9

545 36 2
                                    



*

🌙
Taehyung'dan;


Keşke evimize hiç gitmeseydim.

Keşke hiç adımımı atmasaydım ama Jungkook'umu görmeden içim rahat etmezdi, onun iyi olup olmadığını kendi gözlerimle görmeliydim. Giderken böyle olacağını düşünmemiştim ki, buraya gelirken bu kadar acı çekeceğimi düşünmemiştim.

Evimizin kapısını açtığında, neye uğradığımı şaşırarak üzerine düşmüş devamında aklıma gelen ilk bahaneyi söylemiştim ona. Buraya önemli bir eşyamı almaya geldiğimi söylemiştim, oysaki ondan önemli hiçbir şey yoktu şu dünyada benim için. Uyduruk bir defter bulup aldım odamızdan, içinde ne yazdığından bile haberim yoktu. Onun iyi olduğunu görmüştüm, biraz canını acıtmıştı piç herif ama iyi gibiydi. Dışardan iyi gibi görünüyordu ama içi ne söylüyordu bilmiyordum, gözlerine bakmaktan kaçıyordum hep, çünkü bakarsam bir daha çıkamazdım o güzel dünyasından. Çektiği acıları görürdüm gözbebeklerinde, gözlerine sığdırdığı dünyasının yıkılışını görürdüm ve bir daha görürsem enkazında kaybolup çıkamamaktan korkmuştum.

Onun dünyasını yıkmış, bir de o dünyada onu tek başına bırakmıştım.

Kendimden nefret ediyordum.

Bedenen iyi olduğunu görüp, rastgele bulduğum defterle evimizden çıkmak için hareketlendim, yüzüne bile bakmadan yanından geçip çıkışa yöneldim, yanından geçtiğimde burnuma dolan kokusu içimi sızlattı.

Keşke hiç arkama dönmeden çıkıp gitseydim, keşke hiç beklemeseydim.

Ne onu böyle üzer, ne kendi canımı böyle yakardım.

"Taehyung." dedi titreyen sesiyle. Elim kapıda kalmış, açmak için kendimi zorlasam da sesiyle donup kalmıştım sanki. Kımıldayamadı kolum, hareket edemedi parmaklarım, bir seslenmesiyle bütün vücudum onun emri altına girmişti, tüm bedenim onun için hazırdaydı. Benden bağımsız, onun sesiyle tüm hücrelerim ona itaat ederdi. Kolum kapıda, bedenim ona dönük söyleyeceği şeyi bekledim. Yüzüne, gözlerine bakmaktan kaçıyordum.

"Taehyung.." dedi yine ama bu defa hareketlendi. Yüzüne bakmamak için sarf ettiğim çaba, gözlerine kilitlenmemek için verdiğim güç öyle fazlaydı ki, tüm bedenim kasılıyordu.

Yaklaştı bana, aramızda bir kaç adım kalana dek yürüdü. Tam önümde durdu, yüzüme tam gözlerimin içine bakıyordu ama ben bakmıyordum, bakışlarım yerde parkelerin üzerinde geziniyordu.

"Bana bak." dedi, sesi titriyordu ve saklamak için hiç bir çabada bulunmuyordu. "Gözlerimin içine bak Taehyung." elini kaldırıp çenemin altından tuttu.

Dokunuşuna öldüm, elinin yüzümdeki sıcaklığı bedenimi eritip bitirdi. Vücudum dokunuşuyla titredi. İhtiyacım vardı ona, benim onun dokunuşuna, onun kokusuna, onun her şeyine ihtiyacım vardı.

"Bana bak Taehyung, son kez bak bana." Gözlerimi gözlerine kenetlemek zorunda kaldım hareketiyle, ona baktığımda solan bakışları içimi yaktı, kalbimi paramparça etti. Ona bunu ben yapmıştım, onun bakışını ben soldurmuştum. Dolu dolu oldu gözleri, uzanıp öpmek istedim.

"Ne istiyorsun Jungkook? Amacın ne?" diye sordum, içim yanarken ona belli etmeyeyim diye tüm duygularımı sakladım ondan, yaktım ateşe verdim, yanıp kül olsun istedim.

"Son kez bana bakmanı istedim." dedi, son kez değil diyemedim.

Onu hiç bırakmayacağımı söyleyemedim ona, hep yanında olacağımı söyleyemedim çünkü ben bile bilmiyordum ki vereceğim bu sözü tutabileceğimi.

MY STARLİGHT | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin