Selam wolfianlar, ben geldim.
Aklımda efsane şeyler var..
Oy verip yorum yapmayı unutmayın,
İyi okumalar!
-
Bir süredir, sanırım üç gündür, Liam'ı görmeye gitmiyordum. Sadece bir kez ziyaret etmiştim onu, muhtemelen yalnızlıktan en az benim kadar ölüyordur. Dayanamayıp yolumu ormanlık üzerinden alıp Eichen Evi'ne çevirdim. Saat geç oluyordu ama Liam için değerdi.
Büyük binaya ulaştığım gibi arabamdan park edip indim. Kendimi tutamıyordum. Onu görmek için sabırsızlanıyordum. Evet, gerçekten özlemiştim.
Beni geçen sefer olduğu gibi danışman ve görevli karşıladı. İkilinin beni görmesiyle yerlerinden bir anlığına gerilediğini fark ettim ve bu bana keyif verdi. Oraya uğramadan yerini öğrendiğim Liam'ın odasına adeta elimi kolumu sallayarak ilerledim. Umarım bir gün kafamı uçurmaya çalışmazlardı.
Odanın önüne geldiğimde önce ufaktan tıklattım. Birkaç saniye sonra kapı açıldı. Liam'ın yaptığını sandım ancak kapıyı açan bir kadındı ve odadan ayrılmadan önce Liam'a dönüp, "Sana ilaçlarını getireceğim, biraz bekle lütfen." dedi. İçeri geçtiğimde bana garipseyici bir bakış attı ardından. "Ziyaret saati olduğunu sanmıyorum."
"Bana ufak bir jest geçtiler." Gülümsedim ve hemen defolmasını istedim.
Hemşire çıkar çıkmaz Liam'a döndüm, geniş gülümsemesiyle oturduğu yerden kalktı. "Sonunda beni hatırladın."
Ona yaklaştım aynı gülümsemeyle. "Yanılıyorsun." dedim. "Hep aklımdaydın."
Önüne geçtim, hasret çektiğim gözlerinin içine derinden baktım, kaybettiğimi sandığım duygularımı tekrar hissettim. Liam'da güzel duygular yaşıyordum. Araya zaman girince bunu unuturum sandım..
"Bir şey.. bir şey buldunuz mu?" Hâlâ ümitliydi bu konuda. Sesinden anlaşılıyordu.
"Pek sayılmaz." Yüzü düştü. Ama anlatacağım çok şey vardı, bu yüzden kolundan tutup onu yatağa çektim, yanyana oturduğumuzda konuştum. "Avcıların saldırısına uğradım."
Liam tekledi. "Ne?" Gerçek olup olmadığını sorguladı önce, daha sonra devam etmemi istedi. "Ne oldu?"
Her ne kadar onu endişeye sokmak istemesem de, sır saklamak da istemiyordum. Bu yüzden dürüstlüğün ve gerçekliğin adı üstünde anlatmaya geçtim. Bir anda üzerime çullanmalarını, Derek'in istisnasız en iyi zamanlamayı yaparak hayatımı kurtarmasını, kurtboğanlı okun gazabına uğramamı ve Derek'in bir kez daha hayatımı kurtarmasını sırasıyla anlattım. Ve Liam küçük bir çocuğa efsanevi bir hikaye anlatıyormuşum gibi birden fazla duyguyla beni dinledi.
Neden böyle hissettiğini biliyordum. Sonunda, kanıtlı bir şey vardı elimizde. Bunun gerçekliğini binlerce defa anlatmıştı. Bizim göz ardı edişimiz onun Eichen'a gönderilmesine kadardı belki de. Şimdi, sağlam ve gerçeğe dayalı bir kanıtımız vardı.
"Ve şimdi buradayım işte." diyerek sözlerimi noktaladım.
"Size hep söyledim. Beni dinleseydiniz-"
"Biliyorum." diye araya kaynadım ve beklediğim sözleri söyleyerek kendisini yormasını engelledim. "Haklıydın. Hep haklıydın."
Liam kızgın ve sert bir bakış attı. "Yeni mi aklına geldi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Should Know I'll Be There For You | Thiam
FanfictionLiam, her şey son bulduktan ve sürü dağıldıktan sonra asla eskisi gibi olamadı. Ta ki, o gece Theo'yla karşılaşana kadar. [06.03.2023 - ?]