20| Uçurumdan atlamak

74 9 22
                                    

Merhabalar, bu bölümde tetikleyici unsurlar var.
(taciz, madde kullanımı)

 (taciz, madde kullanımı)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*



Doğa'yla hala Burak'ın odasındaydık.

"Hadi gidelim." Diye mırıldandım. Bu durumu da atlattığıma göre her şeyi atlatabilirdim ben.

Kafasını salladı. "Gitmeden önce, telefonunu alayım."

Kaşlarım çatıldı. Bu sefer kontrol edemedim. Öfkeyle ittirdim onu. "Sen artık gerçekten saçmalamaya başlıyorsun daha az önce yaptığın kontrol yetmedi yine başlama istersen!"

Kafasını iki yana salladı. "Bu sefer mesajlarını kontrol etmeyeceğim. Konum uygulaması indireceğim."

Kaşlarımı çattım. "Nedenmiş o?"

"Nerede olduğunun bilgisini telefonuma gönderen bir uygulama. Sana ulaşamadığım zaman böyle endişelendirme beni. Ayrıca saklayacağın bir şey yoksa bu konuda zaten endişelenmeni gerektiren bir şey de yok. Neden bu yaptığımdan rahatsız oluyorsun?"

Şerefsiz piç.

Senden nefret ediyorum.

Keşke donumu kontrol edip sikimin sertleşmesiyle yüz yüze kalsaydın da o şok olmuş ifadeni görseydim. Her şeyi hak ediyorsun sen.

Kendimden emin bir şekilde telefonumu verdim ona ama her an gözüm sinirden seğirebilirdi. Kerem'in mekanını keşfetmesi işime gelmezdi. Oraya belirli aralıklarla gittiğimi öğrendiğinde planlarım suya düşerdi. Beni zor duruma sokuyordu.

Doğa ne yaptıysa artık işini bitirdiğinde telefonu aldım. İçeri geçtik.

"Gidiyor musunuz? Kalsaydınız," deyip güldü Burak.

"Her şey için teşekkürler." Dedim ona gerçekten samimi bir şekilde.

Doğa el sıkıştı. "Seninle tanıştığıma memnun oldum başka bir gün birlikte oturup daha rahat sohbet edelim mutlaka."

Gece boyunca ne konuşmuşlardı tanrı bilir.

Sonunda eve doğru yola çıktığımızda nihayet derin bir nefes verdim. Doğa'nın telefonuma sızmasıyla beraber artık daha dikkatli olmak durumundaydım.

*

O sabah kahvaltıyı ben hazırladım. Yalaka bir şerefsiz olduğum için. Annem mutfağa geldiğinde gerçekten şaşırmış görünüyordu. "Kıyamet mi kopacak?" diye mırıldandı.

Kaşlarımı çattım. "Sadece bu sabah kahvaltıyı ben hazırlamak istemiştim." Diye mırıldandım.

Annem evrak çantasını yanındaki sandalyeye koydu ve hazırladığım masada şöyle bir göz gezdirdi. "Pekala... Bunun karşılığında ne istiyorsun canım?"

Yenilgiyle omuzlarımı düşürdüm. "Bana biraz para verebilir misin?"

Şaşırmış görünüyordu. "Elbette Hazar. Bunun için kahvaltı hazırlamana gerek yoktu tatlım,"

TEPE NOKTASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin