta bakıcıdan yardım isteyebilirsin.
Burası ise yatağın, hemen yanında çekmeceli bir komodin ve mini buzdolabı var. Bir şey almak istediğinde hasta bakıcılardan rica et olur mu? Şimdi biraz istirahat etsen iyi olacak. Sana yardımcı olayım." kızı yanlamasına kucağına alarak yatağa oturmasını sağladı. "Yatağın kumandasından kendine göre ayarlayabilirsin." dedi Jungkook, yatağın kenarında duran kumandayı gösterirken.
"Eğer acil bir şey olursa buradaki butona bas. Hemen biri gelecektir yanına." Areum, sadece başını sallamıştı. Jungkook, gülümseyerek hafifçe eğilerek kızın yüzünü görmeye çalıştı. "Sana hitap etmem için ismini öğrenmem gerekiyor?" Areum, nihayet başını kaldırıp Jungkook'un yüzüne bakmıştı. Jungkook, kızın kömür karası gözleriyle karşı karşıya geldiğinde yutkunma ihtiyacı duymuştu.
Areum, ellerini hafifçe kaldırarak işaret diliyle konuşmaya başladı, aynı zamanda dudaklarını oynatıyordu. "Bana kağırt ve kalem verebilir misiniz?" Jungkook, şaşkınca kaşlarını havalandırarak bir kaç saniye kıza baktı. Geldiğinden beri neden konuşmadığını-daha doğrusu konuşamadığını anlamıştı. Jungkook, hızla cebinden telefonu çıkartıp ekranı açarak notlara girdi. "Buraya yazabilirsin." Areum, bir kez başını sallayarak telefonu almış ve ismini yazmıştı. "Areum..* İsminin hakkını veriyorsun."
.
.
.
.Areum, ismi güzel anlamına gelmemektedir.