Bu bölümü Aram'ın ağızından yazacağım çünkü onu baya bir bölümdür sabote ettim :)
keyifle okumanız dileği ile...
***********************************************
Aram'dan
Bugün sabrımın son günüydü ve ben bu manzaraya daha fazla tahammül edemiyordum. Sigaramdan bir duman daha alarak yarın olacak her şeyin planını tek tek yaptım, Cebimden telefonumu çıkardım ve en sadık dostumu aradım
' Efendim abi?'
Ardil her zaman bana sadık kalan ve dediğim her şeyi sonunu düşünmeden, sorgulamadan yapan tek kişiydi. O benim bu hayatta güvendiğim tek kişiydi.
' Nasılsın koçum?'
' iyim abi takılıyorum öyle sen nasılsın neredesin?'
' iyi değilim koçum, acilen buraya gelmen lazım konuşacaklarımız var konum atıyorum şimdi.'
dediğimde onayladı ve kapattık, konumu ona gönderdikten sonra bitmek üzere olan sigaramın son dumanını da içime çektim. Bu hayatta Dilvan'dan başka sevebilecek kimsem yoktu, onu üzdüm, kırdım hatta çoğu zaman ona hayvan gibi davrandım. Ama o an tek istediğim beni anlamasıydı, umut etmek bana göre değildi şu yaşıma kadar da asla bir şeyleri umut ederek yaşamamıştım. Ama onda en ufak bir sevgi kırıntısı bile görmek için umut ettim, saçma sapan şeyler yaptım. Ve yapmaya da devam edecektim, şuanda kadar yapmış olduğum ve yapacağım şeyler onu kıracaktı hatta yok olacaktı ama buna mecburdum.
O beni sevmezse bana biraz olsun iyi olmazsa tıpkı o Piçe iyi olduğu gibi yani, yaşamak için bir gerekçem kalmayacaktı. Ona saplantılı falan değildim sadece aşıktım, sadece yöntemlerim çirkindi. Birkaç saat sonra Ardil arabasıyla yanıma geldi ve hızla arabadan indi
' Abi iyi misin? ne oldu? yaralandın mı? polisler mi yoksa yine?'
' ya oğlum bir dur. yok bir şey iyim, yani bugün o piçle Dilvan'ın evlenmesi haricinde iyim!'
dediğimde Ardil arabaya yaslandı
' Abi bak hiç seni sorgulamadım, ne yap dediysen sonunu düşünmeden yaptım ama görüyorsun işt...'
dediğini bitiremeden sözünü kestim
' Ne işte ne Ardil! Beni bırakmak ve o piçle evlenmek buna dayanamıyorum! sende herkes gibi saplantı diyeceksin ama yeter artık bundan gerçekten bıktım. Dilvan benim sadece beni sevebilir, ben onu yıllarca bekledim ulan! senelerce büyüsün diye bekledim, büyüdü senelerce sevsin diye bekledim! ulan ben o kızı beni sevsin diye senelerce bekledim!
Konuşmamız artık tartışmaya dönmüştü ve Ardil de tıpkı benim gibi kendini kaybetmeye başlamıştı
' Abi anlamıyorsun! o kız seni sevmiyor istemiyor, sen böyle yaptıkça seni sevecek mi sanıyorsun?'
söyledikleri beni sinir küpüne çevirmişti
' kör müyüm lan ben? ha kör müyüm? görmüyor muyum sanıyorsun? ben anlamıyor muyum ha? ulan ben aşığım aşık şuan başka bir adamın altındayken bile ona deli gibi aşığım! onu tüm her şeye rağmen alıp götürecek kadar aşığım ona!'
Ardil sinirden çıkmış damarlarıyla bana bir yumruk attı, o kadar savunmasızdım ki normalde hissetmeyeceğim bir darbe olmasına rağmen yere düştüm.
' Abimsin sen benim! sen değil o aptal kız kör! seni göremeyen bir aptal o kız! istemiyor işte defolsun gitsin bırak yakasını!'
ayağa kalktığım gibi bir yumruk da ben attım suratına kanayan dudağını sildi elinin tersiyle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
General FictionBu Kitabın gerçek kişi veya kurumlarla bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Ben Dilvan... Dilvan TİMURAĞAOĞLU. Mardin Kızıl Tepede, Kikan aşireti adı altında yaşamaya çalışıyorum, Babamsız... Annem Meral TİMURAĞAOĞLU. Ankara'da doğup büyümüş...