uzun bir bolum oldu, oy verin tamam mi 🥲
bildirimler herkese gitmiyor, onceki bolumu okudugunuzdan emin olunn<3
*
Otelin barını keşfetmiştim.
Otel kocamandı. Ciddi anlamda kocamandı ve hayatında otele gitmeyi bırak sıradan bir tatil mekanına bile gitmemiş biri olarak keşfetmem epey vaktimi almıştı. Aslında çok çekingen biri değildim, sadece bazı zamanlarda utangaçlığım tutuyordu ve sebebini anlayamıyordum. Üzerimde o anlamsız utangaçlık yokken biraz etrafı turlamış, oteli gezmiştim.
Karakterim bir tuhaftı. Belki de tam anlamıyla oturmayan özelliklerim olduğundan böyleydi. Sebebini bilmiyordum ama fazla dengesizdim işte. Bazen çekingen oluyordum, bazense dünyanın en girişken insanıydım. Bazen içime kapanıyordum, bazen susmak bilmiyordum. Bu yüzden beni tanıyan hiç kimse 'Ege şöyle birisi...' diyemezdi. Nasıl biri olduğum belli değildi çünkü.
İkizler burcu olmamla bir ilgisi var mıydı acaba?
Ellerim cebimde, rahat bir tavırla bardaki insanları izliyordum. İçecek bir şeyler isteyip Miran Ağa'nın adına yazdırmak istediğimde ise beklenmedik bir saygıyla karşılaşmıştım. Bu adamın bu kadar tanınıyor olması hem güzel, hem de sinir bozucuydu.
Onun adına para harcamam yüzsüzlük sayılır mıydı, hiçbir fikrim yoktu. Umarım kötü algılanmazdı. Lafını yapacak birine benzemediğinden bu kısmı çok dert etmemiştim. Üstelik beni otele getiren kendisiydi. Ne yapabilirdim yani?
Sabah sabah içmek pek hoşuma gitmeyeceğinden alkolsüz bir kokteyl içiyordum. Güya yalnız oturuyordum ama geldiğimden beri üzerimde olan bir çift göz, beni oldukça huzursuz ediyordu.
Tam çaprazımdaki masada kendi halinde bir şeyler içen genç bir kız, gözünü kırpmadan beni izliyordu. Bu kadar dikkatli incelenmek hoşuma gitmemişti. Mahallede benimle tanışmak isteyen kızdan sonra bir de burada ilgi görmek tuhaf geliyordu. Ben çok yakışıklı biri bile değildim.
Bir anlığına gözüm kaydı. Yemin ederim, sadece bir anlıktı ve bu kızın harekete geçmesi için yeterli olmuştu. Aniden elinde içkisiyle beraber yanıma adımladığında ne yapacağımı şaşırdım.
"Selam."
En azından birkaç dakika konuşup sonra uzaklaşırım diye düşündüğüm kızın sağ eli omzumdaki yerini aldığında kaşlarımı çattım. Gerilmiştim. Ve benim ne halde olduğum kızın hiç umurunda değildi. Gülümseyerek omzumu okşuyordu.
"Naber?"
"İyi...sen?"
"İyi ben de." gülümsedi. "Fazla utangaç bir tipe benziyorsun."
"Sanırım." elinin altından sıyrılmak için geriye adımladığımda dizime yaslanan diziyle olduğum yerde kalakaldım. Neden düzgünce sohbet etmiyordu ki? Belki o zaman arkadaş dahi olabilirdik.
"Rahat ol biraz. Geldiğinden beri seni izliyorum, gerginsin hep."
Sen izlediğin için gerginim zaten, demeyi çok istiyordum ama sessiz kalmayı tercih ettim. Belki onu umursamazsam sıkılıp giderdi. Bu yüzden dokunuşundan kurtularak etrafı incelemeye koyuldum.
"Hiç eğlenceli değilsin ama!" dudaklarını büzerek kıkırdadı. Sarhoş muydu yoksa? "Odama gidelim mi?"
Pekala, bu kız kesinlikle sarhoştu.
Üstelik benimle ilgilenmesine rağmen üzerinde gezinen bakışlara bakılırsa burada durması ne kadar güvenliydi, tartışılırdı. Beni ilgilendirmediğini, belki de birileriyle takılmak için bara gelmiş olabileceğini biliyordum ama anlık olarak içim rahat etmedi. Onu odasına götürmek en iyisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağa • [bxb]
Teen FictionSoyunu devam ettirmek zorunda olan bir ağaydı o. Bir erkeğe aşık olarak hayatının hatasını yapmıştı.