Sabahleyin..
Kapının büyük bir gürültüyle çalınmasıyla gözlerimi açtım.
Bu saatte kimdi, bu alacaklı gibi kapıyı çalan?Kapıyı çalan her kimse, bir yandan çalmaya devam ediyor, bir yandan da, " Neriman yenge, Neriman yenge?" Diye sesleniyordu.
Kendi kendime, " Hayırdır, inşallah!" Derken yataktan kalktım.
O an içime bir kurt düşmüştü, kesin birine bir şey olmuştu.Odadan hızlıca çıkarken, kızım da sese uyanmış '" Ne oluyor anne sabah sabah?" Diye sordu.
Ah bir bilsem.... Kızıma omuz silkerken, " Bir bilsem hadi kapıyı açayım da, gelen kimmiş ögrenelim?" Diye cevap verdim
Kapı hala daha çalmaya devam ediyordu. Kapıya koşarken, " Geldim, geldim. Patlama." Derken en sonunda kapıyı açtığımda karşımda yeğenim Elması gördüm.
Ortanca eltimin en büyük kızıydı. Elmas ' a şok içinde bakarken, " Ne oldu kızım, ne bu halin?" Diye sordum.
Elma'sın beti benzi atmıştı. Zar zor konuşarak " Sorma, Neriman yenge. Annem." Dedi.
O anda hiç beklemediğim bir şey oldu. Bütün mahalleyi sarsacak, " Hayır." Diyen bir çığlık sesi duyuldu.
Kızımla birlikte evden çıktığımızda, o an eltimi gördüm. Bir yandan " Ah, komşular! Ben nerelere gideyim, ben ne yapayım. Kızım, Ekim evden kaçtı. Bana bir not bırakmış." Diyor, bir yandan da acıyla, dövünüyordu.
Meraklı bakışlar ise etrafına toplanmış, kendi aralarında konuşuyorlardı. Onların yanına giderken, " Bir saniye." Diyerek onların arasından eltimin yanına gittim.
Eltim hala dövünürken, ona bakarak " Senin bu halin ne? Ekim nerede?" Diye sordum. Eltim acıdan konuşacak durumda değildi. Büyük kızı, Elmas onun kolundan tutarak, bize " Kardeşim, sevdiği adamla kaçtı. Zaten çok uzun zamandır görüşüyorlarmış. Çalıştığı hastanede tanışmışlar." Dedi.
Derin bir nefes alarak eltime baktım. Eltim ise acıyla gözlerini kapatmış, başını iki yana sallıyordu. Ekim bunu ailesine nasıl yapardı, zaten ailesi onu sevdiği adama verecekti. Nasıl ailesini bir adam uğruna ezip geçmişti.
O sırada kaynım da, sesi duyarak yanımıza geldi. Kaynım da, sinirden köpürmüş bir halde eltime bakarak " Söyle o, kızına. Bir daha buraya gelmesin. Atasını saymayan kızdan hayır gelmez. O, kaçtığı oğlan ona bakar, artık." Dedi.
Eltim de, ona acıyla bakarken " Yapma bey, o senin evladın." Dedi. Kaynım ise " Ben, söyleyeceğimi söyledim." Derken eve çoktan girmişti.
Tam o esnada arkamdan bana " Neriman?" Diyen bir ses duyunca merakla kim olduğunu anlamak için sesin geldiği yöne doğru baktım.
Karşımda bana neşeyle bakan, türbanlı, 60 yaşlarında ya var ya yok, uzun boylu, esmer tenli bir kadın duruyordu.
Ben de ona şaşkınlıkla bakarken, birden onun gibi "Şerife." Dedim.
Şerife, yanıma heyecanla gelerek bana sımsıkı sarıldı. Şerife çok uzun yıllar önce iş yerinde çalıştığım arkadaşımdı.
İşten ayrıldığımda ise bir daha birbirimizden kopmuştuk. O, şimdi Karadeniz'de yaşıyordu, yani öyle duymuştum.
Bir süre öylece kaldık. Şerife benden ayrılınca bana bakarak " Hiç değişmemişsin, yine aynı güzelliktesin." Diye takıldı.
Onun bu dediğine gülerek " Ay, sen de, çok degiştim ben Şerife. Yaşlandık ayol." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalık Hobim/Tamamlandı
HumorKapak Çok Sevgili Arkadaşım, @unuciornseysi tarafından yapılmıştır. Emeğine sağlık ❤️ Bu Hikayede Hastalık, Sizin Bildiğiniz Türden Bir Hastalık Değil... Bu Hastalık, Hastalığa Aşık Olma Hastalığı..