oha 15. bolume gelmisiz
*
Gözlerimi müthiş bir yorgunlukla aralayıp mutfağa geçtiğimden beri vücudum o kadar kırgındı ki, güçlükle hareket ediyordum. Ne olmuştu, neden bir anda böylesine hasta olmuştum anlayamıyordum. Kendimi bildim bileli zayıf bir bağışıklığa sahiptim ve İzmir'in sıcak havası dahi hasta olmamı engelleyemiyordu.
Elimden pek bir şey gelmezdi. Bu yüzden sadece bildiğim tek şeyi yapmış, ılık bir suyun içine limon sıkarak yudumlamaya koyulmuştum. Yurttayken hasta olduğumuzda kimsenin umurunda olmazdı ve yemekhanedeki ablaların bizi odamıza yollamak için yaptıkları tek şey bu olurdu. Alışkanlık haline gelmişti.
"Naber lan?" masanın üzerinde oturan kedime bakarak içeri adımladı Kadir. "Pezevenk."
"Onun bir adı var..."
"Sesin mi kısıldı senin?" kaşlarını çattı, eli anında telefonuna giderken Miran'a haber vereceğini anlayıp gözlerimi devirdim. Adam uyuyordu, aynı evin içinde aramak saçmalıktı.
"Biraz boğazım acıyor, o kadar."
"Geçmiş olsun." ondan beklemediğim bir şekilde ciddileşti Kadir. Genelde benimle uğraşan, laf sokan ve azarlayıp duran bir adamdı. Benim hastalığımı bu kadar umursayacağını düşünmemiştim. "İlaç-"
"İlaç aldım, birazdan geçer." sırıttım. "Üzülme benim için, kıyamam."
"Ne üzüleceğim?" duruşundan ödün vermezdi asla. "Öylesine soruyorum."
"Ateşim de var sanki ama."
Sahte bir tavırla gözlerimi kısıp elimi alnıma yasladığımda sanki çok sıcak bir şeye dokunmuşum gibi çektim hemen. Dişlerimi sıkarak baktım Kadir'e. "Yanıyorum galiba."
"Yanıyor musun?" telaşlanıyordu. "Allah Allah."
Cidden iyi olup olmadığımı anlamaya çalıştı önce. Ardından dayanamadı ve yanıma daha da yaklaştı. Tam önümde durup elini alnıma bastırdığında gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Çok sıcak değilsin aslında." hala ciddiyetle ateşimi ölçmeye çalıştığından elini ayırmadı. "Ateş düşürücü gibi bir şey-"
"Elinin kırılmasını istemiyorsan uzaklaş Kadir."
Hızla elini ayırarak birkaç adım geriledi Kadir. Bu sefer ben bile Miran'ın gelişini hissetmemiştim. Bu kadar sessiz olmayı nasıl başardığını gerçekten merak ediyordum.
"Ağam şey, Ege Bey rahatsızlanmış biraz."
"Neyin var?" aramızdaki mesafeyi kapatarak yanıma kadar geldiğinde önümde diz çökmesini beklemiyordum. Elleri ellerimi buldu, Kadir'den hiç çekinmeden elimin üstünü öptüğünde nefesimi tuttum.
Her geçen gün daha da kırıyordu duvarlarını.
"Kırgın hissediyorum biraz."
"Siktir, sesine bak." kaşlarını çattı. "Basit bir kırgınlıktan mı kısıldı sesin?"
"Ağam bence hastaneye götürelim."
Kadir'in hem çekingen hem de düşünceli tavrı hoşuma gittiğinden samimiyetle gülümsedim. Birbirimizle uğraşıyorduk, sürekli şakalaşıyorduk falan ama beni gerçekten sevdiğini düşünmemiştim hiçbir zaman. Çünkü aramızda hep bir çekişme olurdu ve Kadir fazla ciddi bir adamdı.
"Kadir, endişelenme. İyiyim."
O an birileri beni düşündüğü için mutluydum sadece. Belki yeni bir arkadaş edindiğimi anlayıp sevindiğimden, belki Kadir'i abimmiş gibi hissettiğimdendi, bilemiyorum. Artık bu his yüzümde nasıl bir ifade oluşturduysa bir anda ayağa kalktı Miran.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ağa • [bxb]
Teen FictionSoyunu devam ettirmek zorunda olan bir ağaydı o. Bir erkeğe aşık olarak hayatının hatasını yapmıştı.