18.bölüm

542 70 5
                                    

"Her geçen gün daha iyiye gidiyorsun. Ayaklarını az da olsa hareket ettirebiliyorsun artık." Areum, sevinçle konuşan Jungkook'a bakarken neşeyle başını salladı. Bu hastaneye gelirken hastalığın iyileşebileceğini düşünmezken şimdi ayaklarını hafifçe oynatabiliyordu. Konuşamaması hala içinde ukte kalan bir eylemdi. Jungkook ile muhabbet edip gülüşmek istiyordu.

"Evet, açıkcası böyle bir ilerleme kaydedeceğimi düşünmüyordum." Jungkook, yüzünü şirince buruştururak gülümserken kızın saçlarını karıştırmıştı. "Daha fazla ilerleme kaydedip tekerlekli sandalyeden kurtulacaksın. İyileşmen için elimden geleni yapacağım, çilek kız." Areum, Jungkook'un kendisine böyle hitap etmesini seviyordu. "Teşekkür ederim."

Jungkook, kız ile yüzlerini hizalayıp hafifçe gözlerini kısarak o'na baktı. "Bana sıkıca sarılırsan bu teşekkürü kabul edebilirim." Areum, kollarını hızla tam yanında oturan Jungkook'un boynuna dolayarak sıkıca o'na sarılmıştı. "Tanrım. Bulutların üstünde gibiyim." Areum, hafifçe geri çekilerek yakınında duran yüze baktı. Kolları hala Jungkook'un omuzundaydı.

"Seni çok seviyorum." sadece dudaklarını oynatmıştı, Areum. Jungkook, gülümseyerek bir süre bakışlarını kızın yüzünde gezdirdi. "Ben de seni çok seviyorum." Areum, kaşlarını havalandırarak şaşkınca Jungkook'a bakmaya devam etti. "Dudaklarını okudum." Areum, gülümseyerek yavaşça başını salladı. Sevgili olduklarından bu yana yaklaşık bir ay geçmişti. Neredeyse her gün müsait olduğu zamanlarda Areum'un odasında birlikte vakit geçiriyorlardı.

Kah filim izliyorlardı, kah Jungkook kıza kitap okuyordu, kah kağıt oyunları oynuyorlardı. Jungkook, kızın kendisini eksik hissetmemesi için elinden geleni yapıyordu. Ara sıra bahçede gezinti yapıyorlardı, ara sıra yemeklerini dışarıda yiyorlardı. Günleri birbirlerine doyarak geçiyordu. Bu süre içerisinde birbirlerine daha fazla bağlanmışlardı.

"Market rameni yemeye ne dersin?" Areum, gülümseyerek heyecanla başını salladı. Jungkook ile markette yemek yiyip muhabbet etmek en sevdiği aktivitelerden biriydi. Hoş o'nunla yaptığı bütün aktiviteleri çok-çok seviyordu. Jungkook, koltuktan kalkarak kızı kucağına aldı. Kızın yatağın yanında duran tekerlekli sandalyeye yerleşmesini sağlayarak arkasına geçmişti.

Tutacakları kavrayarak tekerlekli sandalyeyi sürmeye başladı. Hastaneden çıkarak her zaman gittikleri markete geçtiler. "İstediğin bir şey varsa sormadan alabilirsi-" Jungkook'un sözünü kesen şey Areum'un-dönebildiği kadar-arkasını dönüp sağ elini havaya kaldırması olmuştu. "Biliyorum. Her geldiğimizde aynısını söylüyorsun." ve ben bir şey almayınca sevdiğim atıştırmalıkları alıyorsun.

Jungkook, utangaç bir şekilde bakışlarını kaçırarak gülümsediğinde Areum, genç erkeğin bu hallerine karşın gülmüştü. Markette gezinip alacaklarını aldıktan sonra ramenleri beraber hazırlamışlardı. Yemeklerini alarak masaya geçtiler. "Buraya geldiğinde çok mutlu gözüküyorsun." Areum, birbirinden ayırdığı tahta çubukları ramen kutusunun üstüne bırakarak Jungkook'a cevap verdi.

"Seninle birlikte buraya geldiğimde çok mutlu oluyorum." Jungkook, şımarıkça gülümseyerek önüne dönmüştü. "En büyük sebebi ben miyim yani?" Areum, gülümseyerek başını salladı. "Tek bir lafınla beni dünyanın en mutlu adamı yapıyorsun." Areum, gülümseyerek Jungkook'a bakmaya devam etti. Genç erkek üzerindeki bakışları hissettiğinde bakışlarını kıza odaklamıştı.

"Bana böyle bakmaya devam edersen bende sana bakacağım ve yemeğimizi yiyemeyeceğiz." Areum, gülerken dudaklarını bir birine bastırarak önüne döndü. Jungkook, bir süre yemeğini yiyen kıza baktıktan sonra önüne dönerek yemeğine başladı. "Bu arada yeni aklıma geldi. Sabah yatış süreni uzatmak için baban geldi fakat acelesi olduğu için senin yanınan gelemedi. Seni sevdiğini söylememi iletti."

Zaten bana gelince hiç vakti yok. Areum, sadece başını salladı. Kızın yüzünün asıldığını fark ettiğinde morali bozulmuştu. Konuyu açıp uzatmak yerine kızın neşelenmesi için başka bir konuya geçti. "Hafta sonu at binmeye gidelim mi?" Areum, duyduğu şey ile parıldayan koca gözleriyle Jungkook'a baktı. "Harika olur! Fakat ben hayatımda hiç ata binmedim."

Jungkook, kıza doğru dönerek elini yanağına yasladı. "Hayatında yapmadığın bir çok şeyi beraber yapacağız. Şehrin her yanında beraber hatıralarımız olacak ve ileride bir gün o yollardan geçerken hatırlayıp güleceğiz."

.
.
.
.

Öptüm seni şap şup muahh (:♡

ikigai • jjkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin