6| İçinde pişmanlığı aramak

32 4 0
                                    



Kaldırım kenarına çöktüm. Kol saatimi izliyordum ve ne yapacağıma karar vermeye çalışıyordum. İçimde çok kötü bir his vardı.

İlk mahkemeyi kaybedişimizden sonraydı.

Sonunda cesaretimi toplayabildim. Bahçeye girdim kapıyı çaldım.

Birkaç dakika sonra Cengiz'le yüz yüze geldik.

Lisedeyken düşman sayılırdık. Ben de herkes gibi onu homofobi yüzünden Tuna'ya zorbalık yaptığını sanmıştım. Hazar'ın ifadesinden öğrendiğimde göre, Tuna'nın gerçek yüzünü görmüştü. Ve onunla ilgili bir şeyler biliyordu.

Onunla kaç kez yumruk yumruğa geldik sayamazdım bile. Birbirimizden hiçbir zaman haz etmezdik. Zorba biri olmadan önce de onu pek sevmezdim. İkimiz de aynı ortamdaysak hava her zaman çok gergin olurdu.

Beni görünce gerilmesi bu yüzden çok normaldi.

"Konuşmamız gerek." Dedim direkt.

Buraya ne için geldiğimi tahmin ediyor olmalıydı ki kaşları çatıldı ve homurdandı: "Doğa avukatınla görüştüm zaten."

"Mahkemeye çık." Dedim.

Kaşları çatıldı. "Ne?"

"Tuna'nın aslında nasıl biri olduğunu anlat."

"Doğa..."

"Ulaş nerede?" diye sordum.

Hazar'a bahsettiği bir önceki kurbanın ismi Ulaş'tı. Tuna, Hazar'a bulaşmadan önce Ulaş'ın hayatını mahvetmişti. Çocuğu hatırlamıyordum. Bizim sınıfta değildi. Ama araştırdığıma göre teneffüslere bile çıkmayan, çok sessiz olan ve hiç arkadaşı olmayan biriymiş.

O çocuğu bulmam gerekiyordu. Eğer onu bulabilirsem Tuna'nın yaptıklarına tanık olurdu ve bir şansımız olurdu. Ama resmen buharlaşmıştı. Selim abi nerede yaşadığını bile bulamamıştı. Çocuk resmen buharlaşmıştı. Ama öldüğüne dair bir kayıt yoktu. Hakkında çıkmış bir kayıp ilanı bile yoktu. Bir köşede ölüp kalmış mıydı? İsmini mi değiştirmişti? Ona ne olmuştu?

Kapıyı tutmayı bıraktı. Tamamen eşiğe çıktı, yüz yüze geldik. "Bilmiyorum. Bunu söyledim zaten. Ben hiçbir şey bilmiyorum."

Nedense öyle hissettirmiyordu.

"Lütfen Cengiz. Hazar'a yardım etmen gerek." Diye yalvardım.

Cengiz halimi görünce gözlerini kaçırdı. Yumrukları sıkılı, boğulmuş bir ifadesi vardı. Hazar'a üzüldüğünü, bize üzüldüğünü düşündüm. "Birini öldürdü Doğa. Ben nasıl yardım edebilirim buna?" dedi zayıf bir sesle.

Çok hassas bir dönemdi benim için. Kendimi kontrol edemedim. Yakasından tuttuğum gibi onu duvara yapıştırdım ve yüzüne doğru bağırdım: "Nefsi müdafaaydı!"

Nefes nefese kalmıştım. Göğsüm öfkeyle inip kalkıyordu. Onu incitmek istiyordum. Benim canımı yaktığı için ben de onun canını yakmak istiyordum.

"Ellerini üzerimden çek." Dedi sakince. O kadar sakindi ki bu sinirimi daha çok bozdu.

"Mahkemeye çıkman lazım. Tanık olacaksın. Duydun mu beni?"

"Ne diyeceğim Doğa? Tuna kötü biri dememi istiyorsun. Tamam derim, peki bu neye yarayacak?"

"Umurumda değil, bize kilit bir nokta gerek. İşimize yarayacak herhangi bir şey lazım!"

"O kişi ben değilim. Ulaş'ı bulmanız gerek. Siz bulamıyorsanız ben nasıl bulacağım?"

Cengiz'e güvenmiyordum.

TEPE NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin