"Salaksın sen ya..." diye homurdandım.
Doğa gözlerini açtı. "Kahraman demek istedin sanırım."
Göz devirdim. "Kıçımın kahramanı."
Dudağındaki patlağa pansuman yaptırıyordu zorla şerefsiz.
"Bunu sana anlatamadım. İnsanlar kendini koruyabilir. Bulaşmasana lan!"
Benimkinden az bir şey uzun boyu yüzünden onu oturtmuştum. Yarasına pamuğu sertçe bastırdım. Sızlanıp geri kaçmaya çalıştı ama ensesinden yakaladım onu. Hiçbir yere gidemezdi.
"Hey orada bir yerde vicdan var mı, alo?" diye seslendi yüzüme doğru.
"Yani tüm bunları vicdan için mi yapıyorsun?"
Önce bir şey söylemedi. "Senin teneke kafanın içinde duygulardan ne iz var ki? Anlamazsın böyle şeyleri. Düşünüp kendini yorma dostum."
Söylediklerini ağız bükerek tekrar ettim. Dudaklarıma doğru hafifçe vurdu. "İflahımı siktin Hazar, hadi bırak lan şu pamuğu. Acıyor."
Son kez sertçe bastırdım ve geri çekildim.
"Ben garaja gidiyorum."
"İyi bari ben de geleyim." Köşedeki basketbolu aldı.
"Sessizliğe ihtiyacım var benim."
"Benden sessizi mi var?"
*
Topun potaya vurulma sesi.
"İşte öyle oldu. Tuna sopayı çocuğun kafasına geçirdi."
Hiç sormamıştım ki.
Neyse.
Devreme geri döndüm.
Biraz sessizlik... Biraz huzur. Çok şey mi istiyorum?
Doğa'nın yanında sessizliği bulma umudu taşımamalıydım artık. O çocukken de böyle fıldır fıldırdı. Susmaz ki piç.
"Biraz tehdit ettim Cengiz'in kulağına gitmesin diye ama kesin gider. Bir de bunla uğraşacağım."
Topun potaya vurma sesi.
Dayanamadım artık. "Niye sen uğraşıyorsun?"
Durdu. Topu kaldırdı, atamadan önce söyledi: "Tuna'ya bulaşacak çünkü."
Kaşlarım çatıldı. "Eee?"
"Çocuk kendini koruyamıyor."
"Sopayı geçirmeyi biliyor ama?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEPE NOKTASI
Teen FictionBxB Kendini keşfetmeye başlayan Hazar, karanlık işlere bulaşır. Bocalar ve tepetaklak olmuş hayatında küçük oyunlar kurar. İnce bir buz üzerinde yürüyen karakterin tek dostu Doğa bu yolda ona yardım etmek ister. İkili arasında sıkı bir bağ, köklü bi...