Aman aman aman kim geliyor?
Yazar geliyor! Yazariçe geliyor 😂😂
Kavuştay zamanı geldi çattı a dostlar.
Bir çoğunuz tarafından heyecanla beklenen
bu bölüm geldi ve çattı.
Şimdi korksun 🦅 benden.
Yaktım çıranı..Oy ve yorumlarınızı, satır arası yorumlarınızı bol bol yapmanız dileğiyle ♥️
İyi okumalar dilerim.._______________________
İnsan denilen varlık karmaşıktır.
Her bir zihin farklı bir çarktır aslında.
Dişleri farklı, işleyişi farklı.. yönü farklı.
Fakat tüm bu farklılığın içinde bir düzen vardır. Her gün, her saat, her saniye aynı şekilde ilerler.
Ve tüm bu düzenin içinde bazen tekler de..
İşte bu tekleme anına 'pişmanlık' denir.Yapılan ya da söylenen bir şey için yaşadığın 'Keşke' nin adıdır bu. Aslında mevcut düzenin içinde kalsa hiçbir şey için pişmanlık duymaz insan. Çünkü o çarkın doğrusu budur.
İşleyişi budur. O çarkın, keşkesi yoktur.
Bir şey dışında..
Tek bir pişmanlığı vardır: yanlış insanlar için yaptığı doğrular..Çünkü bazen yaptığı doğrular da yetmez kişiye. İçten içe bilir aslında. Bazen 'doğru olanı' yapıyor olmak içini saran o pişmanlık hissine engel olmaz. Kalp bilir..
Bazen doğru olan, seni felakete sürükleyebilir.Şimdi oturduğu sandalyenin üstünde rahatsızca kıpırdanırken aklından geçen buydu. Bir felaketin içine düşmüş olduğu..
Mavileri korkuyla genç adamın sırtına değdi.
Lakin bu sefer ki korku kendi için değildi.
Kartal gürleyerek emirlerini sıralıyor onlarca adamı kollarından tuttuğu personelleri onun önüne yaka paça atıyordu.
Yapan kişiyi bulacaklardı."Abi bu ikisi son!" Tuncay'ın önünde korkuyla yürüyen iki kadın garsonla salonda kırk üç görevli olmuştu. Mekan yaklaşık bir saat önce sıkı güvenlik önlemleriyle boşaltılmış sadece Kartal ve onun adamları kalmıştı. Bu işi yapan kişinin hala burada olduğuna neredeyse emindi. Adamları dört bir koldan binadaki bütün personeli sorguya çekmek üzere buraya toplamıştı. Neler olduğunu az çok duymuş olsalar gerekti. Ondan mütevellit herkesin yüzünde korku dolu bir ifade vardı.
"E..eve gitmek istiyorum." Fısıltıyla çıkan sesini ondan başka kimse duymadı. Kalabalıkla arasında hatırı sayılır bir mesafe vardı. Ayakları onu taşıyamazken saatler önce oturduğu sandalyeye yığılıp kalmıştı. Daha fazla burada olmak istemiyordu. Saat gece yarısına varmış belki biraz da geçmişti. Zihni bedeninden daha yorgundu genç kadının.
Oysa tüm bu kargaşaya rağmen Kartal dinçti.Bütün siniri kahvelerinden karşısında dikilen kişilere birer ok misali saplanıyordu.
"Bi..biz bir şey yapmadık. Lütfen bizi bırakın." Genç kadının bakışları konuşan kişiye dönmüştü. Güneş'in yaşında ya da
ondan biraz daha büyük bir adamdı.
"Bırakacağım. Tabi içinizdeki çürük yumurtayı bulduktan sonra." Dakikalardır sorduğu soruyu tekrarlamasına lüzum yoktu.
"Kim yaptı?" Altını çizmek yeterliydi.Ateş saçan gözlerinin aksine sesi oldukça normaldi. Ama o kahveleri görmese de buna aldanmadı genç kadın. Gergin sırtı bunun geçici olduğunun en büyük kanıtıydı.
"Biz sadece çalışanız. Sizi tanımayız etmeyiz.
Niye öldürmeye çalışalım?"
Bu kez yaşça büyük bir adam konuşmuştu. Sesindeki öfke hissedilir haldeydi.
"İsim neydi?" Kartal'ın kibar sorusuyla
adamın gözleri kısılsa da cevaplamıştı. "Aykut." Gülümseyerek Tuncay'a dönüp tek gözünü kırptı. "Aykut beyi alalım."Sözlerinin bitmesiyle öfke yerini müthiş bir korkuya bırakmıştı. "Ne?!"
Tuncay arkasındaki korumalara işaret verince iri kıyım iki adam Aykut denilen görevliyi kalabalığın arasından zorla çıkartıp geniş salonun soluna çekti. Bıraktıkları gibi yüzüne atılan sıkı bir yumruğun sesiyle Güneş dudaklarının arasından çıkan çığlığa engel olamamıştı.
"Şimdi bana bu tezgahı düzenleyen kişi lazım. Gören, duyan.. ya da en ufak bir tuhaflık farkeden öne çıksın. Geceyi uzatmayalım."
![](https://img.wattpad.com/cover/332371371-288-k288702.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zemher
Fiksi UmumHızla açılan kapıyla cama yaslı kafamı kaldırdım. İrkilmiştim. Ona doğru dönmedim. Bu evde bu odaya ondan başka kimse bu şekilde giremezdi. Hoş, bir süredir kimse giremiyordu. Yanıma doğru gelip yüzümü ona dönmemi bekledi. Aldığı sesli nefeslerden...