Hayat ne garip değil mi? Kimisi yaşamak için ekmeğe kimisi de ekmek için yaşamaya mecbur. Garip bir örnek evet ama bu söz her zaman Aram ve beni hatırlatıyor bana. O yaşamak için ruhum dediği oğluma ihtiyaç duyarken ben oğlum için yaşamak zorunda kalıyorum. Senelerdir eziyet çektiğim bu hayattan ben alacaklıyım, tek derdi benim mutluluğum olan Mir alacaklı...
O akşam öyle çok ağlamıştım ki boğazım yırtılacak gibi olmuştu. Korkuyordum üzerime kalacak diye her şey, beni oğlumdan ayıracaklar diye...
Dün gece...
" sen ne dediğinin farkında mısın?"
Diye sorduğumda gözlerime baktı
" ben sadece sevilmek istedim. Ama beceremedim... Seni de etrafındaki herkesi de kırıp geçtim bunun için. Ve bunca yıl sonra anladım ki ne senin sevmeye ne de benim devam etmeye gücüm kalmadı. "
Dediğinde anlamadığım için kaşlarım hafifçe kalktı, uzaklaştım biraz yanından
" ne demek oluyor bütün bunlar?"
Diye bir soru sordum. Aram kendini kaybetmiş gibiydi, sadece ağlıyor ve boş bir noktaya bakıyordu
" Aram bak benimle oyun oynama yine. Artık gücüm kalmadı lütfen yapma!"
Dedim. Hafifçe gülümsedi
" inan bana artık korkmanıza gerek kalmadı. Ne sana ne de ruhuma (Uras) acı çektirmeyeceğim bundan sonra"
Dedi, yutkunup devam etti
" senden tek bir isteğim var!"
Dedi, bu konuşmanın sonu nereye gidecekti bilmiyorum ama korkudan titriyordum
" Ruhum'a kötü bir canavar olduğumu söyleme. Onun beni bu şekilde hatırlamasını istemiyorum. Onu o kadar çok sevdim ki kendi oğlum olsa daha fazla sevemezdim. Sadece beni babası değilde bir abisi olarak bilsin. Babasını öldürdüğümü, ailene sana neler yaşattığımı bilmesin. Beni hep sevsin, bu dünyada sevilmedim ama en azından gittiğim yerde sevildiğimi hissedeyim."
Dediğinde silahını belinden çıkardığı gibi kafasına dayadı
" Aram saçmalama! Dur lütfen yapma!"
Diye ona bir adım atarken
" yaklaşma! Merak etme çalışma odasındaki masanın çekmecesine bir zarf bıraktım kendi adım ve imzam var, avukatım her şeyi biliyor ve sana herhangi bir suçlama yapılmayacak!"
Dedi. Ağlamam şiddetlenirken
" ne olur Aram dur! Bak konuşalım halledelim, biz yine gideriz sen Uras ile görüşmeye devam edersin böyle olmaz. Canına kıyma ne olur dur!"
Dediğimde Aram sinirden köpürdüğünü belli eden sesiyle yanıtladı beni
" Siz giderseniz benim yaşamak için bir nedenim kalır mı sanıyorsun? Ha burada ölmüşüm ha siz beni bırakıp gitmişsiniz! Kendimi biliyorum nefes aldığım sürece asla gitmenize izin vermem! "
Dedi. Onu nasıl ikna edeceğimi bilemez bir vaziyette dizlerinin üzerine çöktüm
" Aram ne olur bunu bana yaşatma! Lütfen yalvarıyorum sana! bunu görmek istemiyorum bırak bizi gidelim, tedavi olursun, yaşamak için başka nedenler bulursun. Hatta belki seni gerçekten seven değer veren biri çıkar karşına!"
Dediğimde kahkaha atmaya başladı
" Zamanla severim seni bile diyemiyorsun, diyemezsin tabi. Böyle bir adam sevilir mi? Benim başkasının sevgisine değil ailem dediğim senin ve Uras' ın sevgisine ihtiyacım var! Şimdi burda kafama sıkmazsam hayatında bir gölge olmaya devam edeceğim, aldığın nefesler hep olduğu gibi haram olacak sana! Anlamıyor musun sen? Benim ölümüm senin özgürlüğün demek!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFES
General FictionBu Kitabın gerçek kişi veya kurumlarla bir ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür. Ben Dilvan... Dilvan TİMURAĞAOĞLU. Mardin Kızıl Tepede, Kikan aşireti adı altında yaşamaya çalışıyorum, Babamsız... Annem Meral TİMURAĞAOĞLU. Ankara'da doğup büyümüş...