5. Bölüm

2.6K 183 28
                                        

Merhabalar!!
Kısa bir aranın ardından yeniden beraberiz.
Umarım keyifle okursunuz.
Bölüm sonunda görüşürüz 👋🏻
——————————————





"Hayatım. Hadi gelmiyor musun? Yemekler soğudu bak." Hızla çektiği sandalyeye oturdu. Servis kaşığıyla büyük salata kasesinden tabağına salata aldıktan sonra yanındaki tabağa da koydu. O koymasa yiyeceği yoktu.
"Hadi bakalım sen başla." Başıyla onayladı.
Çatalına aldığı köfteyi iştahla ısırırken genç kadın onu gözlerindeki ışıltıyla izliyordu.
Yanağına kondurulan öpücükle irkilirlen hızla başını çevirdi. Adamın mavi gözleri mutlulukla parlıyordu.

Hafifçe kaşları çatılırken yalandan azarladı.
"Alacağın olsun. Korkuttun beni." Dişlerini göstererek gülümsedi. İki eli masumum dercesine havaya kalkarken karşısındaki kadına sevgiyle bakıyordu. Kadın daha fazla uzatamamış olacak ki gülümseyerek karşılık verdi. Adamın bakışları küçük kızına kaydı.
İştahla yemeğini yiyordu. Sevdiği kadının elini tutarken sağ gözünü kırparak söze girdi.
"Bizim prensesin iştahı iyice açıldı. Yakında pembe elbisesine giremeyecek gibi. Ne dersin sevgilim?"

Küçük kız ağzına götürdüğü çatalı duyduklarıyla beraber tabağına düşürdü.
"Öyle vallahi. Pembe, kırmızı... iyice tombullaştı tabi. Yakında turuncu elbisesine de giremezse şaşırmam." Genç kadında adama ayak uydurdu. Küçük kız korkuyla gözlerini açtı.
"A..ama.. turuncu elbise bana bol oluyor bir kere. O bana olur ki?" Kaşlarını kaldırarak onaylaması için genç kadına döndü.
Bilmem dercesine dudak bükmesi beklemediği birşeydi. Alt dudağı titrerken gözleri doldu. Elbiseleri çok seviyordu.
Pembe, turuncu, mavi...
Her renk vardı. Hepsini çok seviyordu. Ya çok kilo aldıysa? Ya hiçbiri bir daha ona olmazsa?

Durumu fark eden genç adam eliyle hafifçe dizine vurdu.
"Şşt. Gel bakalım prenses." Küçük kız bunu beklercesine hızla oturduğu sandalyeden kalkıp kucağına atladı. Eliyle minik yaşları temizledi genç adam.
"Neden ağlıyorsun meleğim?" Burnunu seslice çekiyordu. Ufak elleri yüzüne giderken yanaklarını sildi.
"Ya bir daha hiç elbise giyemezsem?" Büyük bir ciddiyetle kurduğu cümleyi beklemeyen genç adam 1-2 saniyelik affalamadan sonra bir kahkaha attı. Genç kadın da ona eşlik ederken anlamazca ikisine bakıyordu minik kız.

"Olsun bir tanem. Sende etek giyersin, pantolon giyersin. Olmaz mı?"  Hızla hayır anlamında başını salladı.
"Olmaz. Ben elbise seviyorum. Eğer olmazlarsa ben ne yapıcam?" Genç adam yüzüne kondurduğu gülümsemeyle kucağındaki kızın yanaklarını usulca okşadı.
Genç kadın onun yerine cevapladı.
"Yenisini alırız birtanem."
Küçük kız alt dudağını bükerek başını salladı.
"Ama o zaman paramız biter. Babam hep işte zaten. Artık hiç gelmez." Kurduğu cümleyle neşeli hava bir anda dağıldı.

Genç adam duyduklarıyla sarsıldı. Bunun için mi endişe ediyordu? Eli usulca kızının çenesini buldu. Hafifçe yüzünü kendine döndürdü.
Deniz mavileri karşısındaki deryalarda boğuluyordu.
Kendisi bir göldü şimdi.
Karşısındaki ise okyanus...

"Sen böyle şeyleri düşünme. Ben gelirim."
İtiraz edercesine konuşacakken izin vermedi.
"Gelirim Güneş'im. Çağıran sen ol yeter ki." Alnına derince bir öpücük kondururken fısıldadı.
"Ben sana hep gelirim."


Hızla cama vuran yağmur damlaları zihnimde yankılanıyordu sanki. Hipnotize ediyordu. Saatlerdir pencerenin önünden kalkmayıp gözlerimi göğe dikmemin sebebi başka ne olabilirdi ki?
Çok uzun zaman önce yaşanan gerçekliğinden emin dahi olamadığım anılara dalmamın sebebi başka ne olabilirdi?

Güneşin ilk ışıkları penceremin camına yansırken gece boyunca uyuyamamanın getirisiyle gözlerimi kıstım.
Bir damla uyku girmemişti gözlerime..
Nasıl girsindi ki?
Adamların beni zorla götürmesi o adamla geçirdiğim birkaç dakikanın yanında hiçti.
Sesi kulaklarımda yankılanırken titredim. "Senin için gelirim."

ZemherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin