Bu bölümü @huysuzpandi ye ithafen yazdım... Kitabımı takip edip bölümleri ilk okuyan olduğun ve fikirlerini açıkca dile getirdiğin için teşekkür ederim balımm❤️
****
Sıkı sıkı kapattığım gözlerimi aniden açtım, yumruğun sahibi Aramdı... Sinirle Berzan'a bir yumruk daha atıp beni kendi arkasına nazikçe(!) itekledi. Bağırmaya başladı" siz benim olana nasıl eziyet edersiniz!! Sana kim verdi bu hakkı Berzan ağa! Bana bakın herkes iyice dinlesin beni son kez söylüyorum Dilvan'a bir daha da değil el kaldırmak sesinizi bile yükseltirseniz bu konağı içindekilerle yakarım!"
Gözlerime bakarak iyi olup olmadığımı görmeye çalışırken dedem araya girdi
" Aram oğul hele sakin olasan! Bu kız iyice aşmıştır haddini! Ağabeyine atasına karşı gelir! Elbet verecek cezasını ağabeyi! "
Aram dedeme yaklaşıp sinirle nefesini verirken
" o anlaşmanın olduğu gün ne sen ne de abisi yok anladın mı İlyas TİMURAĞAOĞLU! Sadece ben varım! "
Dedi. Bileğimden tutup hızla çıkardı beni konaktan, sertçe bileğimi kurtardım ondan
" bırak beni! O anlaşmayı dedemle yaptın git onunla hallet meseleni, ben seninle asla evlenmeyeceğim! "
Dediğimde beni duvarla arasına aldı. Gözleri yeşildi Aramın... Üçgen bir vücut yapısı vardı, sinirlendiğinde karşısında babası olsa tanımazdı Aram. Onu iteklemeye çalışırken, hızla tuttu bileklerimi
" sen kabul et ya da etme Dilvan! Sana fikrini ne o deden olacak adam ne de ben sormuyoruz!"
Sinirlerim iyice bozulmuştu, beni abimin kafesinden çıkarıp kendi kafesine koyacaktı bu adam... Her ne kadar dirensem de alnımdan öpüp arabasına bindirdi. Ağlıyordum yine, normalde ağlamam bu kadar ama direnmekten yoruldum... Kafesten kafese giriyorum ve çırpındıkça kanatlarım kırılıyor.
Arabada onunla muhatap olmamak için uyumaya çalıştım, zorba ve pisliğin tekiydi işte Aramda... Abim gibi dedem gibi vicdansız...
Gözlerimi araladığımda kendimi yumuşacık bir yatakta buldum, arkamı döndüğümde çığlığı basmam bir oldu
" sapık!! Pislik!! Senin burada ne işin var ha!! Kalk çabuk!"
Aramla birlikte uyumuştum bütün gece ama hissetmemiştim bile! Aram gözlerini ovuştururken
" Dilvan bağırma delirtme beni!! Kocan olmama 1 ay kaldı ve sen bunu sorun ediyorsun üstelik sadece uyuduk! "
Dediğinde hızla kalktım yataktan, odadan çıktım buradan gitmem lazım eve gitmeliyim annem merak eder... Tam merdivenlerden inerken Aram kolumu tuttu...
" nereye Dilvan!?"
Şuan gerçekten kafasını kaldırıma sürtme isteği doğdu içimde... Nefretle kurtardım kolumu ondan
" evime gidiyorum!"
Aram tiz bir kahkaha attı...
" dün hırpalandığın ve benim gelip seni kurtardığım eve mi!?"
Dedi. Cevap vermeden indim merdivenleri ve çıkış kapısı olduğunu düşündüğüm kapıya yöneldim... Kapıyı açınca kapıdaki adamlar bana dik dik baktılar, tam çıkacakken birisi önüme geçip
" hanım ağam, ağamın emri olmadan gitmenize izin veremeyiz! "
Dediğinde sinirle Aram a baktım. Tekrar adama dönüp
" git ağanın başını bekle sen! çekil önümden hemen!"
Dedim. Adam Aram a baktı göz ucuyla ve çekildi önümden, aptallar!!! Hırsla çıktım kapıdan, yeter artık bu kadar eziyet... Bende Dilvansam kaçarım buradan.
Etrafıma baktım nerde olduğumu biliyordum burası Aramın eviydi. Hızlıca toprak yola girdim ve koşmaya başladım ana yola çıktım mı tamamdır. Anayola geldiğimde tek tük araba geçiyordu, korkuyordum binmeye burası Mardin'di ve hemen hemen herkes dedemi, Aramı tanırdı... Yoldan geçen kırmızı RANGE ROVER a durması için elimi salladım, otostop nasıl çekilir hiç bir fikrim yok ama yine de denedim... Araba sağa yanaşıp durdu cama iyice yaklaştım ve içindeki kadına dikkatle baktım... Sarı kıvırcık saçlı, mavi gözlü ve çok bakımlı bir kadındı, tahminimce 35 yaşlarında falandı... Kadın camı açarak
" tatlım bu halin ne iyi misin? Bir sorun mu var?"
Dedi. Üzerime baktım ve evet biraz toprak olmuştu eteğim... Kadına gülümsemeye çalışırken
" benim gitmem lazım ,otogara...yardımcı olur musunuz?"
Dediğimde kadın hafifçe gülümseyip başını salladı
" tabi ki gel bakalım, yolumun üzerinde zaten tatlım"
Dedi. Hızla bindim arabaya, kadın çok sempatikti yani bana zarar vermeyeceğini düşünüyordum çünkü çok masum duruyordu...
" anlat bakalım tatlım ne işin vardı senin orda buralar tenha yerler tehlikeli olabilir senin için..."
Dedi. Kadına başımdan geçenleri fazla detaya girmeden anlattım ve sonunda ekledim
" okumak istiyorum ben, ama dedem bırakmıyor gitmem lazım buralardan!"
Dedim... Kadın bana acıyormuş gibi bakınca rahatsızlığımı belli etmek için yerimde kıpırdadım. Kadın yola bakmaya devam ederken
" kızım dünya çok kirli senin için, kendine çok dikkat etmen lazım... Hem paran var mı? Neyle gideceksin o koca şehre? Haydi açlıkla idare et bir iki gün ama ya bilet paran? Ya kalacak yerin?"
Dedi, haklıydı ben bu kadar düşünmedim ama yine de kalamazdım burada , bunu anlayamazdı bu kadın gitmem lazımdı... Otogara geldiğimizi anlayınca hafifçe gülümsedim
" teşekkür ederim , zahmet verdim... "
Dediğimde kadın memnuniyetsizce kıpırdadı ve gülümsemeye çalıştı
" kızım seni burada bırakıp gitmek istemiyorum ben, hem ne yaparsın tek başına burada? Paran var mı?"
Dedi. Utandığım için kafamı önüme eğdiğimde kadın çantasından bir miktar para uzattı
" kızım al bunları hem seni bir kaç gün idare eder, lütfen..."
Dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım yavaşça ve kadına gülümsedim
" teşekkür ederim ama kabul edemem!"
Dediğimde kadın arabadan inip yanıma geldi ve sıkıca sarıldı bana
" bak tatlım okulunu bitirdiğinde bana borcunu ödersin borç olarak veriyorum tamam mı, adresimi de veririm numaramı da..."
Dedi sakince... İyi bir kadındı ve hep inandığım bir şey var, Allah iyileri iyilerle karşılaştırır... Kadına sıkıca sarıldım ve gözümden bir kaç damla döküldü
" teşekkür ederim. Söz veriyorum okulum bitince borcumu ödemek için sizi bulacağım... "
Dedim. Kadın beni iyice tembihleyip, numarasını ve adresini bir kağıda yazıp verdi, sıkıca sarıldık ve gitti... Biliyorum işte Allah benimle...
Koşarak bilet gişesine gittim ve İstanbul'a biletimi kestim, saat 13.00 da kalkacaktı otobüsüm ve yarım saatim vardı...170 tl vermiştim bilete ve geriye sadece 130 tl kalmıştı.. Kadın haklıydı parasız çıkmak büyük bir hataydı ama vaktim yoktu ve ben buna mecburum...
paramı lazım olmadıkça harcamayacaktım, otobüsün kalkmasını beklerken otogarda bir hareketlilik gördüm ve İstanbul otobüsünü kontrol ederken bağırmaktan bütün sinir damarları belirginleşmiş olan Aramı gördüm... Hızla koşmaya başladım otobüsün gideceği yöne doğru Aram beni bulurdu, otobüse buradan binemem.
Ortalık sakinleşince yolda bekledim ve gelen İstanbul otobüsüne bindim, kurtulacaktım buradan...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
General FictionBu Kitabın gerçek kişi veya kurumlarla bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Ben Dilvan... Dilvan TİMURAĞAOĞLU. Mardin Kızıl Tepede, Kikan aşireti adı altında yaşamaya çalışıyorum, Babamsız... Annem Meral TİMURAĞAOĞLU. Ankara'da doğup büyümüş...