11.bölüm

699 88 9
                                    

Areum, elinin altındaki yumuşak gri tüyleri okşarken uyuyan kedinin şirin yüzüne bakıyordu. Bir kaç dakika sonra tıklatılan kapı ile başını kaldırıp içeri giren Jungkook'a baktı. Jungkook, kızın yanına giderek yatağın yanıdaki yumşak kadife sandalyeye otururken elindeki karton poşeti yere bıraktı. "Bugün nöbetçi benim ve şuanlık her hangi bir işim yok. Film izlemek ister misin?"

Jungkook'un kendisiyle işaret diliyle konuşması her seferinde o'nu mutlu ediyordu. Düz ifadesiyle Jungkook'un yüzüne bakarken iki kez başını salladı. "Harika! O halde beraber bir film seçelim." yanında getirdiği diz üstü bilgisayarı açarak sandalyesini yan çevirip kızın ekranı görmesini sağladı. "Ekranı görüyorsun değil mi?" demişti Jungkook, kıza bakarken.

Areum, onayla başını sallayarak bilgisayar ekranına baktı. Filmlere bakınırken tıklatılan kapı ile ikisinin de odağı kapıya döndü. Bir kaç dakika sonra Jim-na kapıyı aralayarak başını uzatıp Areum'a baktı. "Jungkook-shi! Sen de buradasın. Biz de Areum, müsaitse o'nun yanına gelmek istiyorduk." kapıyı tamamen açtığında arkasında duran Samuel görüş açılarına girdi.

"Gelin, lütfen. Areum, ile film izleyecektim biz de." Jim-na, neşeyle gülümseyerek kızın yanına ilerledi. "Yanına oturabilir miyim, Areum?" genç kız bakışlarını Jim-na'ya odaklanarak bir süre o'na baktı. Genelde kimse o'nunla konuşmadığı-yanına gelmediği için bu istek o'nu şaşırtmıştı. Yavaşça başını salladığında Jungkook yerinden kalkıp Jim-na'nın kızın yanına oturmasına yardımcı oldu.

Jim-na, kızın kucağındaki kediyi fark eder etmez sevgi sözcükleri eşliğinde hayvanı sevmeye başladı. Samuel, yatağın diğer sol-Jim-na'nın olduğu-tarafına giderek tekerlekli sandalyesini yerleştirdi. "İsterseniz film seçiminde bize yardımcı olabilirsiniz." Jim-na, heyecanla başını sallayarak bilgisayar ekranına bakmaya başladı.
"Deadpool izleyelim mi? Bir türlü izleyemedim ve merak ediyorum."

Jungkook, Samuel'in söylediği filmi aratıp kısaca açıklamasını okudu. "İlgi çekici gözüküyor. Ne dersiniz?" Jungkook, merakla Areum ve Jim-na'ya baktı. "Ben de bunu merak ediyordum. Harika olur." Jungkook, kedisi gibi sessiz sakin duran Areum'a bakarak gülümsedi. Areum, sadece onayla başını sallamıştı. "Peki, siz filmi başlatın ben hemen geliyorum."

Diz üstü bilgisayarı Jim-na'ya uzatırken yerinden kalkmıştı, Jungkook. Areum, odadan çıkan genç erkeğin ardından bakmıştı bir kaç saniye. Jim-na, filmi başlattığında Samuel ve kendisi dikkatle ekrana bakmaya başladı, Areum ise Jungkook'u bekliyordu. Jungkook, kafeteryadan Areum'un her zaman içtiği çilekli sütlerden ve bir kaç atıştırmalık alarak tekrar kızın odasına dönmüştü.

Aldıklarını Jim-na ve Samuel'e verdikten sonra çilekli sütü hazır hale getirip Areum'a uzatmıştı. Areum, teşekkür etme amacıyla başını hafifçe eğip kaldırdı. Jungkook, gülümseyerek filmi izleyen kıza baktı. Filmdense o'nu izlemeyi tercih ediyordu. Filmin boyunca neredeyse her sahnede Jim-na ve Samuel kahkahalar ile gülmüştü.

Areum ise ara sıra belli belirsiz gülümsüyordu. Jungkook, kıza bakarken gülümsediği her anı aklına kazımaya çalışıyordu. Areum'un gülüşü Jungkook'u mutlu ediyordu. Film bittiğinde Samuel ve Jim-na film hakkında Jungkook ile konuşmaya başlamıştı. Jungkook, filmi pek izleyemediği için gülerek başını sallıyordu sadece. Hastalarını böyle mutlu görmek neşelenmesini sağlıyordu.

"Sen nasıl buldun filmi, Areum?" demişti Samuel, gülümseyerek kıza bakarken. Areum, işaret diliyle konuştuğunda Jungkook, tercüme etmişti. "Güzel olduğunu söylüyor." Samuel, gülümseyerek başını sallamıştı sadece. Kız ile konuşurken Jim-na'da Samuel'de kendisini gergin hissediyordu. Yanlış bir şey söyleyip de o'nu üzmekten korkuyorlardı. "Gülmek beni oldukça yordu, en iyisi ben gideyim." demişti, Jim-na. 

Samuel'de Jim-na ile birlikte Areum ile kısaca vedalaşıp odadan ayrılmış ve kendi odalarına geçmişlerdi. Areum, gülümseyerek kendisine bakan Jungkook'a baktı. Jungkook, yere koyduğu minik karton poşeti alarak kıza uzattı. "Bunu sana aldım." Areum, kaşlarını havalandırarak kendisine uzatılan poşeti alarak içindeki kurdeleli kutuyu aldı.

Kutuyu açtığında bakışlarını iki adet çilekli toka karşılamıştı. "Başını eğdiğin zaman saçların yüzünü kapatıyor." kızın elindeki tokaları alarak nazikçe saçlarına takmıştı. "Yüzünü görmek istiyorum.

.
.
.
.

Öptüm seni şap şup muahh (:♡

ikigai • jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin