Medya'ya şarkı koydum :)
Jimin, yaptığı kahveyi Jungkook'un önüne koyarak yanına oturdu. Areum, öldükten sonra intihar etmeye kalkıştığı için yaklaşık bir aydır tedbir amaçlı Jungkook'un evinde kalıyordu. Bu bir ay içinde az çok kendini toparlamıştı, yani hiç değilse artık ağlamıyordu. Bunda Jimin'in büyük bir etkisi vardı tabii. Arkadaşına belirli aralıkta sakinleştirici veriyordu.
"İşe dönmeyi düşünüyorum musun?" Jungkook, battaniyenin altındaki dizlerini kendisine çekerek kollarını bacaklarının etrafına sardı. "Areum ile birlikte bir çok anım var o hastanede. Bu hem canımı yakıyor, hem de mutlu olmamı sağlıyor. Nasıl bir şey bu, Jimin?" Jimin, üzgünce Jungkook'a bakarak derin bir nefes verdi. Bir süre sonra sweatinin cebinden çıkarttığı zarfı Jungkook'a uzattı.
"Bu arada, Areum ölmeden önce bu zarfı sana vermemi istedi." Jungkook, Jimin'in elinde duran zarfa bakarak kaşlarını havalandırdı. "Bunu sana vermek için bekledim, biraz toparlanman gerektiğini düşündüm." Jungkook, zarfı alarak gülümsedi. Zarfı yavaşça açarak içindeki kağıdı çıkartıp yazanları okumaya başladı.
"Merhaba, Jungkook. Hiç bir zaman sana karşı tam anlamıyla açık açık hislerimi belirtemediğim için bu mektubu yazmaya gerek gördüm. Biliyorum, yüz yüze söylesem daha iyi olurdu ama bilirsin.. Kendimi bildim bileli kendimden nefret ederek yaşadım. Çaresizce kendime yüklenerek ölmeyi beklerken karşıma sen çıktın. Hayatımın şüphesiz en güzel dönemi, en güzel yaşımdın.
Kusurlarım olmasına rağmen bunu hiç bir zaman yüzüme vurmadın ve benimle güzelce ilgilendin. Öyle güzel ilgilendin ki kusurlarımı, en önemlisi kendimi sevmemi sağladın. Kimsenin duymadığı sessiz çığlıklarımı duyup bana kulak verdin. Dinledin, yardım ettim. Beni mutlu etmek için her zaman elinden gelenin en iyisini yaptın. Sen beni sadece fiziksel olarak iyileştirmedin, ruhumuda iyleştirdin, Jungkook. Ölmeye bir adım uzaklıkta olan ruhumu iyileştirdin ve hayata döndürdün.
Biliyor musun önceden kimse beni anlamak için işaret dili öğrenmemişti. Bu yaptığın sana basit bir şeymiş gibi gelsede beni o kadar mutlu etti ki, anlatamam. Seninle olduğum süre boyunca eski kötü günlerin acısını çıkartıyor gibiydim. Yıllardır yaşayamadığım mutluluğu kısa sürede bana yaşattın. Bu hastane değil sen benim ilacım oldun. Seninleyken hiç olmadığım kadar mutluydum. Kendimi bildim bileli ilk defa yaşadığımı hissediyorum. Bana baktığında, bana sarıldığında, beni öptüğünde hissettiğim tüm acılar buhar olup uçuyordu.
Bana öyle güzel bakıyordun ki hayatta ilk defa sevildiğimi hissettim. Bakışlarınla bana verdiğin değeri ve önemi iliklerime kadar hissettim. Seni seviyorum. Bu cümle eskiden basit bir cümle israfı gibi gelirdi, fakat seni sevdikten sonra cümlenin ağırlığını ve güzelliğini net bir şekilde hissettim. Sen kara ve kasvetli bulutların ardından doğan bir güneş gibisin. Tüm karamsarlığımı yerle bir edip güzel yolları aydınlatan bir güneş. Anlatamayacağım kadar güzel bir resim, dinlemekten asla usanmayacağım bir şarkı, sonunun gelmesini istemediğim bir rüya gibisin.
İlk randavumuzda hissettiğim heyecanı dün gibi hatırlıyorum. Başından beri körelmiş duygularımı canlandırdığın için teşekkür ederim. Senin bana hissettirdiğin güzel duyguları anlatmak inan günlerimi alır. Mutluluğumuz kısa sürsede benim için bir ömüre bedeldi. Dünyaya bir daha gelsem seninle olmak isterdim. Ölmeden önce bana hayatımın en en en güzel günlerini yaşattığın için sana minnettarım.
İyileşmek adına elimden geleni yapacağım için verdiğim sözü tutamadım, üzgünüm.. Tedavi sürecim boyunca her zaman yanımda durman acımı bana tamamen unutturdu. Hastaydım ama bu umrumda bile değildi. Beni o kadar mutlu ediyordun ki ölmek üzre olmam bile umrumda olmadı, Jungkook. Beni çok güzel korudun, çok öptün, çok güzel sarıldın. Çok güzel sevdin, Jungkook.
Eğer bu mektubu okuyorsan ben çoktan savaşı kaybetmişimdir. Sana bu acıyı yaşattığım için özür dilerim.. Arkamdan ağlamanı ve kendini yıpratmanı istemiyorum. Her zaman mutlu olmalısın çünkü sen bunu sonuna kadar hak ediyorsun, Jungkook. Lütfen, hep mutlu ol. Fiziken yanında olmasamda kalbim hep seninle. Seni çok seviyorum ve sevmeye devam edeceğim. Ölsem bile.
Minik tatlı çilek kızın, Areum.."
Jungkook'un göz yaşları kağıdı ıslatmıştı. Jungkook, kağıdı kalbine bastırırken başını eğerek ağlamaya başladı. Ağlamanın şiddetiyle omuzları sarsırılıyordu. "Seni hep sevdim ve sevmeye devam edeceğim, çilek kız."
.
.
.
.Öptüm seni şap şup (:♡