12

510 34 3
                                    


*

🌙
Taehyung'dan;

Aynadaki yansımama baktım, kanayan dudağıma, moraran elmacık kemiğime odaklandı gözlerim.

Hissetmiyordum hiçbir şey, belki fiziksel acı çekersem içimdeki ateş söner diye beklemiştim ama hiçbir etkisi olmamıştı. İçimdeki ateş tersine körüklenmiş, alev almıştı tüm bedenim.

Namjoon'la konuştuktan sonra evdeki tuvaletlerden birine attım kendimi, aynadaki yansımama odaklanmış dakikalardır yüzümdeki yaralara bakıyordum. Acısın istiyordum ama acımıyordu. Biraz olsun acısın istedim, acısın ki içimdeki şu acı dinsin. Olmadı.

Ne acıdı, ne acısı geçti.

Kanayan dudağımı lavabonun kenarından aldığım peçeteyle sildim sertçe. Acısın diye ekstra bastırıyor, daha çok güç uyguluyordum. Sinirle birkaç kez yaptım bunu, peçeteyi çöp kutusuna fırlatıp attıktan sonra elimi yüzümü yıkamak için suyu açtım, sinirim geçmiyordu geçmek yerine daha çok ele geçiriyordu beni. Yüzüme çarptığım suların hiçbir etkisi olmadı, suyu kapattım ve yeniden aynadaki yansımama odaklandım ellerimi lavabonun kenarına yaslayarak. Yüzümden damlayan sulara baktım, sinirle kendimi izledim.

Yumruğumu kendi suratımın ortasına geçirdim aynadan.

O kadar sert vurdum ki yumruğumu vurduğum yer içine göçtü, aynanın etrafı parça parça kırıklarla doldu. Bazı parçalar lavabonun içine düştü, yumruğumdan akan kanlar damladı beyaz mermere.

Yavaşça elimi aynadan çektim, çekerken aynanın kırılan parçaları yumruğuma yapıştığı için ayırmak biraz zor oldu ama ayırdım yumruğumu aynadan.

Yine acımadı canım.

Karşımdaki aynaya baktım, paramparça olmuş aynaya diktim gözlerimi. Arkasındaki görüntüye odaklandım, kendime baktım. İçimdeki beni yansıtıyordu görüntüm. İçimde paramparça olmuş Taehyung duruyordu şimdi karşımda.

Kanayan elimi lavabonun altında yıkamak için tekrar suya soktuğumda fazla derine giren birkaç parçayı çıkardım çekerek ama bunu yapmamla daha çok kanamaya başladı elim.

Uzanıp aldığım havluyla sardım bu defa daha çok kanamasın diye, bunu yaparken o kadar sinirliydim ki sonucunu düşünememiştim.

"Namjoon!" Diye gürledim lavabodan.

"Ne var Taehyung?" Diyerek lavabonun kapısını açtı, kafası önüne eğik şekilde girdiği için önce beni görmedi ama kafasını kaldırdığında göz bebeklerinin büyüdüğünü gördüm anlık.

"Gerizekalı herif ne yaptın sen?" Koşarak yanıma geldi hemen, önce lavabonun içindeki kırıklara, sonra etrafa bulaşmış kanlara baktı. En son elimi tutup sardığım havluyu yavaşça elimden çekmeye başladı. "Taehyung, gerçekten aptalsın.." hem söyleniyor hem de suratını buruşturarak elimi açmaya çalışıyordu. Bense sadece onu izliyordum boş boş. "Neden yaptın bunu? Çok mu istiyorsun kendine zarar vermek ha?"

Çok istiyordum. Onun canını yaktığım için kendi canımı da yakmak istiyordum, yanıyordu canım ama bir de fiziksel olarak acıtmak istiyordum çünkü ben onu çok üzmüştüm. Çok ağlatmıştım bebeğimi.

"Konuşsana gerizekalı herif? Derdin ne senin ha?" Elimi tutup suyun altına soktu temizlemek için. "Madem böyle olacaktı ayrılmasaydın oğlum, madem bu kadar acıyacaktı canınız, bitirmeseydin. İkinizde mahvoldunuz.." dedi elimi temizlerken.

"Zorundaydım.." diye mırıldandım, elimdeydi bakışlarım. "Zorundaydım.."

"Sikmişim zorunluluğunu.. yalan söyleseydin ayrıldım diye, anlatsaydın ya her şeyi Jungkook'a. Ya uydururduk bir şeyler, plan yapar inandırırdık ayrıldığına.." elimi sonunda suyun altından çekip havluyla kurulamaya başladı bu defa, direkt olarak bakışlarını bana çevirmişti ama benim gözlerim lavabonun içindeki kanlarda takılı kalmıştı.

MY STARLİGHT | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin