41 ..

11 5 26
                                    

Annemle sabaha kadar doya doya sohbet etmiştik. Sabah ezanı okunurken annem bana bakarak " Hadi, kızım. Yatalım artık. Bak! Birazdan sabah olacak." Dediğinde ben de ona bakarak başımı sallarken " İyi geceler." Diyerek ayağa kalktım.

Odama giderek yatağıma yattım. Uyku o kadar tatlı tatlı bastırıyordu ki gözlerim kapanmıştı.

Bu sefer yine o gündeydik. Yanımda İlyas vardı. Ben ona bakarak " Nereye gidiyoruz?" Diye sorduğumda ise o bana sadece sert bir şekilde bakarken cevap vermemeyi tercih etti.

Ama içimden bir ses ölüme yavaş yavaş yaklaştığımı söylüyordu. İlyas bizim sokağa girdiğinde o an korkuyla yutkundum.

İlyas arabayı evin önünde durdurdu. Hiç beklemeden kapıyı açarak benim tarafıma doğru yürümeye başladı.

Benim kapımı açarak bana " İn, aşağı. " Dediğinde o an korkudan ne yapacağımı bilemez haldeydim.

İlyas sinirle kolumdan tutarak, beni aşağıya indirdiği sırada kapıyı sertçe kapattı.

O, beni eve sürüklerken ben de kolumu kurtarmaya bir yandan da ona yalvar yakar
" İlyas, ne olur? Annemlere bir şey söyleme." Diye cevap verdim.

Ama bu İlyas'ın umurunda değildi. Aksine bana bakarak " Bunu, sen kendin istedin. Sonuçlarına katlanacaksın." Dediğinde ise o an donakaldım.

Beni kolumdan tutarak kapının önünde durduğunda kapıyı sert bir şekilde çalmaya başladı. Kolumu tutmasa buradan kaçabilirdim. Ama bu mümkün değildi.

İlk önce içeriden adım sesleri geldi. Ardından da  " Hayırdır, inşallah. Gecenin bu saatinde? Geldim, geldim. Patlama." Diyen annemin sesi duyuldu.

Annem kapıyı açtığında karşısında bizi görünce bunu beklemiyor olacak ki şok olmuş bir halde bir bana bir de İlyas'a bakarak " Hayırdır, oğlum. Gecenin bu vaktinde bir şey mi oldu?" Diye sordu.

Ben ise İlyas'a ne olur yapma dercesine bakarken İlyas kısa bir süre bana baktı. Ardından da anneme bakarak sert bir sesle " Nermin anne, babam içeride mi?" Diye sordu.

Annem de merakla kaşlarını çatarak, " Evet, içeride." Diye cevap verdiğinde İlyas da ona bakarak başını sallarken
" Güzel," dedi. Ardından da benim kolumdan tutup " Yürü." Diyerek içeriye soktu.

Ayaklarım geri geri gidiyordu. İlyas gür bir sesle " Orhan Korkmaz. Çık dışarıya." Diye cevap verdiğinde o gür sesi gecenin sessizliğinde bütün mahallede yankılandı.

Komşular belki de çoktan sesi duymuş, ne olduğunu anlamak için dışarıya çıkmıştı. Kimi pencereden, kimi de kapıdan merakla bize bakıyordu.

Her an  polisin buraya gelmesi an meseleydi. Önce yattıkları odanın ışığı yandı, ardından da babam sinirle balkona çıkarak bize bakarak " Ne oluyor, oğul? Kuyruğuna basılmış, it gibi ne diye bağırıyorsun? Sabahı bekleyemedin mi?" Diye sordu.

İlyas onun  beni evin önüne atmasıyla bir an olayın şokuyla dengemi kaybedip yere düştüm. Canım yanıyordu ama bu umurumda değildi. Şu an tek düşündüğüm birazdan başına geleceklerdi.

İlyas sanki bir sanki bulaşıcı bir mikropmuşum gibi sinirle beni parmağıyla işaret ederek tükürür gibi  " Sen, onu bu, o. u kızına soracaksın. Benimle evliyken, elalemin adamıyla yatıp kalkıyor. Ben, bu, ikisini bizim otelde hem de yatak odamızda bastım. Beni uyutup elin herifini odamıza kadar sokmuş. Ben, gelmesem Allah bilir neler olacaktı." Derken başımı yavaşça kaldırıp babama baktığımda babamın sinirle burnundan soluduğunu gördüm

Alnındaki damar atıyordu. Elini sinirden yumruk yaparken  öylece bana bakıyordu. Annem ise şok olmuş bir halde elini ağzına kapatarak bizi izliyordu.

Hastalık Hobim/Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin