13

499 29 0
                                    


*

🌙
Taehyung'dan;

"Bırak..ma beni Tae..hyung, ne.. olur bırak..ma beni.." Kelimeler ağzından zar zor çıkıyordu, cümlesiyle birlikte dolan gözlerimi çevirdim baygın bedenine. Cümlesini tamamladığı an başı tamamen avucuma düşmüş, bilincini tamamen kaybetmişti.

"Jungkook.." endişeyle seslendim ona, uyansın istedim. Çok korkuyordum bir şey olacak diye, elim ayağım tüm bedenim titriyordu. Keşke seni bir daha asla bırakmayacağım diyebilseydim.

"Güzelim benim.." kafamı bir yola bir de Jungkook'a çeviriyordum sürekli olarak, tek elim onun başının altında düşmemesi için tutuyordu diğer elimse arabanın direksiyonunu kavramış yolu ortalamak için uğraşıyordu. "Uyan ne olursun.."

Son sürat sürdüm arabayı, önüme gelen arabaları durmadan geçiyor ne olacağını düşünmeden sonuna kadar basıyordum gaza. Kornalar, küfürler, ışıklar hiçbir şey umurumda değildi, tek istediğim onu bir an önce hastaneye yetiştirebilmekti.

Hastanenin önüne geldiğimde ani frenle kapısında durdum. "Yardım edin!" diye kükredim arabadan inip Jungkook'un olduğu tarafa koşarken. "Biri buraya baksın, yardım edin!" bir yanda bağırıyor bir yanda Jungkook'u arabadan çıkarmak için kapısını açıp içeriye uzanmaya çalışıyordum. Kucağıma aldığım gibi arabadan çıkardım onu, içeriden koşarak gelen ilk yardım görevlileri sedyeyle birlikte önümüze geliyorlardı, koşarak Jungkook'u sedyeye bıraktım kucağımdan indirip. "Ne olur onu iyileştirin.." koşan görevlilerin arkasından içeriye doğru son sürat yürüdüm, o kadar hızlı atıyordu ki kalbim, o kadar korkuyordum ki..

Ellerimi saçlarıma geçirip hastane koridorunda kaldım bir an, ilerleyemedim.

Acil odasına soktukları Jungkook'umun yanına gitmek istedim, gidemedim. Öylece kaldım koridorun ortasında, ayaklarım yerle bütünleşmiş üzerine beton dökülmüş gibi kalmıştım.

Derin derin nefesler alıyor, kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum, burada olmamızın sebebi bendim, Jungkook'un bu halde olmasının sebebi bendim. Çığlıklar atmak, bir yerleri yumruklamak istiyordum. Ben kendimden nefret ediyordum, ben yaşamayı hak etmiyordum ki..

"Çekilsene yolun ortasından!" dedi biri arkamdan geçmeye çalışırken, "Direk gibi dikilmiş duruyor, manyak mıdır nedir?" kendi kendine söyleniyor bir yandan da yürürken arkasını dönmüş bana bakıyordu. Gidip suratının ortasına yumruğumu geçirmek istedim ama o an acilden çıkan hemşirelerden birisinin sesini duyunca direkt olarak tüm odağımı oraya çevirdim.

"Siz içerideki beyefendinin yakınıydınız değil mi?" diye sormuştu bana bakarak, dikildiğim yerden sonunda hareket edebildiğimde ona doğru yaklaşmaya başladım. "Evet." dedim sesim titriyordu korkudan, "Nesi oluyorsunuz tam olarak, kayıtlara geçmemiz gerekiyor o yüzden soruyorum."

Nesi oluyordum gerçekten, ne diyecektim şimdi ben.. Sevgilisiyim diyemezdim çünkü artık sevgilisi değildim, ben artık onun hiçbir şeyi değildim ki..

"Arkadaşıyım.." diyebildim, o kadar canım yandı ki. "Pekala, isminizi öğrenebilir miyim?" diye sordu bu defa. "Kim Taehyung." dedim.

"Bay kim, arkadaşınız.." İsmini söylememi bekledi, "Jungkook.. Jeon Jungkook." Elindeki deftere söylediklerimi yazdıktan sonra bana döndü tekrar.

"Arkadaşınız Jungkook'un sağlık durumu gayet iyi, sadece bedeni çok yorgun düşmüş olmalı ki dayanamamış.." Gözlerim doldu, "Endişelenecek önemli bir şey görmedik, kendisine biraz daha fazla dikkat etmeli, aç kalmaması önemli sadece, burada birkaç saat misafir edeceğiz sonra taburcu olabilirsiniz, geçmiş olsun." diyerek yanımdan uzaklaştı, arkasından sadece mırıldanarak teşekkür edebildim. Benim yüzümdendi, onu bu hale ben getirmiştim.

MY STARLİGHT | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin