Başta benimki gibi bir öpücük sandım.
Ama o belli ki beni kuşatmak istiyordu. Tıpkı benim gibi... Dilini ağzımın içinde hissettiğimde dizlerimden destek alarak doğruldum. Aynı anda o da doğruldu, ayaklanmış olduk. Bir elimle tişörtünün eteğini yakalayıp destek aldım. Kolumu sırtına doladım, daha fazla dokunmak istiyordum ona. Sırt kaslarına avcumun ayasını öyle bastırmıştım ki kemiklerinin şekillerini hissediyordum.
Buna... Bayıldım. Daha önce hiç... Böylesine coşkulu hissetmemiştim.
Doğa yanağımdaki avcunu enseme kaydırdı. Öpücüğü derinleştirdi ve aklım kaçırdım. Nefesim kesildiğinde ilk birkaç saniye beynimin bana oyun oynadığını sandım. Bu bir halüsinasyondu. Zehrin, vücudumu ele geçirmesiydi. Kafamın içinde kurup durduğum bir oyundu.
Saçlarımdan enseme inen elinin parmakları tişörtümün altından omzuma kaydı sonra yukarı saçlarıma çıktı tekrardan. Sendeledim, kollarına tutundum. Elleri... Benim ellerim gibi sabırsızdı.
Bu gerçekti.
Hayatımda, bundan daha gerçek bir şeye şahit olmamıştım. Sonunda. Kalbim öyle güçlü atıyordu ki kulaklarımda hissediyordum. Zemin sanki ayaklarımın altından kayıp gidiyordu. Kollarına daha sıkı tutundum. Beni geri geri yürüttü. Sırtım duvara yaslanana kadar hareket halinde olduk. Göğsümüz birleştiğinde heyecandan aşağı doğru kaydım ama üst baldırını bacaklarımın arasına bastırıp beni duvara sabitledi.
Dudaklarımız nefes almak için ayrıldığında ben titriyor, Doğa tüm dikkatiyle beni izliyordu.
Ölecektim. Hiç böyle hissetmemiştim. Zar zor titrek bir nefes çektim ciğerlerime, buna ihtiyacım vardı.
Yüzü hemen burnumun dibindeydi. Eli yanağım ve boynumun arasındaydı. Başparmağı orada bir yerlerde keşfetmediğim bir noktayı ağır ağır okşuyordu. Gözünü kırpmadan beni izliyordu. Sırf bakışlarının yoğunluğuna bayılacaktım. O parlak gözlerinde kayboluyordum. Oradaki netlik. Kafasındaki her şeye set kurup istediği tek şeyi yapması...
"Eee?" dedim nefes nefese ve güldüm. "Keşfedebildin mi peki?"
Üst baldırını bacak arama sürtüp, gözlerini kısarak bana baktı. İnleyerek kafamı arkaya yatırdım. Delirmemi istiyordu. "Kendini keşfedecektin. Beni değil."
Pekala... Sertleştiğimi biliyordu. Daha doğrusu, hissediyordu. Şimdi ne yapardık bilmiyordum. Sınırlara bu kadar yaklaşmışken, bunun geri dönüşü nasıl olacak belirsizdi.
Doğa kafamı arkama yatırdığım için açıkta kalan boynuma eğildi. Nefeslerini boynumda hissetmek gözlerimi sımsıkı yummama sebep olmuştu. Tişörtünü yumruğumun içinde sıktım.
"Hazar." Dayanamadım ve baldırına sürtündüm. Daha fazla temas istiyordum. Hepsini. Her şeyini. Elimle çenesini tutup yüzünü kaldırdım. Göz göze geldik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEPE NOKTASI
Roman pour AdolescentsBxB Kendini keşfetmeye başlayan Hazar, karanlık işlere bulaşır. Bocalar ve tepetaklak olmuş hayatında küçük oyunlar kurar. İnce bir buz üzerinde yürüyen karakterin tek dostu Doğa bu yolda ona yardım etmek ister. İkili arasında sıkı bir bağ, köklü bi...