16

434 26 2
                                    




*

🌙
Taehyung'dan;


Geride bırakmak ne zormuş, her anlamda.

Bazı şeyleri geride bırakmak zorunda olmak, bazı kişileri geride bırakmaya çalışmak ne zormuş.

Jungkook'u hastanede yalnız başına bırakmak yaptığım en zor şeylerden birisiydi, onu o halde bırakıp gitmek.. Namjoon olmasa ne yapardım bilmiyordum. Onu arayıp gelmesini söylemesem, bu işin içinden nasıl çıkardım bilmiyordum.

Hastanede onları bıraktıktan sonra dışarıya çıkıp, halletmem gereken işi yaptıktan sonra arabama bindim. Burada bekleyecek, Jungkook'umun iyi olduğunu kendi gözlerimle görecektim. Gözlerim hastanenin çıkış kapısında sabit kalmış, bir saniye olsun bakışlarımı başka yöne çevirmemiştim.

Namjoon'a mesaj atıp yanıma gelmesini söyledim. Kapıdan çıktığı an arabadan inip aldığım paketi eline tutuşturdum. "Bunlar Jungkook için aldığım ayakkabılar, ne yap et bunları giymesini sağla olur mu? hava çok soğuk ayakları çıplak çıkmış dışarıya hasta olmasını istemiyorum, zaten çok güçsüz bedeni." gözlerinin içine bakıyordum hüzünle.

"Tamam merak etme, bende o iş." dedi ve elimdeki paketi aldı. "O.." dedim mırıldanarak, "İyi mi?"

"Uyuyor, henüz uyanmadı ama hemşireler her an uyanabileceğini söyledi." dedi, kafamı sallamakla yetindim sadece. Yanına gidemiyor, ona dokunamıyordum bile.

Namjoon omzuma güven verircesine vurduktan sonra elindeki paketi kendi arabasına yerleştirmek için uzaklaştı benden. Yerleştirdikten hemen sonra yeniden hastaneye girdi, onun arkasından arabama binerek yeniden onların çıkmasını beklemeye başladım. Öyle çok canım yanıyordu ki, onun yanında olan Namjoon değil ben olmalıydım, zaten onun yanında olmuş olsaydım o şuan bu halde olmazdı.

Her şeyin sorumlusu, tüm bu şeylerin sorumlusu bendim. Tamam belki babam yüzünden bu haldeydik ama ona karşı gelemediğim için, benim korkaklığım yüzünden bu haldeydik. Tüm korkum Jungkook'umdu.

Çenem direksiyonda, bakışlarım kapıda dakikalarca bekledim. Bir ara Namjoon ayakkabıları almak için dışarıya çıkmış, arabasından ayakkabıları alıp hastaneye geri girmişti, bu demek oluyordu ki Jungkook uyanmış ve ayakkabıları giymeyi kabul etmişti.

Yine aradan dakikalar geçti, bu defa ikisi birlikte dışarıya çıkmıştı ama Jungkook, Namjoon'un ona yardım etmesine izin vermiyordu. Kendisine dokundurtmuyordu. Kaçıyordu ondan. Belki de korkuyordu.. Yanlış mıydı yaptığım? Hiç tanımadığı, bir kez babamın yanında gördüğü bir adamı onun yanına göndermiştim, onu koruması içindi ama o bilmiyordu ki..

Yine kötülük yapmıştım ona, bu defa onu korkutmuştum hiç tanımadığı birini yanına göndererek.

Kollarını kendi bedenine sardı, üşüyordu. Onu öyle görmek içimdeki yangını daha da körüklüyordu. Çok canımı yakıyordu bu yaşananlar.

Namjoon'a mesaj gönderdim yeniden. Bu defa arabamdaki montu alıp Jungkook'a giydirmesi içindi. İncecik gömlekle dışarıya çıkmış, tüm soğuğu bedenine toplamıştı. Keşke gidip ona sarılabilseydim.

Namjoon koşarak geldi ve arka koltukta duran monta uzanarak ona verdim yarım açtığım kapıdan, hastaneden uzakta bekliyordum, Jungkook'un beni görme ihtimali yoktu o yüzden rahattım.

Hızla gidip montu Jungkook'a verdi ve giymesini sağladı. Bu yaptıkları için Namjoon'a minnettardım.

Jungkook'u eve kadar götürecekti ama uzaktan gördüğüm kadarıyla Jungkook bunu istememişti, montu giydikten sonra bir şeyler söyleyerek uzaklaştı Namjoon'dan.

MY STARLİGHT | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin