28

332 16 2
                                    




*


Jungkook'dan;


"Benim güzel sevgilim.." dudağımın kenarında bir baskı hissettim, "benim minik bebeğim.." bir tane daha, "benim uykucu kelebeğim.." Bu defa dudağımın diğer köşesinde hissettim baskıyı, gözlerimi açamıyordum o kadar uykum vardı ki, o kadar ağırlık vardı ki üzerimde göz kapaklarım sanki birbirine yapışmış gibiydi. "Uyan hadi, sana en sevdiğin şeyleri yaptım bak.." dedi Taehyung bu kez dudaklarımı tamamen öperek, beni öperek uyandırmasını çok seviyordum.

"Bak sana çikolatalı kurabiye yaptım, yanında da süt.." bir kez daha öptü beni o çok sevdiğim bal dudaklarıyla, "Kookie.. hadi uyuşukluk yapma." dedi, gözlerim kapalıydı ama etrafımda hareket ettiğini anlayabiliyordum, ayak sesleri doldu kulağıma, bir kaç adımdan sonra yatakta hareketlilik hissettim. Ben sırt üstü yatmıştım ve ellerim yastığın altında duruyordu, bir bacağım yorganın dışına çıkmışken öteki içerideydi ve boylu boyunca çapraz bir şekilde tüm yatağı kaplamıştım. Hissettiğim hareketlilikten sonra Taehyung'u bir anda üzerimde buldum, inatla açılmak istemeyen gözlerim Taehyung'u hissettiğinde bana hiç zorluk çıkarmadan fal taşı gibi açılmıştı. Her bir uzvum onun için yanıp tutuşuyordu işte, her bir zerrem onun için yaşıyordu.

"Taehyung.." dedim yeni uyandığım için mahmur çıkan sesimle. "Günaydın uykucu." Üstten üstten yüzüme bakıyor, bana en güzel gülümsemesini sunuyordu. "Günaydın Taetae." dedim çocuk gibi, ellerimi yastığın altından çıkarıp Taehyung'un yüzüne yerleştirdim, ait oldukları yere. Başımı yastıktan kaldırarak minik bir öpücük kondurdum dudaklarına, geri yastığa başımı koyduğumda alttan onu izledim, o kadar güzeldi ki, o kadar kusursuz ve aşık bakıyordu ki bana dayanamadım bir daha öptüm onu. Bu defa minik bir öpücük olarak bırakmadım, daha uzun öptüm. Onu hiç bırakmak istemiyor gibi, sonsuza dek böyle bu şekilde kalmak ister gibi öptüm.

"Canın yaramazlık mı yapmak istiyor senin?" diye sordu, dudaklarımın üzerinden ayrılmadan konuşmuştu. Her bir kelimesinde dudakları dudaklarıma sürtüyor, beni deli ediyordu. "Hayır," dedim mırıldanarak, "Sadece seni çok sevdiğimi söylüyordum dudaklarına.."

"Yaa.." dedi uzatarak, kendini benden ayırmış, bilmiş bilmiş bana bakıyordu. "Dudaklarımı kıskandım ama ben şu an." Alt dudağını ağzının içine alarak dişleriyle kıstırdı. "Taetae.." dedim kaşlarımı çatıp, parmağımla çenesini aşağıya doğru çekip dudağını kurtardım dişlerinden, "Yapma!" Yalandan kızgın bir ifadeyle bakıyordum ona ama beni çok ciddiye almıyordu.

"Ben seni dudağının altındaki beninden kıskanıyorum.." eğilip dudağımın altındaki benden öptü, "Sana benden daha yakın diye, gelmiş sen bana kızıyorsun şu an oldu mu hiç.." Bir an afalladım, ne diyeceğimi bilememiştim.

"Saçmalıyorsun.." dedim, elimle çıplak göğsümün üzerinden kalbimi işaret ettim, "Sen buradasın bak, bana senden yakın başka hiç kimse, hiçbir şey yok tamam mı? Kalbimsin benim, aklımdasın, ruhumdasın, sen benim duyduğum en güzel ses olarak kulaklarımdasın, içime çektiğim en güzel koku olarak hep zihnimdesin, gördüğüm en güzel manzara olarak gözlerimde.."

Eğilip kalbimin üzerinden öptü, kendini kaldırıp şakağımdan öptü, kulağımın altından, gözlerimden.. Onun için neyi saydıysam sırasıyla öptü oralardan.

"Seni çok seviyorum ben." diye mırıldandı, "Ben de seni çok seviyorum Taehyung." dedim onun gibi mırıldanarak.

Aynadaki yansımama baktım sonra, dudağımın altındaki beni oradan sökmek ister gibi parmağımla kazımaya çalıştım, kanatırcasına eşeledim orayı. Yumruk yaptığım elimi kalbime çıkardım, sökmek istedim. Nefes almak istemedim.

MY STARLİGHT | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin