Bölüm on iki: Kıskançlık

373 41 512
                                    

Ve yine ben.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.

Şimdiden,

Keyifli okumalar dilerim!

-

Kollarımın arasında tuttuğum ve sığdırabildiğim tüm abur cuburları üst kata taşımaya çalışıyordum. Kucağımdan cips paketi düştüğünde duraksadım, sonra devam ettim almakla uğraşmadan.

Odamın kapısını ayağımla ittirerek açtığım sırada annem aşağı kattan bağırdı.

"Liam! Sana çöpü atmanı söylemiştim!"

"Biraz bekleyebilir!" diye cevap verip odama girdim. Bana yerde oturmuş, şaşkınca bakan Theo'nun önüne tüm abur cuburları bıraktım ve ardından yerdekilere teker teker bakmasını sağladım.

Theo abur cuburlardan gözünü ayırmadan sordu. "Bunların hepsini yemeyi düşünmüyorsun değil mi?"

"Tek başıma bunları yersem ölürüm. Bu yüzden bana yardım edeceksin." Yanına gülerek oturdum ve sırtımı yatağa yaslarken televizyonu açtım.

"Film gecesi mi yapacağız yani?"

Theo'nun sorusunu açtığım oyunla yanıtladım. Ona dönüp baktığımda dudaklarında sırıtma taşıyordu.

O meydan okumadan önce ben konuştum. "Eminim bu sefer seni devireceğim."

Meydan okumadı, aksine şantajda bulundu. "Eğer başarısız olursan o akşamı tekrarlayacağız." Hangi akşamdan bahsettiğini ve neyi tekrarlayacağımızı anlamadığım bir bakış fırlattım. Açıkladı sırıtarak. "Kurt formunda olduğum akşam."

"Tüylerini okşamamı mı istiyorsun?"

İnanamayarak sorduğum soruya omuzlarını silkti ve biraz ötesindeki oyun konsoluna ilişti.

"Bunun için kaybetmeme gerek yok." Mırıldandım ancak Theo duyduğunu gülerek belli etti ve beni gülümsetti.

Birkaç ayarlama ve düzenlemeden sonra oyuna giriş yaptık. Kısa bir süre sonra kendimizi kaptırmıştık. Hatta artık oturarak değil, ayakta oynamaya başlamıştım. Son anlarda kazanmaya başlayınca coşmuştum haliyle.

"Sana söyledim, kaybedeceksin." Theo'yu küçümsedim ve tam yatağa oturacağım sırada beni yendi. Öylece kalakaldım.

Kafasını çevirdi, ekranda şokla gözlerini gezdirip nerede hata yaptığını düşünen bana baktı ve zaferin verdiği gururu sırıtarak temsil etti.

"Demek ki iddiaların altı boş olunca bir anlamı kalmıyormuş." Gözlerimi yavaşça televizyonun ekranından ona indirdim. Hiç beklemediğim bir anda beni yenmesi afallamama sebep olmuştu.

Kabullendim ve yatağın ucuna otururken, "Pekâlâ, sinsice bir şeyler yaptığına eminim ama kazandın." dedim.

Elbette der gibi kafasını oynattı. Yerdeki çöplere ve pisliğe baktığımda, aklıma annemin bana verdiği görev geldi. Dile getiremeden annem aşağıdan seslendi bana.

"Liam! Çöpü hâlâ atmamışsın!"

Theo güldü. "İstersen ara verelim, böylece yenilmeyi sindirmiş olursun."

You Should Know I'll Be There For You | ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin