Merhaba, ben geldim.
Bu arada bu bölüm bir hafta sonrasında geçiyor, kafanız karışmasın diye baştan söyleyeyim dedim.
Oy ve yorum atmayı unutmayın,
İyi okumalar!
-
"Lacrosse işte böyle oynanır adamım!" Bizi izleyen bir Lacrosse oyuncusu attığım başarılı golden sonra beni işaret ederek tezahüratta bulundu.
Kalede durup benim tarafımı tutan topluluğa sert bir bakış attı Theo. Bunu gördükten sonra göğsüm daha kabardı. Zevk alıyordum onun kaybetmesinden.
İkimiz öğlen arasını kafa dağıtmak için bu şekilde değerlendirmeye karar vermiştik. Başta sahada yalnızdık fakat Theo'yla olan bol mücadeleli ve heyecanlı kapışmamıza şahit olan herkes bizi izlemek için durmuştu.
Theo bundan hiç mutlu değildi çünkü bugün gününde olan bendim. Kesinlikle o değildi. Ben ise oldukça memnundum.
Theo'yu bilerek kaleci yapmıştım. Atışlarda daha çok antrenman yapmış olacaktım ve kendimi biraz soyutlaştırmak istiyordum. En büyük sebebin ikincisi olduğunu fark ettim.
Sahanın öteki tarafında bizi başından beri büyük bir heyecanla izleyen biri Theo'ya sesini duyurdu. "Hey Raeken! Sana neler oluyor böyle dostum?"
Theo'nun kendi kendine bir şeyler söyleneceğinden emin olduğum için onu dikkatle dinledim. Ağzının içinden şunları söyledi; "Raeken birazdan hepinizin gırtlağını kesecek."
Güldüm ve sopamı elimde çevirdim, Theo'ya tekrar müthiş bir atış yapmak için hazırlandım. Bu sırada sanırım şovumuzun eğlencesi kaçtığı için yavaştan herkes dağılmaya başladı.
Sorun değildi, Theo'nun karşımda yeniliyor olması beni yeterince tatmin ediyordu zaten.
Topu sopamın ucunda bulunan ağa aldım ve çizgiye kadar koştum. Çizginin üstünde durup nokta atışı yapacağımı düşündüğüm bir atış yaptım fakat sergilediğim performans az önceki kusursuzluğuma benzemedi. Hem de hiç.
Top istediğim yöne gitmemişti ve Theo kaleden geçmesini başarıyla engelledi. Sopasının ağındaki topa baktı ve zaferle gülümseyip bana geri attı.
Dalgınlığıma geldiği için bana atılan topu da tutamadım. Şanssızlığıma denk geldiğini söyleyemezdim çünkü bunun şansla hiçbir ilgisi yoktu.
Galiba yeniden başlıyorduk..
Bunun devamında attığım her atış beni dünyanın en kötü Lacrosse oyuncusu olarak tarihe geçirebilirdi. İçimde eğer bir hırs ve öfke tohumu varsa o şuan yeşeriyordu.
Defalarca kez denedim ama Theo'ya karşı rezilce kaybettim her birini. Kurt gücümü kullanmayı düşündüğüm sırada koçun sesini duydum. Bizi ne ara izlemeye başlamıştı tek bir fikrim yoktu.
"Theo Raeken!" Theo'yla beraber koça çevirdik başımızı. Bize doğru geliyordu hızlı adımlarla. "Hemen takım kaptanlığı için yazılmanı istiyorum." dedi yanımıza yetiştiğinde. Theo ve ben ortada buluştuk koç buraya geldiği an.
"Nasıl isterseniz koç." Theo sırıttı. Anbean daha çok gıcık oluyordum ikisinin anlaşma şekline.
Koç inanılmaz bir heyecanla Theo'nun omzunu yakaladı ve sıktı. "Bu yıl herkesin kıçını tekmeleyeceksin. Karşı takıma karşı başarıyı elde ettiğini hayal edebiliyor musun? İşte o zaman, benim için sadece bir takım kaptanı olmayacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Should Know I'll Be There For You | Thiam
FanfictionLiam, her şey son bulduktan ve sürü dağıldıktan sonra asla eskisi gibi olamadı. Ta ki, o gece Theo'yla karşılaşana kadar. [06.03.2023 - ?]