"Filmi beğendin mi?" Areum, kendisini tekerlekli sandalyeye yerleştiren Jungkook'a bakarak başını salladı. Bu sırada gülümsemeyi ihmal etmiyordu. "Çok komikti!" dedi Areum, neşeyle. "Sen beğendin mi?" diye eklediğinde Jungkook, gülümseyerek bakışlarını kaçırdı. "Seni izlemekten filme odaklanamadım. Sen beğendiysen kesin güzeldir."
Kız gülerek kısa bir an başını eğdiğinde Jungkook'un gülümsemesi genişledi. "Tanrım.. Utanınca çok şirin gözüküyor." kendi kendine mırıldanarak kızın arkasına geçeceği sırada Areum, Jungkook'un elinden tutarak durmasını sağladı. "Elini turarak ilerlemek istiyorum. Tekerlekli sandalyeyi ben yönlendiririm." Jungkook, gülümseyerek bir kez başını salladı.
"Pekâlâ. Şimdi yemek yemeye gidelim." Areum, başını sallayarak tekerlekli sandalyeyi hareket ettirdi. Kumandayla yön vererek ilerliyordu. Jungkook, birleşik olan ellerine bakarken omuzlarını sıkarak gülümsedi. Kızın böyle bir şey istemesi o'nu fazlasıyla mutlu etmişti. Avm'den çıkarak yürümeye başladılar. Karşılarına çıkan ilk sokak yemekcisi tteokbokki satan bir teyze olmuştu.
Sokak yemekçisinin önünde durarak sipariş verdiler. Siparişleri geldiğinde yemeye başlamışlardı. Areum, ağzına attığı prinç kekine üflesede tam anlamıyla soğumamış olacak ki dilini yakmıştı. Kız hızla ağzına hava yapmaya başladığında Jungkook, endişeyle o'na döndü. "İyi misin?" Areum, kendi haline gülerek başını salladı. "İyiyim. Sadece çok sıcaktı." Jungkook, gülerek bir süre kıza baktı. "Dikkatli ol."
Areum, bir kez başını sallayarak yemeğini yemeye devam etmişti. Tteokbokki'leri bittiğinde oradan ayrılarak yavaş tempoda yürümeye devam ettiler bu sırada yemek hakkında konuşuyorlardı. Jungkook, ileride gördüğü sokak yemekçisi ile sevinçle Areum'a baktı. "Corn dog sever misin?" Areum, omuz silkti. "Daha önce hiç yemedim." Jungkook, şaşırsada bunu belli etmedi.
"Bir çoğu ilki benimle yaşadığın için güzel çok mutluyum." Areum, gülümsedi. Yemek tezgahının önüne geldiklerinde durup iki corn dog aldılar. Areum, corn dog'dan bir ısırık alırken genç erkek dikkatle o'na bakıyordu. Areum, aldığı tad ile gözleri yavaşça büyümeye başladı. "Tadı harika!" Jungkook, gülümseyerek başını salladı.
"Beğeneceğini biliyordum." corn dog'larını yedikten sonra yürümeye devam ettiler. Bir süre yürümenin ardından bakış açısına yeni bir yemek tezgahı ilişti. Yaklaşık iki dakikanın ardından tezgahın önüne gelmişlerdi. Jungkook, sipariş vereceği sırada Areum, elinde olan eli çekiştirek konuşmaya başladı. "Ben istemiyorum. Doydum."
Bir kaç kez karnını patpatladığında Jungkook, gülümsedi. "Ama bu Japchae'yi yemeden gidersek bize küsebilir." Areum, gülerek bir süre Jungkook'a baktı. "Biraz midemi dinlendirmem gerekiyor, gerçekten." Jungkook, anladığını belirtmek adına başını sallayıp kızın elinden tuttu. Yürümeye başlayacağı sırada Areum, elinde olan eli çekiştirerek kendisine bakmasını sağladı. "Sen yemek istiyorsun ye, lütfen."
"Benimde midemi dinlendirmem gerekiyor sanırım." Jungkook, gülümseyerek kızın elini kavrayıp yürümeye başladığında Areum, o'na ayak uydurarak tekerlekli sandalyesini sürmeye başladı. Bir süre yavaş tempoda yürüyüşün ardından han nehri gelmişlerdi. Nehir kenarından yürümeye devam ederken Jungkook, nehrin ortasından geçen han köprüsüne, Areum ise Jungkook'un eşsiz simasına bakıyordu.
Jungkook, kendisine bakan kızı fark eder etmez bakışlarını o'na odaklamıştı. "Bana böyle baktığında dünya dursun istiyorum." Areum'un gülümsemesi genişledi. Jungkook, olduğu yerde durup kızın önüne geçerek hafifçe eğildi. "Seni uçurmamı ister misin?" Areum, Jungkook'un ne söylediğini anlamasada başını salladı. Jungkook, tekerlekli sandalyenin kol yaslama kısımlarından kavrayarak yarım tur etrafında dönmüştü.
Jungkook'un böyle-kızın önünde-durmasının amacı koşmanın ardıdan durduğunda kızın öne doğru savrulup düşmesine engel olmaktı. Bir kaç saniye sonra fazla hızlı olmayacak şekilde tekerlekli sandalyeyi ittirerek koşmaya başladı. Areum, bir an afallasada hemen kendine gelmiş ve gülmeye başlamıştı. Gerçekten uçuyormuş gibi hissediyordu. Bir süre sonra yavaşça durup kıza bakmaya devam etti.
Kızın gözlerinin içinin güldüğünü net bir şekilde görmek o'nu çok mutlu etmişti. Kızın dudağına uzanarak minik bir buse kondurdu. Areum, böyle bir şey beklediği için şaşırmıştı. "Mutluyken çok daha güzelsin." Areum, gülümseyerek alt dudağını ısırdı. Jungkook, gülerek kısa bir an etrafa baktığında küçük yemek tezgahı farkederek neşeyle söylendi. "Huh? Pamuk şeker!" heyecanla Areum'a baktı.
"Pamuk şeker yiyelim mi?" Areum, gülümseyerek bir kez başını salladı. Kızın arkasına geçerek tutacakları kavramış ve pamuk şekercini yanına gitmişti. Satıcıdan bir tane pamuk şeker alarak boş bankalardan birine ilerlediler. Jungkook, banka oturarak Areum'un sandalyesini tam karşısında durmasını sağladı. Diz dize duruyorlardı.
Pamuk şekerden biraz kopartarak kızın dudaklarına doğrulttu. Areum, kendisine uzatılan ikramı kabul ederek pamuk şekeri ağzına aldı. "Hayatımda geçirdiğim en güzel gündü. Teşekkür ederim, Jungkook." Areum, işaret diliyle hareket ederken aynı zamanda dudaklarınıda oynatıyordu. "Güzel gülümsemen ile bana baktığın her an teşekkürünü ediyordun zaten."
.
.
.
.Öptüm seni şap şup muahh (:♡