Hello wolfianlar
Bayramınız Thiam olsun. Bu da bayram hediyem!!
Bölüm Liam'ın bakış açısından olsun istedim çünkü biraz önemli bir şeyler oluyor.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın,
İyi okumalar!
-
Liam'dan;
Dibimdeki Theo'yu uyku hali ve gözlerim kapalı halde dirseğimle ittirerek bedenimden ayırmaya çalıştım. Çok sıcak olmuştu ve bana dayanması terletiyordu beni. Sonunda tüm çabalarım etki etti ve kendimden uzaklaştırmayı başardım. Yataktaki pozisyonum geceden beri sadece bir kez değişmişti, bu yüzden diğer yanıma dönme isteğim kabardı ve Theo'ya doğru çevirdim bedenimi.
O an bir tuhaflık sezdim. Bu gözlerimi aralamama ve önümdekine bakma ihtiyacı sundu. Birkaç saniye sonra yatakta Theo'nun olmadığını fark ettim. Onu fazla ittiğimi düşünerek hızla doğruldum ve yere baktım. Yerdekini görmemle endişeli bakışlarım soldu, aynı şekilde mimiklerim de düştü.
O Theo değildi. Sadece yastıktı.
Kaşlarım çatıldı bu duruma. Neler olduğunu kavramam uzun sürdü ama her şey apaçık ortadaydı. Theo beni bırakıp gitmişti ve yastıkla kandırmıştı. Dudaklarımı birbirine bastırdım sinirden. Bana gideceğini söylemesi gerektiğini nasıl düşünememişti?
Tekrar yatağa uzanmadım, oturdum ve saati kontrol ettim; sabah 9'du. Şimdi her sabah olduğu gibi hemşirelerin benimle ilgilenmesine ve sürekli etrafımda olmalarına katlanmak zorunda kalacaktım. Bu kez diğer sabahlara göre daha mutsuzdum çünkü Theo beni kırmıştı. Gerçekten benimle kalmasını beklemiştim. Hayal kırıklığına uğrayacağım aklıma gelmemişti.
Her gün buradan çıkmanın haberini umut etmek can sıkıcıydı. Artık direncim de yoktu, bazı şeylere karşı çıkmaya başlamıştım. Sabretmek zor geliyordu.
Gözlerim yerdeki kıyafetlerime çarptığı an yataktan çıktım ve teker teker üzerime geçirdim hepsini. Bunları yaparken aklımdan bir daha asla Theo'yla bu kadar samimileşmeyeceğimi geçirdim. Ona ders vermek için değildi bu, ya da belki öyleydi, bilmiyordum. Ama kesinlikle her defasında daha fazlasını istediği için buna engel olacaktım. Kendime ve irademe sahip çıkmanın tam vaktiydi şu an.
Geri yatağa oturduğumda kapım tıklatıldı ve birkaç saniye sonra açıldı. İçeri iki hemşirenin girmesiyle en ufak bir duygu belirtisi yaşamadan gözlerimi kapıdan uzaklaştırdım. Erkek olan yanıma geldi, diğeri ise kapıyı kapattı ve önünde bekledi. Bu kadar sessiz oluşlarını tuhaf buldum. Kafamı kaldırdım ve bana üstten bakan hemşireyle göz göze geldim.
Neler olduğunu sormak için ağzımı açacaktım ki üstümde dikilen benim yerime konuştu.
"İlaçlarını almadığına dair şikayetler alıyorum."
Benimle çocukmuşum gibi konuşması sinirlerimi bozdu. Tepkim her zamanki gibi iğneleyici oldu dediğine karşı. "Çıkarken hepsini size hediye edecektim oysa."
Alayla sırıtmasına kaşlarım çatıldı. Neden bu kadar tuhaftı? Kapıdaki kadına baktım, eli önlüğünün cebindeydi ve hazır olda bekliyor gözüküyordu. Kesinlikle ters giden bir şeyler vardı ve benim için kötü sonuçlanacaktı.
Öylece oturamadım, doğruca tetikte kalmak için hafifçe dikleştirdim sırtımı fakat adam ani bir hareketle arkasından elektroşok sopasını çıkardı ve benim hızımı geçerek göğsüme tuttu. Tüm elektrik akımının göğsümden vücuduma yayılışını titreşimli ve büyük bir acıyla hissettim. Bunu yapması direnişimi engelledi, kontrolsüz kalmamı sağladı ve vücudum benim iradem dışında sallandı. Boğuk bir bağırış ağzımdan çıktı. Bana iki katı daha acı vermek yerine yeterince güçsüz kaldığıma inandı ve voltajı indirdi, bedenim serbest kaldı. Yatağa yatırıldım, omuzlarımdan baskı yapıldı. Beni zorla tutan hemşireyi üzerimden atmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Should Know I'll Be There For You | Thiam
FanfictionLiam, her şey son bulduktan ve sürü dağıldıktan sonra asla eskisi gibi olamadı. Ta ki, o gece Theo'yla karşılaşana kadar. [06.03.2023 - ?]