38| Kırılma anı

43 8 3
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Şeytana doğru bir adım attım.

Tuna'yla yüz yüze geldik. O kadar karmaşık şeyler hissediyordum ki hangi birine odaklanacağımı seçemiyordum. Ama öfke canlıydı. Çok canlı.

"Sen ne yapıyorsun amına koyayım? Ne işin var burada? Evime kadar gelmek ne demek?" diyerek üstüne yürüdüm.

Suratındaki o piç gülüşü hiç bozmadı. Son derece rahat görünüyordu. Kapıma bir bakış attı. "Burada ayaküstü bunun tartışmasını yapamayız."

Kolunu sertçe tuttum. "Dalga mı geçiyorsun benimle?"

"Hayır. Konuşmamız lazım." Diyerek arabasını işaret etti. Onunla gelmemi istiyordu.

"Siktir git."

Derin bir nefes aldı. Yüzündeki gülümseme kaybolmuş, gerçek yüzü ortaya çıkmıştı. "Hır gür yapmaya gerek yok. Burada konuşamayacağımız şeyler var. Zorluk çıkarmak istemezsin değil mi Hazar? Hele de Kerem'e bulaştıktan sonra?"

Siktir. Kerem. Tuna en son onunla ne yaşadığımı biliyor muydu?

En azından ona bulaştığımı bildiği belliydi. Az çok farkındaydı bir şeylerin. Boşuna onun adını geçiriyor olamazdı. Beni tehdit mi ediyordu? Neyin içindeydim? Evimin adresini biliyordu. Annem içerdeyken şu an burada bir aksilik çıkaramazdım. O yüzden beni yönlendirmesine izin verdim.

Tuna şoför koltuğuna geçince gerginlikle salladım bacağımı ve terlemiş ellerimi pantolonuma sürttüm. Kerem olayı düşünmemi engelliyordu. Onu bir an için unutmuştum. O kadar sessiz kalınca, başımdaki sorunlar yüzünden düşünmemiştim. Şimdi ne olacaktı? Tuna'ya yandan bir bakış attım.

Arabayı çalıştırdı ve hareket ettik. Yol boyu hiç konuşmadı. Beni evine götürdüğünü anladığımda sırtımı iyice koltuğa yasladım. Ne olduğunu anlayana kadar tedbirli olmalıydım.

Üzerinde hala o sinir olduğum rahatlığı vardı. Ona öldürücü bakışlar atmamı bile umursamıyordu. Arabayı park ettikten sonra önden yürüdü. Eve geçtik. Kapıyı kapattığında ona döndüm. "Evime niye geliyorsun orospu çocuğu? Hala ne konuşmasından bahsediyorsun sen? Onca şeyden sonra suratıma nasıl bakabiliyorsun?"

Kollarını kavuşturdu. "Uzun zaman oldu ama sen hiç değişmemişsin. Merhaba yok mu?"

"Siktir git lan!"

Kıkırdadı. "Cidden... Ne boklar yediğini bilmiyorsun değil mi? Kerem'den mal çalmak mı? Onu silahla tehdit etmek mi? Aptal mısın Hazar sen?"

Gerildim. Bu beni korkutmalı mı? Kerem'e ne yaptıysam hak etmişti. "Sen bunları nerden biliyorsun?"

"Karanlıkta her şey kolay duyulur."

Yüzümü sıvazladım. "Bu saçmalıklarını dinletmek için mi getirdin beni?"

TEPE NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin