Bölüm kırk bir: Aradığınız Numaraya Ulaşılamıyor

134 24 49
                                    

Benim kitapta hiç kaos yok 😔

Oy verip yorum yapmayı unutmayın,

İyi okumalar!

-

Tam da tahmin ettiğim gibi, okulun son dersine kadar hiçbir derste verimli olamamıştım. Bunlar olmasaydı bile derslerim zaten o kadar iyi değildi. Ama sanırım şimdi, batırmıştım.

Özellikle de koçun dikkatini çekmişti bu. Bana bir ton laf söyleyip gaza geleceğimi düşündüğü bir sürü cümle kurduktan sonra yakamı bırakmıştı. Fakat yine de, muhtemelen kafayı bana takacaktı çünkü bugün Lacrosse'da Lacrosse'un adını lekeleyebilecek her tür şeyi yapmıştım.

Şu an ise son dersim olan kimyadan çıkacaktım. Ama önce diğerlerinin gitmesini bekliyordum. Çünkü kalabalığı biraz atlatıp sessizce oturmaya ihtiyacım varmış gibi hissediyordum.

Sınıfta kimse kalmayınca kollarımı sıranın üzerine koyup başımı da kollarımın üzerine bıraktım ve gözlerimi yumdum. Kafamın içi zonkluyordu resmen. Eğer biraz daha dersim olsaydı çoktan bayılmış olurdum.

Bir süre sonra, yaklaşık beş dakikanın ardından, telefonumdan birkaç bildirim geldi. Artık bunun Theo olmadığını biliyordum ama engel olamadığım kalp atışlarım ani çarpıntı yapıyordu ve en azından gözlerimi açmama neden olmuştu bu. Bir dakikadan kısa bir sürede başımı kaldırdım, mesajlara bakamadan edemezdim. Sanırım beklediğin biri olunca telefondan bile kopamıyordun.

Cebimden hiç ayırmadığım telefonumu aldım ve açıp mesajlara baktım. Yine Mason'dan gelmişti.

Mason

Fark ettin mi, son zamanlarda sana çok fazla mesaj yollamaya başladım

Belki de sebebi telefon hastası olmaya başladığın içindir

Her neyse, neredesin? Oraya geleceğiz

Sebebi bekleyişte olmamdı. Hâlâ, ve hâlâ aptal gibi bekleyişte olmamdı. Mason'un büyük farkındalık mesajlarını yok sayıp sondaki mesajına yanıt verdim sadece.

Mason

Kimya sınıfındayım

Yerimi söylememezlik yapmadım. Ben söylemesem bile bütün okulu tarayıp bulurlardı beni, bundan emindim. Bu uzun bile sürmezdi çünkü Mason ders programımı biliyordu.

Bugün günümü çocuklardan çok uzakta geçirdiğim için elbette ki beni görmek ve belki de konuşmak isteyeceklerdi. Bunu anlıyordum. Sadece daha fazla Theo hakkında konuşmak istemiyordum. Bunu nasıl dile getireceğimi bile bilmiyordum. Onlara, "Theo kesin olarak gideceğini söyledi. Ve ben midem bulanıyormuş gibi hissediyorum." mu diyecektim?

Lafta saçmaydı. Ama hissettiklerim gerçekten artık midemi bulandırıyordu. Karnımın kasılmasından, kalbimin boşlukta sürükleniyor gibi oluşundan ve aklımda sürekli yüzlerce düşünce bulunmasından yorulmuştum. Theo'yu hâlâ geri istiyordum. Sanırım onu hep yanımda istemeye devam edecektim. Ama duygularım çok ağır geliyordu. Daha önce hiç bu kadar yıkıntıdaymışım gibi hissetmemiştim.

Kapının açılma sesiyle kafamı kaldırıp o yöne baktım. İçeriye bizimkiler girince, öylece sırayla yanıma gelmelerini izledim. Hiçbir şey yapmadan ve hiçbir şey söylemeden. En son gelen Nolan kapıyı kapatmıştı arkasından, ve birinin bir şey söylemesini bekler gibi bana ve diğerlerine bakındı.

You Should Know I'll Be There For You | ThiamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin