4.bölüm

913 102 6
                                    

"Tedaviden sonra hep beraber oturup muhabbet edelim istedim. Bu yüzden sizi bahçede topladım. Bu arada, hava harika değil mi?" Areum, başını kaldırıp, gözüne giren güneş nedeniyle elini yüzüne siper eden Jungkook'a bakmıştı. Bakışları kısa bir an Jungkook'un yüzünden eksik olmayan gülümsemesine değdi.

O'nun bu kadar neşeli ve mutlu olmasına anlam veremiyordu. Ne de olsa burada bir çok sorunlu hasta ile uğraşıyordu. Bir ben mi mutlu olmak için bir neden göremiyorum? Jungkook, kendisine bakan kızı fark eder etmez gülümsemesi genişlemişti. "Çok iyi yapmışsın, Jungkook-shi." Jim-na, gülümseyerek konuştuğunda Samuel'de o'na katıldı. "Katılıyorum. Odada boş boş oturmak çok sıkıcı."

Areum, başını eğerek bacaklarıyla bakışmaya başladı. Aklı çok dolu fakat bir o kadar da boştu. Yaşıyorum ama neden yaşadığımı hissedemiyorum? Hissizleri körelmişti. Jungkook, gülümseyerek Samuel ve Jim-na'ya baktı. Bir süre sonra bakışlarını Areum'a çevirip merakla o'na bakmaya başladı. "Sen ne düşünüyorsun, Areum?"

Areum, derin bir nefes verip istifini bozmadan öylece durmaya devam ettiğinde Jim-na, konuşmuştu. "Bu arada biz tanışamamıştık. Ben Jim-na, sende Areum olmalısın. Memnun oldum." demişti Jim-na, bastonundan destek alıp kızın yanına yaklaşırken. Sağ elini kıza uzatarak tutmasını bekledi. Areum, ilk önce önüne uzatılan ele ardından başını kaldırıp Jim-na'ya bakmıştı. "Eminim iyi anlaşacağız."

Areum, kararsızca elini kaldırarak kızın uzattığı eli sıkmıştı. "Ben Samuel. Memnun oldum, Areum." Samuel, akülü tekerlekli sandalyesini hareket ettirerek kızın yanına sürdü. Areum, Samuel'in elini sıkarak başını hafifçe eğip kaldırdı. "Kaç yaşındasın, Areum?" Areum, Jungkook'un kendisine verdiği küçük çilekli not defterini ve çilekli kalemi cebinden çıkartıp yaşını yazdı. Not defteri ve kalemin çilek desenli olmasının nedeni Jungkook'un Areum'u sürekli çilekli süt içerken görmesiydi.

"24. Senden 6 yaş yaş büyüğüm, yani ablan sayılırım." Jim-na, şaşırsada kızı üzmemek adına bozuntuya vermemiş ve gülümseyerek konuşmuştu. "Ben 22 yaşımdayım. Hepinizden küçüğüm sanırım." Samuel, gülümseyerek bakışlarını kaçırdığında Jim-na, sevinçle yüzünü buruşturdu. "Ara sıra böyle muhabbet etmek için toplanıp birbirimizi daha yakından tanıyabiliriz. Ne dersiniz?"

Jungkook, banka otururken konuştuğunda Samuel ve Jim-na sevinç ve istekle onaylamıştı. Areum ise hafifçe esen rüzgarın savurduğu ağaç yapraklarını izliyordu. İnsanlarda şu ağaç yaprakları misali hayat nereye eserse oraya savruluyor. Jungkook, Areum'a bakarak derin bir nefes aldı. Elinden geldiğince o'nu konuşmalara dahil edip bu içe kapanıklığından koparmaya çalışacaktı.

"Her hangi bir hobiniz var mı?" Jungkook'un ortaya sorduğu soru karşısında ilk önce Jim-na, konuşmuştu. "Felç geçirmeden önce çömlekçilik sanatıyla ilgileniyordum. Evimde bir sürü vazo, tabak ve bardak var. Hatta fotoğraflarıda var. Bir saniye." Jim-na, cebinden son model telefonunu çıkartarak açtığı fotografları göstermişti. Areum'un sessizce kenarıda durduğunu fark ettiğinde elindeki telefonu yavaşça indirerek bir süre o'na bakmıştı.

Kendini kızın yerine koyduğunda üzülmüştü. Jim-na, konuşamayı çok sevdiği için empati kurmak kendini kötü hissetmesine neden oluyordu. Jungkook, durumu fark ettiğinde sessizliği bozmak adına konuşmaya başladı. "Oyun oynamaya ne dersiniz?"

.
.
.
.

Öptüm seni şap şup muahh :)♡

ikigai • jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin