Selam wolfianlar.
Bu bölüm için de güzel oylar bekliyorum, aklınızda bulunsun.
Oy verip yorum yapmayı unutmayın,
İyi okumalar!
-
Zorla okula gönderilmek kadar sabır sınayıcı bir şey yoktu. Liam'la beraber gitmeliydim en azından diye düşünürken Bay Geyer'ın bana attığı kazık içime oturmuştu. Ve Liam bu durumdan hiç hoşlanmasa da sesini çıkartmamayı tercih etmişti. Bana da denileni yapmak dışında seçenek kalmamıştı.
İsteksizce okul binasından içeri girdim, ayaklarım beni geriye doğru ilerletmek istese de.
Tüm gün kafamın içi Liam'ın ismini bağırırken nasıl derslere odaklanmamı bekleyebilirlerdi? Ebeveynler gerçekten anlayışsızdı. Ya da bende bir problem vardı, bilmiyordum.
Her ne kadar Bay ve Bayan Geyer'ın açısından bakmaya çalışsam da, yaptıkları bizim aleyhimize dakikalar geçtikçe daha çok işlediği için bu pek mümkün olmuyordu. Ve bir de onları ikna etmek diye bir şey olmadığının farkına vardım. Liam'ın neden bu kadar agresif olduğu ortaya çıktı.
Dolabımın önüne geçtim ve ekonomi dersi için ihtiyacım olacak defteri ve kitabı aldım. Birden bire tam üstümde çalan ders zili ile yüzüm buruştu ve başımı eğip kulaklarımı tıkadım. Lanet olası zil çalmayı bıraktıktan sonra ellerimi kulaklarımdan çektim ve sinirle burnumdan soludum. Refleksim yüzünden kucağımdaki defter ve kitap da düşmüştü. Yerden toplayıp hızlıca dolap kapağımı kapattım ve derse yetişmek adına aceleci attım adımlarımı.
Zil sesi yüzünden başım zonkluyordu, bu beni daha da sinirlendiriyordu. Günüm her şeyden beter geçecekti anlaşılan. Ve Liam'ın yeri bana bırakılmış gibiydi, öfkesi bana geçmiş olmalıydı. En ufak şeyle bomba gibi patlayabilirdim.
Tıpkı onun gibi.
Dünden beri huzursuzdum ve sabah bu ikiye katlanmıştı. Şimdi de derste iyi bir performans göstermeliydim, öyle değil mi?
Neyse ki dersin öğretmeni koçtu. Beni seviyordu ve bana özel bir ilgisi vardı. Zorlandığımı hissedersem sınıftan çıkmak için gerekçeli bir bahaneye ihtiyacım olmazdı veya benim bu nedenle dersten kalmamı sağlamazdı.
Liam'ın dün akşam anlattığı hikayesinin baş kahramanı da aynı zamanda koçtu. İşte şimdi, tüm samimiyetimle onu favori öğretmenim seçmiştim.
Yerime geçmemle koç sınıftan içeri girdi, sınıfa göz attı ve beni bulduğunda gururla gülümsedi. "İşte yıldızımız. Peki ya yanındaki o küçük nerede? Dumb-bar."
"O.. Bir süre olmayacak, sağlık problemleri yüzünden." Ardından ekleme yaptım. "Ayrıca Dumb-bar değil, Dunbar." Buna ne gerek vardı bilmiyordum ama koçun ilgilendiği kısım bu olmadı zaten.
"Öyle mi? Ne tür bir sağlık problemi bu? Yoksa o da mı uyuşturucuya başladı?" Örneklendirmesi beni şaşırtsa da ardında kalmadım.
"Hayır." dedim ve aniden verdiğim cevapla garipsedim kendimi. Daha yavaş bir tonda, "Yani, ufak bir stres bozukluğu diyebilirim." diye açıklık getirmeye çalıştım üstü kapalı şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Should Know I'll Be There For You | Thiam
FanfictionLiam, her şey son bulduktan ve sürü dağıldıktan sonra asla eskisi gibi olamadı. Ta ki, o gece Theo'yla karşılaşana kadar. [06.03.2023 - ?]