Nefesimizi tutmuş bir halde kapının açılmasını beklerken, korku dolu bir ses tonuyla " Erhan, İlyas. O, geldi. Ne yapacağız?" Diye sordum.
Bir yandan da gözüm kapıdaydı. Erhan bana bakarak " Korkma, ben yanındayım. Bir şey olmayacak. Belki de öğrenmesi ikimiz için de iyi olur." Derken ona sinirle bakarak " Saçmalama. Sen, ölmek istiyorsun galiba?" Diye sordum
Erhan da bana acıyla bakarken " Ben, zaten sen gittiğinden beri ölüyüm. Yaşamıyorum ki ben." Derken kalbimi paramparça etmişti.
O an ona ne kadar büyük bir haksızlık yaptığımı anladım. Beni, bu kadar seven bir adamı kendi ellerimle mahvetmiştim. O an gözlerim dolu dolu olmuştu. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
Erhan bana bir şey söylemem için bakarken ben de derin bir nefes alarak tam bir şey söylüyordum ki dışarıdan duyduğum sesle lafım yarıda kaldı.
Merakla dinlemeye başlarken dışarıdan konuşma seslerini duydum. Biri telaşla İlyas'a " İlyas bey, arabanızla ilgili bir sıkıntı var." Diye sorduğunda o an ses kesildi.
Muhtemelen gitmişlerdi. O an derin bir oh çekerek gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığımda ise Erhan'ın bana baktığını gördüm.
Kapıdan uzaklaşarak onun elinden tutarak " Hadi, seni İlyas gelmeden bir an önce buradan çıkartalım." Diyerek kapıya yönlerdirdim.
Erhan'ı kapıdan çıkarmadan önce bir süre etrafa bakarken kimse olup olmadığını kontrol ettim. Kimsenin olmadığını görünce de Erhan'a elimle gel, işareti yaparak yanıma gelmesini bekledim.
Erhan da yanıma geldiğinde ona bakarak " Hadi, yakalanmadan bir an önce git buradan." Diye cevap verdim.
Ama bu Erhan'ın umurunda değildi. Aksine bana bakarak " Kimseden korkum yok benim. Ben, buraya zaten bunu bilerek geldim.". Diye cevap verdi.
Yok, bu adam beni kalpten götürecekti. İç çekerek ona bakarken " Erhan, bak! Yalvarırım git, buradan. Sana söz veriyorum ne istersen yapacağım." Diye cevap verdim
Bu, Erhan'ın hoşuna gitmişti. Bana tek kaşını kaldırarak muzır bir halde bakarken " Ne istersem mi?" Diye sorduğunda iç çekerken ona " Evet, hadi." Dedim.
Tam o esnada ise merdivenlerden yukarıya çıkan İlyas'ı görmemle birlikte gözlerim kocaman olmuştu.
Erhan'a bakarak, onu bir anda yakasından çektiğim sırada o da şok olmuş bir halde bana bakarak " Ne oluyor?" Diye sordu.
Ona bakarak " Şist, yavaş! Sana dedim değil mi? İşte İlyas geldi, ne olacak şimdi." Diye sordum. Erhan ise gayet rahat bir şekilde koltuğa oturduğunda bacak bacak üstüne attı.
Ona bakarken " Neden bu kadar rahatsın? Kalk, çabuk, seni saklamamız gerekiyor." Diyerek onu kolundan tutup ayağa kaldırdım.
Ne yapacağımı düşünürken aklıma odadaki dolap geldi. Yatak odasına girdiğimizde ise Erhan odayı incelerken sinirle bana bakarak " Aynı, yatakta yatmıyorsunuz herhalde?" Diye sordu.
Beni, kıskanması hoşuma gitmişti. Ama kendimi ele vermeyecektim.Ona göz devirirken " Şimdi bütün mesele bu mu? Hadi içeriye gir." Derken onu dolabın içine ittirdim. Kapıyı da üstüne kapattıktan sonra da derin bir nefes aldım. Yüzümde hafif bir gülümseme oluştu.
Tam o esnada ise İlyas da odaya girdiğinde beni ayakta görünce şok olmuş bir halde " Ne yapıyorsun?" Diye sordu.
Ona zoraki gülümseyerek
" Hiç, seni bekledim." Dediğim sırada o da buna memnun olmuş bir halde yanıma gelerek " Demek öyle bak, bu hoşuma gitti." Derken yanağımdan usulca öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalık Hobim/Tamamlandı
HumorKapak Çok Sevgili Arkadaşım, @unuciornseysi tarafından yapılmıştır. Emeğine sağlık ❤️ Bu Hikayede Hastalık, Sizin Bildiğiniz Türden Bir Hastalık Değil... Bu Hastalık, Hastalığa Aşık Olma Hastalığı..